Haber Merkezi / TİMETURK
Cenin?de bu operasyonel üslerden bir tane daha inşa etmeyi planlıyoruz, ve bu da İsrail ordusunun tam mutabakat ve desteğiyle oluyor. Yine Eriha?da, büyük bir Filistin polis jandarma eğitim merkezini yeniden inşa etme işinin tam ortasındayız. Ve size söylemek zorundayım, bu işten faydalananların sergilediği gurur ve güven, bu yerleri ziyaret eden, oraya sık sık giden kongre delegasyonları da dahil, Amerikalı ve müttefiklerin her zaman gözlemlediği bir şeydir. İlk kez olmak üzere, Filistin güvenlik güçlerinin kazanan takımda olduklarını hissettiklerini söylemek doğru olacaktır sanıyorum.
Odaklandığımız dördüncü alan ise üst düzey lider eğitimi. Bu kulağa biraz aptalca gelebilir ? fakat aslında bu küçük bir program ? fakat bana göre, muhtemelen en büyük kalıcı değere sahip olan program. Halihazırda, binbaşı, yarbay ve albay rütbelerinde iki sınıfı, tüm güvenlik hizmetlerinden otuz altı kişiyi aldığımız sekiz haftalık bir seminer benzeri kurstan mezun ettik, ve kendilerine günümüzün sorunları hakkında nasıl düşüneceklerini, ve uluslararası standartlara saygı göstererek ve bu standartlar ile birlikte nasıl hareket edeceklerini öğrettik. Bu yaptığımız en popüler iş.
İki mezuniyete katıldım, ve okul mezuniyeti gibiydiler. Ailelerini getiriyorlar, tüm liderler orada; herkes güzelce giyinmiş kuşanmış. Bu gerçekten dikkat edilmesi gereken bir nokta, çünkü devlet olarak kendi yaşamlarını yürütme sırası gelen bir halkın üst düzey liderleri olarak muamele görmeleri karşısında, artık bir millet olarak görüldüklerini hissediyorlar.
Bu kurs için bir final sınavımız var. Cevap vermek zorunda oldukları bir kompozisyon sorusu. Kompozisyon sorusu onlu bir menüden alınıyor. Şaşırabileceğiniz bir şey, en popüler kompozisyon ? bunu yüzde 50?den çoğu seçiyor ? Filistin?de insan hakları niçin önemli?' Şimdi bunu kim beklerdi? Ve biliyor musunuz? Üst düzey lider mezunları terfi alarak daha sorumlu pozisyonlara gidiyorlar.
Geçen hafta ziyaret ettiğim, Ürdün?de eğitim yapan birliğin yeni tabur komutanı, üst düzey liderlik kursunun yakın zamanda mezun ettiklerinden birisi, ve orada öğrendiklerinden gurur duyuyor, ve bunları beş yüz kişilik yeni birliğini yönetirken ve kendilerinin Batı Şeria?ya dönüşlerini tahmin ederken uyguluyor.
Peki, biz ve Filistinliler?bunu vurgulamak zorundayım?Filistinliler ne elde ettiler? Ben bir güç sağlayıcı olduğumdan?onlara yardım ediyorum. Ancak pek çok şeyi de kendileri yapıyorlar. Yerindeki durumdan konuşalım. ABD Güvenlik Koordinatörlüğü Filistinliler ve Ürdünlülerle, ve İsraillilerle güvenlik ortaklığı şu anda on sekiz aylık. Sonuçlar en iyimser beklentilerimizin ötesinde, ve doğrudan bu konuşmanın başlığı olan ' Güvenlikten Barışa' ile ilgili. Sahadaki durum değişti, ve değişmeye devam edecek.
Kaçınızın farkında olduğunu bilmiyorum, ancak geçen bir buçuk yıl boyunca, Filistinliler Batı Şeria boyunca, İsrail ordusu ile şaşırtıcı derecede iyi koordine edilmiş şekilde, Batı Şeria?ya kanun hakimiyetini getirmek, ve Filistin Yönetiminin otoritesini yeniden tesis etmek için ciddi ve aralıksız bir gayretin bir parçası olarak güvenlik hücumları dedikleri bir dizi saldırı yaptılar. Önce Nablus, sonra Cenin, El Halil, ve Beytüllahim?de bağlılık, disiplin, motivasyon ve sonuçlar açısından İsrail savunma kurumunun dikkatini çektiler.
Ve size söylemem gerekiyor, Ürdünlülerin eğittiği arkadaşlar kilit noktası. Bir dakika El Halil üzerinde durmak istiyorum, çünkü El Halil?i biliyorsanız, burası çok zor bir yer, tamam mı? Batı Şeria?daki en büyük şehir, çok büyük ve agresif bir yerleşimci nüfusu var, ve hem Yahudi hem de Araplar için çok kutsal bir yer. Bir yıl önce, IDF Filistin Yönetiminin Batı Şeria?daki en büyük il olan El Halil?deki sadece dört yüz polis ve jandarmadan oluşan küçük bir güç olan garnizonunu takviye etmesine izin verilmesi gerektiği yönünde herhangi tavsiyeyi reddetti.
Ve biz bunları Ürdün programının mezunlarından bazıları ile takviye etmek istedik. Hayır dediler. Ancak, bu Ürdün eğitimli mezunların ilk sevkleri olan Cenin performansı o kadar etkileyiciydi ki, altı ay sonra, IDF El Halil?de takviyeye izin vermekle kalmayarak bunu yönetti, kolaylaştırdı ve genişletti. Halen devam ediyor. Bu takviyenin sonuçları muazzamdı. El Halil vilayetinde üniformalı bir Filistin polisini 1967?den beri görmemiş köyler var. Bunu bir düşünün. Artık böyle değil.
Buralar artık aşiret kanununun, şeriat kanununun yerini Filistin Yönetiminin laik kanunun aldığı bir yer haline geldi. Büyüleyici olduğunu düşündüğüm bir örnek vermek istiyorum. Bana bunu El Halil valisi söyledi?üç ay kadar önce?güvenlik güçleri bir çeşit su örgütünden suçlu olan dört kişiyi çevirmişler, ve hapsetmişler, hapisteymişler.
Ve beklendiği üzere, sonraki sabah, vali işe gidiyor, ve ofisinin önünde oturan dört şeyh buluyor, arkasından neyin geleceğini biliyor. Bunlar El Halil bölgesindeki en güçlü aşiretten kişilermiş, ve bu şahıslarla geçmişteki deneyimi her zaman 'Bizim adamlarımızı geri ver, onları tutamazsın, biz onları alırız, biz işimizi nasıl yapacağımızı biliriz.' şeklindeymiş. Ama o gün farklıymış. Diyor ki, ofisinde otururken, içeriye gelmişler, şeyhlerin başı demiş ki, ?geçen gece bizim adamlarımızdan dördünü aldığınızı biliyoruz. Burada son iki aydır ne yaptığınızı izliyoruz. Size inanıyoruz ve onları tutabilirsiniz demek zorundayız. Bunlarla ne yapacağımızı bilmiyoruz, bunlar sizin, otorite döndü, artık gidebiliriz.' [Alkış.]
Geçen hafta El Halil?deydim, burada milli güvenlik güçlerinin Ürdün eğitimli ikinci özel taburunun bir Bölüğü? yüz yirmi beş kadar kişi ? Filistin bölge komutanı altında, polisi takviye ediyor ve Oslo?da A Bölgesi ve, Oslo?ya göre İsraillilerin kontrol ettiği B Bölgesi olarak anılan bölgede jandarma mevcudiyetini sağlamaya çalışıyordu. Niçin B Bölgesindeler? Çünkü bölgedeki İsrail ordusu komutanı diyor ki, 'Yardımlarına ihtiyacım var, ve bu kişilere güvenebiliyorum-bana artık yalan söylemiyorlar.?
Bu da yine çok önemli bir dönüşüm. Size ne gördüğümü, benden daha çok gezen Kanadalı ve İngilizlerden ne raporlar aldığımı söyleyeceğim, Filistin topraklarının siyasi olarak muhtemelen en zor şehrinde dönüşümün çok büyük olduğunu söylüyorlar. Tüm bunların ortasında, hiçbir çatışma olmuyor, Filistin güvenlik güçleri ile IDF veya Filistinli güçler ile bölgelerde yaşamakta olan İsrailli yerleşimciler arasında ? hiçbir çatışma ? olmuyor. Şimdi bu çok şaşırttı, ve sanıyorum bundan çok memnunuz.
Batı Şeria boyunca, bu güvenlik seferleri gözle görünür polis mevcudiyeti arasında silahlı çeteleri bastırdılar, yasadışı milisleri tasfiye ettiler, yasadışı Hamas faaliyetlerine karşı faaliyet gösterdiler, ve Filistinli vatandaşların güvenliğine odaklandılar. Suç indi. Cenin?de genç kızlar saldırılma korkusu olmaksızın karanlıktan sonra arkadaşlarını ziyaret edebiliyorlar. Filistin dükkanları artık karanlıktan sonra da açık?böyle bir şey hiç olmamıştı. Bir yıl önce böyle değildi.
Ve hayat, bu alanların pek çoğunda normale yaklaşıyor. Şubat sonunda yayınlanan bir raporda, her zaman herkesi eleştiren Uluslararası Para Fonu, ?2008?de, Filistin Yönetimi Batı Şeria?daki pek çok Filistin şehrinde, polis ve güvenlik güçlerini konuşlandırmak suretiyle güvenliği sağlamada önemli ilerlemeler sağladı. Bu ise, büyük istikrar ve iş güveni getirdi, 2008 Filistin Yönetiminin son yüzyıldaki en karlı yılıydı.'
El Halil?in kuzeyinde olan ve güneyinde Beytüllahim bulunan Tulkarem ve Nablus?tan Filistinli komutanlarla geçen hafta yaptığım toplantıda, kapasitelerine tam anlamıyla bir güven ve bölgedeki İsrail ordusu ile işbirliklerine dair olumlu yorumlar vardı. Beytüllahim?de, şaşırtıcı şekilde, bölge komutanı, gururla kendisi ve yerel İsrail tugay komutanının bir anlaşma yaptıklarını, ve bu anlaşmaya göre İsrail?in 2002?den bu yana Batı Şeria?da her zaman uyguladığı sokağa çıkma yasağının Beytüllahim?de artık geçerli olmadığını, ve Filistinlilerin 24/7 olarak kaçakçılık faaliyetini kontrol etmek için kendi kontrol noktalarından geçebildiklerini ifade etti.
Durum kırılgan olabilir; önümüzde pek çok meydan okuma var. Ancak bu sahadaki durumun değiştirilmesinde gerçek bir ilerlemedir. Fakat meydan okumanın büyüğü?bugün hiçbir şey götürmeseniz bile yanınızda bunu götürmenizi istiyorum?Ocak 2009?da idi. Timimdeki İngiliz subayların dediği gibi, pudingin kanıtı onu yemektir. Son yıl boyunca, Batı Şeria?da hiçbir güvenlik meydan okuması Filistinlilerin Cast Lead Operasyonu - Ocak?ta İsrail?in Gazze?deki işgali ? esnasında kanun ve düzeni sağlamakta karşı karşıya kaldıkları meydan okumanın yakınına bile gelmedi.
İşgalden önce, IDF?deki meslektaşlarım kendilerine güvenen bir şekilde Batı Şeria?da büyük bir sivil itaatsizliğin yaklaşmakta olduğu yönünde uyarı yaptılar. Bazıları üçüncü bir intifada tahmini bile yaptılar?korktukları, fakat İsrail?in güneyine roket atışları sebebiyle durdurmak istedikleri bir şeydi bu. Fakat bu tahminlerin hiç birisi doğru çıkmadı. Gösteriler oldu, bazı yüksek sesli toplanma çağrıları oldu, fakat Hamas tarafından defalarca talep edilen vaad edilmiş öfke günleri tahakkuk etmedi.
Niçin böyle? Aslında bunun üç sebebi var. İlki, bence, Filistin güvenlik güçlerinin yeni profesyonellik ve yeterliliği halk hareketine ölçülü ve disiplinli bir yaklaşımı garanti etti. Başbakan ve cumhurbaşkanının rehberliği açıktı: gösterilere izin verin, ancak vahşileşmesine izin vermeyin, ve göstericileri İsraillilerden uzak tutun.
Bu sefer, geçmiştekilerin aksine, Filistin cumhurbaşkanı ve başbakanı görev için yeterli araçlara sahiptiler. IDF de?bir hafta kadar süreden sonra?Filistinlilerin orada var oldukları ve onlara güvenilebileceğini hissetti. Aslında, İsrail ordusunun önemli bir kısmı, Batı Şeria?dan Gazze?ye gitti ? bir dakikalığına düşünün ? komutan tam sekiz gün yoktu. Bu, artık bu insanlara nasıl güvendiklerini göstermektedir.
Her neyse, İsrailliler kasıtlı olarak düşük profil izlediler, göstericilerden uzak kaldılar, ve Filistinlilerle günlük faaliyetlerini kasıtsız bir çatışmaya sebep verecek veya sadece gelen göstericilerin yolundan çekilecek şekilde yanlış zamanda yanlış yerde olmadıklarından emin olacak şekilde koordine ettiler. Dolayısıyla, Filistinli komutanın bölgede İsrailli komutanı arayarak şöyle demesi normaldi: 'A noktasından B noktasına giden bir gösterimiz var. Bu, Bet El?deki kontrol noktanıza çok yakın. Göstericileri götürüp getirebilmemiz için iki saatliğine kontrol noktasını terk ederseniz memnun oluruz, sonra geri gelebilirsiniz.'
Ve aynen böyle yaptılar?harika. Gazze işgali esnasında, elbette ki geniş gösteriler meydana geldi. Ancak bunlar büyük oranda barışçıydılar, ve hiçbir zaman kontrolden çıkmadılar. Polis ve jandarma Ürdün?de öğrendikleri eğitimi uyguladılar, ve geçmiş olayların aksine, Gazze?de İsrail mevcudiyetinin olduğu üç hafta boyunca Batı Şeria?da tek Filistinli öldürülmedi. Bu çok iyi.
Biraz daha üzerinde çalışmamız gerektiğini düşündüğüm ikinci sebebi ? belki bu işte Washington Enstitüsü bize yardımcı olabilir ? ben beklemiyordum. Bunu orda burada duydum. Ortak tema, Batı Şeria?daki halkın Gazze işgalini desteklememesine karşın ? aslında İsrail?e bunu yaptığı için son derece öfkeliydiler ? Hamas?ı daha fazla desteklemedikleriydi.
Burada şunu söylüyorum, kan bağı, kıyafet bağı, gıda bağı, ve benzeri sebeplerle halka desteklerini gösterdiler. Ama Hamas yaptıkları gösteri Hamas lehine değildi. Ama yaptıkları gösteri Hamas lehine değildi. Açıkça, Hamas artık yapacakları seçimler arasında değildi. Niçin? Çünkü, Hamas Gazze?ye asayişsizlik ve felaket getirmiş olarak algılanıyordu, ve bu da Batı Şeria halkının artık istemediği birşeydi. Üstelik aralarında saygı duymaya başladıkları bir güvenlik kuvveti vardı. Diyebilirim ki, gelecekten düzen beklentisi kaos dolu bir gelecek vizyonuna galebe çaldı.
Pekala, buradan nereye gidiyoruz? Kongre izin verirse, ABD Güvenlik Koordinatörlüğü Filistin İçişleri Bakanlığı nezdindeki Batı Şeria?daki Filistin güvenlik güçlerinin daha fazla eğitim ve teçhizat, daha fazla kapasite oluşturma, Avrupa Birliği ile daha yoğun çalışma ve daha fazla alt yapı ile dönüştürülmesi, profesyonelleştirilmesi ve yeniden yapılandırılması girişimlerimize devam edecek. Ajandamızdaki plana göre sırada Ürdün?de üç tabur daha eğitmek ve teçhizatını sağlamak var?bu, güvenlik güçlerinin yaklaşık bin beş yüz kişi daha fazla olması ve bunlar için iki tane daha operasyonel üs kampı kurulması anlamına geliyor. Üst düzey lider eğitimimizi orta düzey görevlileri de içerecek şekilde genişletme planlarımız var.
Filistin Yönetimine özgü lojistik ve idari yapının fonksiyonel olmasının bir ihtiyaç olduğunun farkındayız, ve İçişleri Bakanlığı ile ve güvenlik şefleriyle Filistinlilerin işine yarayacak böyle bir şey tasarlamak için çok çalışıyoruz. Batı Şeria?daki İsrail askeri komutanlarıyla Filistinlilerin kapasite ve kanıtlanmış becerileri arttıkça IDF etkisini daha da azaltmaya dönük seçenekleri araştırıyoruz. Şu anda bir miktar ilerleme kaydettik?bilmenizi istiyorum ki?IDF İsrail?in güvenlik mevcudiyetini, özellikle kuzeyde azaltmaya çalışıyor.
Ramallah?taki İngiliz timimizin gayretleriyle, ihmal edilmiş olan Filistin sivil savunma örgütüyle de ilgilenmeye başladık. Çoğunuz duymamışsınızdır, ancak ilk tepkiler. Bunlar acil tıbbi teknisyenler, ambülanslar ve itfaiyeciler. Bunları kanatlarımız altına aldık. Bunlar bizim bütçemizden karşılanıyorlar. Bunlara yardım edeceğiz. Yine cebimizde Batı Şeria Eğitim İnsiyatifi adında, Batı Şeria?da lojistik, liderlik, ilk yardım, bakım, İngiliz dili, tabur personeli eğitimi, ve şoför eğitimi hakkında bir dizi kursu planladığımız bir şeyler var. Bunları, sonunda Filistinlilere havale etmek üzere İngiliz ve Türk subaylarımız yönetiyor.
Artık Güvenlikten Barışa temasına dönebilirim. Bu gerçekten olabilir mi? Bu zor bir soru. Gitmemiz gereken yol uzun mu? Emin olun öyle, yoldaki meydan okumalar da zorlu. Zaman bizim tarafımızda olmayabilir. Terörizm hakkında yapılması gereken çok ciddi çalışmalar var, ve Filistinliler, Ürdünlüler, ve İsrailliler ile aktif bir şekilde seçenekleri araştırıyoruz. Bir Filistin devletimiz olacaksa, sınırlar ve geçiş yönetimi hakkında da ciddi çalışmalar bizi bekliyor, bu konuda timimdeki Kanadalılar başı çekecekler. Ve elbette ki Filistin devletinin geleceğine muazzam bir meydan okuma oluşturan Gazze ve Hamas?ın silahlı oluşumları var.
Söylemeliyim ki bu noktada umutsuz değiliz. Bölgede tüm taraflarla çalışan, orada yaşayan ve yeri askeri anlamda anlayan küçük fakat göreve adanmış bir Amerikalı, Kanadalı, Türk, ve İngiliz subaylar timinin mevcudiyeti karşılığını vermeye başlıyor. Tepeden tırnağa yeni bir durum yaratıyoruz, ve Ürdün Krallığında, Filistin Yönetiminde ve İsrail Devletinde samimi ortaklarımız var. Bunların hepsini biz yapamayız elbette. Müzakereciler ve politikacılar kendilerine biçilen görevi yapacaklar, fakat inanıyorum ki, çok zor olan görevlerini biraz daha kolaylaştıracak koşulları ve güvenlik temelini biz yaratıyoruz.
Çok kıdemli, metin, pragmatik bir İsrail Savunma Kuvvetleri lideri olan bir arkadaşımın çok tekrarlanan sözlerine kulak veriyorum. Eskiden kendisi çok şiddetli bir eleştirmen idi. Artık böyle değil. Şimdi diyor ki?ve kendi sözlerini doğrudan bir gazete makalesinden buraya alıyorum - ABD Güvenlik Koordinatörlüğü harika bir iş yapıyor, ve Filistinliler daha çoğunu yaptıkça biz [İsrailliler] daha azını yapacağız.' Benim ilgilendiğim kadarıyla, bunlar yaşanması ve gerçekleştirilmesi gereken sözler.
Tekrarlayalım, bu konuşmanın konusu olan Güvenlikten Barışa: bölgede barışa giden yol, gerçekten zor bir konu. Hepiniz bunu biliyorsunuz. Anlayışsızlık, güvensizlik, eski yaralar, siyasi ve kurumsal zayıflık, ve yağmacılardan oluşan yığınlar önümüzdeki engeller, ve hepsi de bizim başarısızlığımızı görmek istiyorlar. Yolun her adımında tehlikeler var. Ancak önceki yıllarla karşılaştırıldığında, artık yoldayız, ve önümüzdeki varış noktasının planını yapabiliriz. İlerliyoruz. Güvenlikten Barışa artık imkansız bir rüya değil. Sanıyorum Herzl demişti, 'İrade ediyorsanız, bir rüya değildir.'
Profesyonel bir ordu subayı olarak, İsraillilerin dikkatini ve Filistinlilerin sabırsızlığını anlıyorum. Ancak bazen ileri bakarken geri bakmak faydalıdır. Şubatta, İsrail?in güvenliğine dair doğrudan büyük sorumluluğa sahip katı bir IDF subayıyla yaptığım bir toplantıyı bugün gibi hatırlıyorum. Karargahta Batı Şeria?da Ocak?ta olmayan şeyi ve gelecekten beklentilerimizi konuşuyorduk. Sandalyesine yaslandı, gülümsedi ve dedi ki: ?yeni Filistinliler arasında geçmiş yıla göre meydana gelen değişiklik mucize gibi. Benim neslim intifadalar ile büyüdü, ve ben artık çocuklarımın da aynı şeyi yaşamak zorunda kalmayacaklarını umut edebiliyorum' Ve sonuçta, ilerlemek için basiretli bir şekilde risk almayı kabul etti, ve sözüne sadık kaldı. Dikkatli, fakat umutlu. Ben de öyleyim.
Tamam, size iki Churchill hikayesi söz verdim, dolayısıyla şimdi bir diğeri ile sonlandıracağım. Bu hikayenin son satırı hakkında düşünmenizi istiyorum, çünkü bugün ABD Güvenlik Koordinatörlüğünde Mayıs 2009?da kendimizi biz böyle görüyoruz. Bu benim Churchill hakkında en sevdiğim hikayelerden biri. Umarım gruptaki hiç kimseyi gücendirmez. İkinci Dünya Savaşının sonları. Artık işler açıktan açığa Müttefiklerin lehine dönmüş, ve Churchill'in sekreteri sivil lobi grupları ile randevularını programlıyor. Ve bakın şu işe ki tam bu günde, sekreter İngiliz Hristiyan İçki Kullanmama Derneği başkanı olan bayanla bir toplantı programlamış. Tamam. [Gülüşmeler.] Bu işin nereye gittiğini gördüğünüze eminim.
Belirlenen zamanda, Whitehall?daki Winston?un büyük ofisine bu büyük şapkalı küçük yaşlı bayan gelir, masasının önüne kadar yürür, ve bir lahza beklemeksizin içki içme huyundan dolayı kendisini azarlamaya başlar. [Gülüşmeler.] 'Winston,' demiş, 'bu savaşın başlangıcından bu yana tükettiğin zehirli içeceklerin miktarını hesapladık da, ofisinin tabanından tavanına kadar yarısını doldururdu. Kendinden utanmalısın. Kendini nasıl savunacaksın?'
Evet, Winston, tekrar, her zaman çok hazır cevaptı, masasının kenarına gitmiş, ellerini cebine sokmuş, ve yere bakmış, tavana bakmış, ve demiş ki, ?'Ah, evet, madam, çok başarı elde edilmiş ama bir o kadar daha yapılması gereken var.' [Gülüşmeler.]
Çok teşekkür ederim.
Konuşmanın ilk bölümü için tıklayın:
ABD'nin yeni Ortadoğu ve Filistin projesi