Haber Merkezi / TİMETURK
Aşağıda, Korgeneral Keith Dayton tarafından 7 Mayıs 2009 tarihinde Washington Enstitüsü?nün 2009 Soref Sempozyumunda yapılan açılış konuşmasının bir kopyası verilmiştir. General Dayton 2005?ten bu yana ABD?nin İsrail ve Filistin Mercii güvenlik koordinatörü olarak hizmet vermektedir. Son zamanlarda iki yıllık bir süre boyunca daha atamayı kabul etmiş durumdadır.
Benim için böyle saygın bir topluluğa hitap etmek fırsatını bulmak gerçek bir onur. Benim adım Keith Dayton, ve Filistin Merciinin güvenlik güçlerine belli ölçüde de olsa düzen sağlamada yardımcı olmak üzere Ortadoğu?ya gönderilmiş Amerikalı, Kanadalı, İngiliz, ve Türk görevlilerden oluşan küçük bir ekibi yönetiyorum.
Grubumuzun adı Birleşik Devletler Güvenlik Koordinatörleri Takımı ? kısaca BDGK ?ancak, aslında uluslararası bir gücüz. Hepimiz, pek çok farklı aksanda olsa bile, İngilizce konuşuyoruz. [Gülüşmeler.] Bu akşamın konusu hakkında sizinle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum: Güvenlikten Barışa: Filistin Yönetimi Güvenlik Güçlerinin Oluşturulmasında Amerika?nın Rolü. Ancak, ben konuşmama devam ederken lütfen bahis konusunun sadece Birleşik Devletler olmadığını, eldeki görev üzerinde çalışmakta olan Kanada, İngiltere, ve Türkiye?nin de söz konusu olduğunu aklınızda tutunuz.
Önümdeki gruba baktığımda, bugün burada olan pek çok insan görüyorum, ve şüphesiz ki bunun sebebi de Washington Enstitüsü öğrencilerinin paha biçilemez gayretleri. Bu bana Winston Churchill hakkında duyduğum bir hikayeyi hatırlatıyor. Churchill hikayelerini seviyorum; sizi de uyarmak zorundayım, bu konuşmada bu hikayelerden iki tane var. Hikayede genç bir kadın Churchill?i köşeye sıkıştırarak hayranlıkla ona doğru yürüyor, ve diyor ki, ?'Sayın Başbakan, her konuşma yaptığınızda salonun dolup taştığını bilmek sizi heyecanlandırmıyor mu?'
Ve Churchill, elbette?her zaman çok hazır cevaptı ? diyor ki, 'Evet, Madam, gururumu okşuyor. Ancak ben her böyle hissettiğimde, konuşma yapmak yerine asılıyor olsaydım kalabalığın iki kat daha büyük olacağını hatırlıyorum.' [Gülüşmeler.] Evet, bu gece, neredeyse otuz dokuz yıl boyunca ülkesinin üniformasıyla hizmet vermiş bir askere yakışan şekilde size karşı dürüst olacağım. Takımımızı benzersiz kılanın ne olduğunu, ne yaptığımızı, ve gelecekte neyi başarmayı ümit ettiğimizi söyleyeceğim.
Fırsatlar hakkında konuşacağım, meydan okumalara değineceğim. Politikayı benden iyi bilenlere bırakmak istiyorum. Bu işletmede bulunan ülkeler, subaylarını bu görevin bir parçası olmak üzere gönderdiler, çünkü saygıdeğer bir Washington Enstitüsü akademisyeninin de dediği gibi, Las Vegas kuralları artık Ortadoğu?da işe yaramıyor. Vegas?ta olanın Vegas?ta kaldığı doğru olabilir, fakat Ortadoğu?da olanın Ortadoğu?da kaldığı artık doğru değildir.
Ve güvenlik koordinatörünün timindeki biz hepimiz, İsrail-Filistin çatışmasının çözümünün kendi milletlerimizin milli menfaatleri, bunun ise dünyanın menfaati olduğu inancını paylaşıyoruz. Çalışmamda bana rehberlik eden birkaç sarsılmaz ilkeyi başa almama izin verin.
Öncelikle, az önce dediğim gibi, İsrail-Filistin anlaşmazlığını çözmeye yardımcı olmanın Amerika Birleşik Devletleri?nin milli güvenlik menfaatine olduğuna derinden inanıyorum.
İkinci olarak, iki devletli çözüme katı bir inanca sahip olanlardanım: İsrail devletinin yanı başında barış ve güvenlik içinde yaşayan bir Filistin devleti İsrail?in uzun vadeli ihtiyaçlarını ve Filistin halkının arzularını karşılayacak tek çözümdür. Bu uzun zamandan beri milli liderlik politikamızdır, ve ben de bunu paylaşıyorum.
Üçüncü olarak, açıkça yine çok derinlerde taşıdığım bir inancımı ifade etmeme izin verin?ben bunu İsrailli arkadaşlarıma da her zaman söylerim?Başkan Obama?nın geçen yıl söylediği gibi, Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail arasındaki bağ bugün kırılamaz, yarın kırılamaz, ve sonsuza kadar hiçbir zaman kırılamaz. [Alkış.]
Başlamadan önce, bu odadaki herkesin bilmesini isterim ki?tüm kalbimle?Washington Enstitüsü, sadece Washington?da değil, fakat aynı zamanda dünyada da Ortadoğu konularındaki en önemli düşünce kuruluşudur. [Alkış.] Daha bitmedi. Enstitünün raporlarını okuyorum, Enstitüden çocuklarla ve personelle kilit konular hakkında konuşuyorum. Burada Washington Enstitüsü?nde bulunan insanların analitik ve tarafsız tavsiyeler veriyorlar. Ben buna dayanıyorum, ve bazen bu olmasa kaybolurdum diyorum.
Bunun yanı sıra ? bazılarınız bilmiyor olabilir ? fakat Washington Enstitüsü personeli fedakardır. Mike Eisenstadt, odada olman gerekiyor?burada mısın? Mike, ayağa kalkar mısın? [Alkış.] Bazılarınız bilmeyebilir?hayır Mike, ayakta kalman lazım. [Gülüşmeler.] Bu bir emirdir ? bazılarınız bilmeyebilir, bu kişi ABD Ordu İhtiyatlarından Yarbay Mike Eisenstadt. Ve kendisi burada Washington Enstitüsünde üst düzey bir arkadaştır, Kudüs?teki karargahımda planlama subayı olarak aktif görevi henüz tamamlamıştır. [Alkış.] Size Mike'ın bilgi ve erdemlerinin gelecekteki planlarımız ve stratejimize çok katkıda bulunduğunu söylemek istiyorum, ve Mike, sada da söylemem gereken şu: seninle gurur duyuyorum, ve bu Enstitü de seninle gurur duymalı, ve hizmetlerin için teşekkür ederim. [Alkış.]
Tamam, artık başlayalım. Bölgeye Genelkurmay?da plan ve politika strateji müdür yardımcısı olarak hizmet verdiğim Washington-Pentagon?dan ayrılarak Aralık 2005?te vardım. Bundan önce, kitle imha silahlarını aramakla görevli Irak keşif grubunu kurduğum ve komuta ettiğim Irak?ta idim. Bazıları Ortadoğu?daki bu görevlendirmenin Irak?taki çabaların bir ödülü mü, yoksa birilerinin cezalandırma anlayışı mı olduğunu sorguladılar. [Gülüşmeler.] Sekreter Wolfowitz, size bunun hangisi olduğunu sormayacağım. [Gülüşmeler.]
Rusya?da Amerika Birleşik Devletleri savunma ataşesi idim, fakat içten içe ben bir topçuyum. [Alkış.] Teşekkür ederim, bunu takdir ediyorum. [Gülüşmeler.] Bu önemli, çünkü topçular 'ateşi ayarlama' kavramı hakkında eğitim görmüşlerdir. İlk turda atışlarınızı hedefe yaklaşmak için ateşlersiniz, ve bu esnada elinizdeki tüm yerel bilgileri kullanırsınız, sonra da yerel bilgiyi sonraki turlara uygulayarak hedefi vurana kadar ayarlama yaparsınız.
Ortadoğu?da tim ve benim yaptığım da aşağı yukarı bu. Yerinde günlük etkileşimle her iki tarafın perspektifinden çatışmanın bağlam ve dinamiklerinde iyice derinleştik, ve atışlarımızı buna göre ayarlıyoruz. Şu anda, ABD Güvenlik Koordinatörlüğü Mart 2005 itibariyle Filistinlilere güvenlik hizmetlerini yeniden oluşturmada yardımcı olma çabasının bir neticesi olarak ortaya çıkmış durumdadır. Yaser Arafat?a bağlı Filistin güvenlik güçleri hiçbir zaman iç bütünlüğü sağlamayı başaramadılar, uygun eğitimi görmemişlerdi, uygun ekipmana sahip değillerdi, ve açık veya etkili bir güvenlik misyonları yoktu.
ABD Güvenlik Koordinatörlüğünün kurulmasındaki ana fikir, çeşitli uluslararası bağışçıları gayretlerin tekrarlanmasını önleyecek şekilde tek bir plan altında koordine edecek bir kuruluş oluşturmaktı. İlave kaynakları seferber ederek İsrail?in Filistin güvenlik güçlerinin yapı ve kapasitesi hakkında korkularını azaltmak da bu fikrin bir parçasıydı. ABD Güvenlik Koordinatörlüğü Filistin Yönetimine gücünü doğru ayarlamakta yardımcı olacak ve kabiliyetlerini geliştirmek, kanunun hakimiyetini sağlamak, ve hizmet ettikleri Filistin halkının liderliğine karşı sorumlu olmaları için gereken yeniden yapılandırma ve eğitim hakkında tavsiyede bulunacaktı.
Niçin bir ABD generali buna komuta etmek için seçilmişti? Aslında bunun üç sebebi var. İlki üst düzey politika yapıcılarının İsrail?in bir bir generale güvenilebileceğini ve saygı duyabileceğini hissetmeleri. Bunu ?olumlu? tarafa yazalım. İkincisi generalin prestijinin Filistinli ve diğer Arapların işbirliğini yükseltmeye yardımcı olacağı idi. Bunu da ?olumlu? tarafa yazabilirsiniz. Üçüncü fikir ise bir generalin ABD hükümetinin aracılık sürecinde daha geniş etkisi olacağıydı. Bu üçün ikisi kötü değil. [Gülüşmeler.]
Peki şimdi nerdeyiz, veya biz kimiz ve bölgesel bağlamda nereye oturuyoruz? Bu biraz önemli. Sanki bu gece ?çıkarak? size ne olduğumuzu bildiriyoruz, çünkü bunu pek sık yapmayız. Daha önce de söylediğim gibi, biz çok uluslu bir takımız. Bu önemli. ABD personelinin Batı Şeria?da çalışırken seyahat kısıtlamaları var Banka. Fakat İngiliz ve Kanadalı üyelerimizin yok.
Aslında, İngiliz destek kuvvetimin çoğu?sekiz kişi?Ramallah?da yaşıyor. Denizaşırı görevleri bilenleriniz, Amerika Birleşik Devletleri?nin birlikte çalıştığınız insanların arasında yaşamanın paha biçilemez olduğunu anladığını [bilir]. On sekiz kişiye kadar çıkan Kanadalılar, bizim yol savaşçıları olarak andığımız takımlar halinde organize olmuşlardır, bunlar her gün Filistinli güvenlik önderlerini ziyaret ederek Batı Şeria?da gezerler, yerel koşulları tartarlar, ve havayı yerinde hissederek gerçek Filistinlilerle çalışırlar.
Kanada, time halkla doğrudan ilişkili son derece usta Arap-Kanadalı tercümanlar takımı sağlamaktadır. Kanadalılar ve İngilizler benim gözüm kulağım. Ve ben Filistinli güvenlik önderleri ve İsrailli askeri liderlerle toplandığımda, bu sebeple, Kanadalı ve İngilizleri beraberimde getiririm. Çok ulusluluk çok güçlü bir noktadır.
Yine güçlü bir nokta da bize işin başlangıcından bu yana teröristler hariç çatışmanın tüm taraflarıyla çalışma izninin verilmiş olması. Bunun anlamı, biz günlük olarak hem Filistinli hem de İsraillilerle?ister inanın ister inanmayın, bölgede eşsizdir bu?çalışırız. Belli bir günde, ben sabahleyin Ramallah?ta içişleri bakanı veya Filistin Yönetimi milli güvenlik kuvvetleri komutanı ile toplantı yapıp arkasından öğleden sonra İsrail Savunma Bakanlığı genel müdürü ile toplanabilirim.
Timim ve ben Ürdün ve Mısır?ı sık sık ziyaret ederiz, ve bize Körfez Devletleri ile koordinasyon izni bile verilmiştir. Parolamız, tüm taraflarla tam işbirliği halinde dikkatle ilerlemektir. Size bu işin nasıl yürüdüğünü birkaç dakikada anlatacağım. Arap ? İsrail çatışması ile ilgili bölgede çalışan tüm diğer misyonlarla da bağlantılıyız. Timim ve ben günlük olarak EUPOL COPPS diye bir grupla temas ederiz. Bu, esas itibariyle orada yaşayan, Filistinli sivil polisin yeniden oluşturulmasıyla görevli devriye gezen Avrupalı polislerden oluşan bir timdir.
Yine Filistinli adli sisteminin yeniden oluşturulmasıyla ilgili olarak kendileriyle yakın mesaide bulunuyoruz. Dörtlü özel temsilcisi, Tony Blair, ve ekibinin çabaları da bizimle bağlantılıdır. Benim Genelkurmay?daki bir meslektaşım olan, yol haritası izleyicisi olan ve doğrudan Dışişleri Bakanı Clinton?a bağlı bulunan Birleşik Devletler Hava Kuvvetlerinden Korgeneral Paul Selva?ya da bağlıyız.
Koordinasyonun seyri esnasında tek tek ülkelerden sivil toplum örgütlerine ve Birleşmiş Milletler görevlilerine kadar bölgedeki bir dizi diğer uluslararası aktörle de toplanıyoruz. Ancak belki de kim olduğumuzla ilgili en önemli şey bölgede yaşadığımız. Birkaç günlüğüne paraşütle atlayıp eve dönmüyoruz. Orada kalıyoruz. Bir şeyler yaptırmak için esas olduğu üzere ilişkiler kurduğumuz, zaman harcadığımız ve bu sayede gerçekliği yerinde anladığımız bir bölgede.
Duyduğunuz üzere ben üç buçuk yıldır evimden uzaktayım. Kurmaylarım rutin olarak turlarını uzatırlar, ve hatta bazıları benden de uzun süredir uzaktalar. Kudüs?teki Amerikan konsolosluğunun yanından gece geç vakit veya hafta sonu arabanızla geçerseniz, binada yanan birkaç ışık görürsünüz. Genellikle bunlar benim çocuklardır. Sanıyorum Disraeli demişti, 'Başarının sırrı amaçta sebattır'
Dolayısıyla, size 2005 Martından bu yana geçmişimizi anlatmak ve nerede olduğumuzu söylememe izin verin. General Kip Ward, ABD Güvenlik Koordinatörlüğünün ilk komutanı idi, ve görevi Filistin güvenlik güçlerinin eğitim ve donatımı sürecini başlatmaktı. Ancak dürüst olmak gerekirse, misyonu ancak 2005?teki Gazze Şeridinden İsrail çekilişi esnasında ele geçti ve bu görevi hiçbir zaman yerine getiremedi.
Aralık 2005?te komutayı bana devrettiğinde, bana, 'İyi şanslar' dedi. Şansa ne kadar ihtiyacım olduğu konusunu pek anlamış değildim, çünkü bir ay sonra, Hamas Filistin Yasama Konseyi seçimlerini kazandı, ve görevim bir gecede değişti. İlk on sekiz ay boyunca oradaydım, Filistin topraklarında bir Hamas hükümeti ya da Hamaslı bir başbakan tarafından yönetilen bir birlik hükümeti gibi bir durumla karşı karşıyaydık.
Dolayısıyla, bunun sonucunda, büyük oranda Gazze?deki Refah ve Karni olarak anılan büyük sınır kapılarında İsrail, Mısır ve Filistin faaliyetlerini koordine etmek suretiyle Gazze ekonomisinin işlemesine yardımcı olacak uluslararası faaliyeti koordine etmeye odaklandık. Yine sınır geçitlerine adam koyan Filistin Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarına İngiliz ve Kanada eğitim yardımını da koordine ettik.
Ve Cumhurbaşkanlığı Muhafızları doğrudan Cumhurbaşkanı Abbas?a bağlı olduğundan ve Hamas etkisinde olmadıklarından, bunlar da oyunda kabul edilmekteydiler. Ancak, Hamas İran ve Suriye?den aldığı bol destekle kendi güvenlik güçlerini oluşturmaya devam ederken diğer tüm güvenlik güçleri Hamas ihmalinden, ücretlerin ödenmemesinden ve zulümden muzdaripti. Haziran 2007?de, çoğunuzun da bildiği üzere, Hamas Gazze Şeridi?nde meşru Filistin Yönetiminin güvenlik güçlerine karşı bir darbe yaptı.
Ve bu İran ve Suriye destekli, mücehhez, iyi finanse edilmiş ve iyi silahlandırılmış Hamas milisleri meşru Filistin Yönetiminin güvenlik güçlerini devirdiler, sakın aklınızdan çıkarmayın, bu kişilere on altı aydır ödeme yapılmamıştı ve ekipman ve eğitim açısından zayıftılar. Bunu aklınızda tutun. Ve tüm bunlara rağmen, Filistin kuvvetleri beş gün boyunca savaştı, ve yüzlerce ölü ve yaralı verdi. Ancak en sonunda yine de Hamas kazandı, ve benim misyonum tekrar ve dramatik olarak değişti.
Başbakan Selim Fayed?in ve teknokratlar hükümetinin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas tarafından Temmuz 2007?de atanmasıyla, yine Gazze yerine Batı Şeria?ya odaklandık. Temmuz?da, Başkan Bush Kongre?de Filistin güvenlik güçleri için bir güvenlik yardım programının fonlanması için 86 milyon$ sağlanması talebini ilan etti, ve Kongre hemen kabul etti. Bu noktada biz yeniden oyuna girdik.
Söylemediğimiz şey, ilk on sekiz ay boyunca operasyon bütçemiz sıfırdı, hiç paramız yoktu. Ben gerçekten insanların gayretlerini koordine ediyordum. Ancak bu sefer cebimizde para vardı, ve görev dışarı çıkıp başarılı olmaktı. Ve o zamandan bu yana, ılımlı Cumhurbaşkanı Abbas ve Başbakan Fayed hükümetine tutarlı bir destek yolu izledik.
ABD yönetimi ve Kongre, geçen yıl ilave bir 75 milyon $ verdi, ve bu sayede ABD Güvenlik Koordinatörlüğünün güvenliğin geliştirilmesi yoluyla İsrail ve Filistinliler arasında barış geleceğine yatırım yapabileceği 161 milyon$ oldu. Pek biz ne yaptık? Sizi sıkma riskini göze alıyorum, yaptıklarımızı dört ana alanda yaptık. Önce: Eğit ve donat. Şimdi bile Cumhurbaşkanlığı Muhafızları ile yakın mesai yapmamıza karşın, Avrupa Birliği tarafından tavsiye edilen sivil polis tarafından yapılan işi takviye etmek için Filistin milli güvenlik güçlerinin bir Filistin jandarmasına-zaten oldukları gibi organize polis gücü veya polis birimleri- dönüştürülmesine odaklandık.
Eğitim, Amman dışında Ürdün Uluslararası Polis Eğitim Merkezinde ? kısaca ÜUPEM (JIPTC) ? dört aylık bir programdan ibaretti. Bu bir ABD-Ürdün polis eğitim çekirdek kadrosuna, ve ABD tarafından geliştirilmiş, insan hakları, uygun güç kullanımı, ayaklanma kontrolü ve toplumsal olayları kontrol etme konularında ağır bir müfredata sahiptir. Eğitim yine birim bağlılığı ve liderliğe de odaklıdır.
Peki, sorabilirsiniz, niye Ürdün? Cevap çok basit. Filistinliler bölgede eğitim istediler, fakat aşiret, aile, ve siyasi etkilerden uzakta olmak istediler. İsrailliler Ürdünlülere güveniyor, ve Ürdünlüler yardıma can atıyor. Ekipmanlarımızın hiçbirisi öldürücü değil, ve eğitim hem Filistinliler hem de İsraillilerle tam koordinasyon halinde. Bunu muhakkak anlamalısınız. Filistinlilere İsrail devletinin tam koordinasyonu sağlanmadan, ve kabul etmedikleri sürece hiçbir şey vermiyoruz. Bazen bu süreç beni deli ediyor?başladığımda saçım çok daha fazlaydı?ancak işletiyoruz.
Herhangi silah veya kurşun vermiyoruz. Ekipmanlar araçlar taşıttan çoraba kadar uzanan bir yelpaze oluşturuyor. Şimdiden ÜUPEM?den her birisi beş yüz kişiden oluşan üç tabur mezun ettik, ve eğitimde bir tabur daha var. Mezunlar, bu görevde gerçekten ilerlemiş Ürdünlülerden Filistin bayrağı ve halkına sadakat hakkında kapsamlı eğitim görmüş oluyorlar.
Yarattığımız şey ? bunu alçakgönüllülükle söylüyorum?yeni insanlar yarattık. Mezunların ortalama yaşı yirmi ila yirmi iki, ve bu gençler mezun olduklarında subayları görevlerinin bir Filistin devleti kurmak olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla, Filistin devleti fikrini sevmiyorsanız, bu konuşmanın geri kalanını da sevmeyeceksiniz. Ama, Filistin devleti fikrini seviyorsanız, dinlemeye devam edin.
Size Ürdün?de geçen ay toplanan askerlere konuşan üst düzey bir Filistin görevlisinin mezuniyet konuşmasından bir alıntı yapmak istiyorum. Dedi ki, 'Siz Filistin erleri, burada Filistin halkının güvenliğini nasıl temin edeceğinizi öğrendiniz. Sizin onlara ve kendinize karşı sorumluluğunuz var. Siz buraya İsrail ile nasıl savaşacağınızı öğrenmek için gönderilmediniz, siz buraya kanun ve düzeni nasıl sağlayacağınızı, tüm vatandaşlarımızın haklarına nasıl saygı göstereceğinizi ve İsrail ile barış ve güvenlik içerisinde yaşayabileceğimiz şekilde kanunun hakimiyetini nasıl icra edeceğinizi öğrenmek üzere gönderildiniz.'
Şimdi bu yeni insanların Filistin?e dönüşleri üzerine, bu kişiler motivasyon, disiplin ve profesyonellik gösterdiler, ve öyle bir fark yarattılar ki ? bunu uydurmuyorum ? IDF komutanları bana sık sık şu soruyu sordular: ?Bu yeni Filistinlilerden kaç tane ve ne kadar zamanda çıkarabilirsin, çünkü Batı Şeria?dan çıkmamızın yolu onlar.'
Odaklandığımız ikinci alan, İçişleri Bakanlığında kapasite oluşturmaydı. Bu sıradan bir görev gibi görünebilir, fakat son derece hayati öneme sahiptir, çünkü normal bir hükümet oluşturmaya çalışıyoruz. Filistin Yönetiminde, içişleri bakanı tüm güvenlik güçlerinden başbakan ve cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Ve Gazze düştüğünde, İçişleri Bakanlığı da orasıyla birlikte düştü, ki bu gerçekte o kadar kötü bir şey değildi, çünkü bakanlıkta Hamas hakimiyeti bulunuyordu, ve bakanlık İcra Kuvveti olarak andığımız şeyi oluşturmaya odaklanmıştı ? ki bu da Hamas?ın meşru güvenlik güçlerine alternatifiydi. Ve bakanlık düştüğünde, bu Haziran 2007?de meydana gelen iyi şeylerden birisiydi.
Yeni Fayed tarafından atanan bakanın görevi aldığında tam anlamıyla birlikte çalışacağı hiç kimsesi yoktu, ve bana şikayette bulunurken bir daktilo sahibi bile değildi. Bunu bir düşünün. Bugün daktilo hakkında kim konuşur? Ama onun bir daktilosu bile yoktu. Son on sekiz ayda, bakanlığı bütçe, stratejik düşünme ve operasyonel plan kapasitesine sahip Filistin hükümetinin güçlü kolu yapmak için önemli fonlar ve personel yatırımı yaptık. Söylediğim gibi, bu Filistin için normalliğin kilit noktasıdır. Filistin?deki güvenlik kararları artık gecenin bir yarısında bir kişi tarafından alınmıyor. Bunda uzun bir mesafe aldık.
Alt yapı ise üçüncü alan. İlk karşılaştığımızda Filistin güvenlik tesislerinin ne derece eskimiş olduğunu tarif etmek zordur ? insan durmasına gerçekten uygun değillerdi. Geçen on sekiz ayda, Filistinli yüklenicilerle Eriha?daki Cumhurbaşkanlığı Muhafızları için son teknoloji bir yüksek okul, ve, Ürdün?den dönen NSF jandarmalarından binini Eriha şehrinin dışındaki bir tepebaşında ağırlayacak ? aslında şu an ağırlıyor ? yepyeni bir operasyonel üs inşasında çalıştık.
Röportajın devamı için tıklayın:
ABD'nin yeni Ortadoğu projesi (2)
ABD'nin yeni Ortadoğu ve Filistin projesi
Amerikalı General Keith Dayton'un Washington Enstitüsü'nde 'ABD'nin Yeni Ortadoğu' projesini anlattığı çarpıcı konuşması....
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-06-18 11:50:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara