Türk, 'Bir albayın imzasının bulunması tek başına askerî yargıya taşımaya yetmez. Sivil yargının görev alanına giriyor. Burada hükümete karşı cebir ve şiddet kullanılarak yönetimin devrilmesi ya da anayasal düzene müdahale var. Faillerin doğrudan TCK'nın 309 ya da 312. maddelerine göre sivil yargı tarafından yargılanması gerekiyor.' dedi. Taraf Gazetesi'nce deşifre edilen 'eylem planı'nın üzerinde ciddiyetle durulmasını isteyen eski bakan, 'Halen bazı kuvvet komutanlarının adının da karıştığı ve devam eden Ergenekon adlı kapsamlı davada yargılanan sanığın bürosunda Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı iddia edilen bir belgenin ne işi var?' diye sordu. Hukukçular da Türk'le aynı fikirde. Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, 'Emir-komuta zinciriyle hareket eden askerî yargının kararı inandırıcı olmaz.' derken, eski Başsavcı Reşat Petek, Albay Çiçek'in ifade vermesinin soru işaretlerini artırdığını söyledi. Sanatçı Lale Mansur da soruşturmayı askerî mahkemenin yürütmesini eleştirdi.
İşte cevap bekleyen sorular
Albay Dursun Çiçek, ifade vermeye neden gelmedi? Adlî Tıp'ın '3 günde çözeriz' dediği gerçeği ortaya çıkarma süreci hangi amaçla uzatılıyor?
Genelkurmay Askerî Başsavcısı, İstanbul'da savcılarla yaklaşık 5 saat ne görüştü? Askerî savcılığın, kanaatin ötesinde bir bulgusu var mı?
Soruşturmanın selameti açısından Albay Dursun Çiçek açığa alındı mı? Madem belge sahte, asker imza sirkülerini vermekten niye kaçınıyor?
Demokrasiye karşı komplo kurmayı hedefleyen 'eylem belgesi'ni Ergenekon savcıları buldu, soruşturmayı niye askerî savcılar yürütüyor?
Koç ailesiyle birlikte, birçok sivil toplum örgütünü fişleyen andıçta da imzası olan Albay Çiçek ile ilgili bugüne kadar bir işlem yapıldı mı?
Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nca hazırlandığı iddia edilen 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın soruşturma sürecine ilişkin tartışmalara eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de katıldı. Konunun askerî yargının görev alanının dışında olduğunu anlatan Türk, 'Burada hükümete karşı cebir ve şiddet kullanılarak yönetimin devrilmesi ya da anayasal düzene müdahale var. Faillerin doğrudan TCK'nın 309. ya da 312. maddelerine göre sivil yargı tarafından yargılanması gerekiyor.' dedi.
Eski Adalet Bakanı Türk, belgenin Ergenekon davasından yargılanan bir sanığın bürosunda bulunmasının anlamlı olduğunu söyledi. Askerî savcılığın ve Genelkurmay'ın yaptığı açıklamaları hatırlattı. 'Halen bazı kuvvet komutanlarının adının da karıştığı ve devam eden Ergenekon adlı kapsamlı davadan yargılanan sanığın bürosunda Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı iddia edilen bir belgenin ne işi var? Üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Böyle bir belge gerçekten var mıdır? TSK, bunun içinde herhangi bir şekilde yer almış mıdır? Yargı tarafından ortaya çıkarılmalıdır.' şeklinde konuştu.
Hikmet Sami Türk, deşifre olan planla ilgili her türlü ihtimalin göz önünde bulundurularak faillerin yargılanması gerektiğini söyledi. Yargılama sürecinde görev alanına ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine konunun sivil yargı alanına girdiğini ifade etti. Türk, 'Bu, askerî yargının bakacağı konu değil. Askerî yargının görev alanı Anayasa 141. maddede gösterilmiştir. Buna göre, askerî mahallerdeki fiillerde askerlikle ilgili bir suç işlenmişse askerî yargıda incelenir ve görülür. Ama burada TSK dışında bir hareket var. Bir albayın imzasının bulunması tek başına askerî yargıya taşımaya yetmez. Sivil yargının görev alanına giriyor. Bir kere bu belge hükümete karşı cebir ve şiddet kullanılarak yönetimin devrilmesi ve anayasal düzenin ortadan kaldırılmasını hedefliyor. Dolayısıyla bu suçun TCK'nın 312. veya daha genel ifadesi ile 309. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu konu askerî mahkeme tarafından soruşturulursa bu konunun 'üstü örtülüyor' yönündeki şüpheleri artırır.' ifadesini kullandı.
TSK, politikanın dışında kalmalı
Hikmet Sami Türk, TSK'nın günlük politikanın dışında kalması gerektiğini anlatarak şunları söyledi: 'Ordu politikanın içinde olamaz. Yasalarımız buna izin vermez. Türkiye geçmişte bazı müdahalelerin olduğu bir ülke. Hepimiz istiyoruz ki bunlar geçmişte kalsın. Bu durum TSK'yı yıpratıyor en fazla. Bir sorun varsa bunlarla mücadele anayasa ve hukuk çerçevesinde olmalı. Bundan sorumlu olan da en başta iktidardır. Bunlar doğru şeyler değil. Hiç kimse görev dışında kendine bir görev biçmemeli. Kimse durumdan vazife çıkarmamalı. Her makamın görevi kanunlarda bellidir. Burada önemli bir olay var. Sadece iktidarın değil, muhalefetin de eylem planına tepki göstermesi demokrasi adına sevindiricidir.'
ZAMAN
'Eylem planı' soruşturması kimin görevi?
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Genelkurmay Harekât Başkanlığı'nca hazırlandığı iddia edilen 'eylem planı'nı soruşturmanın askerî yargının görevi olmadığını söyledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-06-19 08:06:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara