Hasan Celal Güzel/Radikal
Evvelâ, hemen belirteyim ki, bu yazımın, görevinin başında vatan savunmasını yapan TSK mensuplarıyla hiçbir ilgisi yoktur.
Onların daima başımızın üzerinde yerleri vardır.
Lâkin, darbe plânları yapan, demokrasiye, millet iradesine ve hukuka karşı tank yürütenlerin bizim kahraman ordumuzla ve askerimizle hiçbir münasebeti kalmamıştır. Bunlar, en adî şakîlerden ve haydutlardan daha alçaktır. Milletin alın teriyle kazandığı paralarla vatan müdafaası için alınan silahları milletin bağrına çevirenlerden daha aşağılık yaratıklar düşünebilir misiniz?!...
Neymiş efendim, lâiklik elden gidiyormuş, Türkiye bölünmenin eşiğindeymiş, vatanı kurtarmak lâzımmış...
Peki sen kim oluyorsun da, hangi sıfat ve yetkiyle kendini milletin yerine koyup darbe komploları hazırlıyorsun?... Erkeksen milletin verdiği silâhı bırakır, üniformayı çıkarır, gelir siyaset meydanında yarışırsın...
Darbeci bozuntusu, kulağını aç da dinle!...
Artık 21. yüzyılın başında, yeni bir binyılın içerisindeyiz. Gelişmiş demokratik dünya bir yana, Güney Amerika?nın muz cumhuriyetlerinde, Orta Doğu?nun kabile devletlerinde bile artık askerî darbeler sözkonusu değil... Bir zavallı Tayland?lılar bir de bizler...
Allah aşkına, sizler bu kadar eğitimden, tecrübeden, bilgiden sonra hâlâ darbe plânları yapmaya hiç utanmıyor musunuz? Her zaman isminin ardına sığınarak istismar ettiğiniz Büyük Atatürk yaşamış olsaydı, sizin demokrasiye müdahaleniz karşısında kimbilir neler söylerdi?...
Dünkü yazımda da bir nebze değindim. Darbeci taslakları ile onları provoke ederek iktidar sahibi olmak isteyenler, artık dünyanın ve Türkiye?nin gerçeklerini görmek zorundadırlar.
Darbeler Dönemi?nin başladığı 1960?dan bu yana dünya ve Türkiye tamamen değişmiştir. Dünyada soğuk savaş sona ermiş; bloklar yıkılmış; ideolojiler devri tamamlanmış; bilgi çağı ve küreselleşme dönemine girilmiş; açık toplumlar ortaya çıkmıştır. Böyle bir dönemde artık demokrasiye ve hukuka karşı darbelerden bahsedilemez.
Türkiye?de, 1960?da fert başına düşen gelir 194 dolardan bugün 10.000 dolara ve ihracat 200 milyon dolardan 130 milyar dolara yükselmiş, dışa açık bir piyasa ekonomisi modeline geçilmiştir. 1960?da Türkiye nüfusunun yüzde 30?u şehirliyken, bugün yüzde 80?i şehirlidir.
1960?da yüksek öğrenimde okullaşma oranı sadece yüzde 3 iken, bugün yüzde 40 civarındadır. 1960?larda Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi dernekler dışında sivil toplum kuruluşu yokken, bugün binlerce gönüllü kuruluşun milyonlarca üyesi mevcuttur.
Kısaca, 27 Mayıs?tan bu yana geçen yarım asırlık dönemde Türkiye, kapalı, fakir, köylü, eğitimsiz ve örgütsüz bir toplum yapısından dünyaya açık, zenginleşen, eğitimli, şehirli ve örgütlü bir toplum yapısına ulaşarak tam bir ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasî bir dönüşüm gerçekleştirmiştir.
Sizin anlayacağınız, artık karşınızda borazanları öttürerek koyun sürüsü gibi güdeceğiniz bir toplum yoktur...
***
Darbeci bozuntuları kendi aralarında değişik ?darbe modelleri? tartışırlar. Aslında idealleri 12 Eylül Tipi darbedir. Zira böylece hem iktidara hâkim olabilecekler hem de arkalarını sağlama alıp 27 Mayıs sonrası ihtilâtlardan kurtulacaklardır. Ancak, bereket versin ki, Org. Hilmi Özkök?ten başlayarak Org. Büyükanıt?a, şimdi de Org. Başbuğ?a bu konuda nüfuz edememişlerdir.
12 Mart ve 28 Şubat modelleri ise, sadece jakoben despotizme hizmet edecek ve darbecilerin hâkimiyetini sınırlayacaktır.
Bu durumda darbecilere 27 Mayıs Cunta Tipi bir komploya başvurmaktan başka çare kalmıyor...
Lâkin, bu darbeci mâkulesi buna benzer bir darbe teşebbüsünde bulunursa hiçbir şekilde başarılı olamaz. Şöyle ki:
1. TSK?nın demokrasiye ve hukuka bağı komuta kademesi buna izin vermeyecektir.
2. Milletimiz böyle bir müdahaleye topyekûn karşı çıkacaktır.
3. Darbecilere karşı meşru güçlerle mücadele edilecek ve darbecilerin emrindeki birlikler buna müsaade etmeyecektir.
4. Uluslararası toplum buna çok sert şekilde tepki gösterecektir.
Sonuç olarak, darbecilere hapishanenin yolu görünecektir.