Hollanda ekonomisi alarm veriyor

Merkez Bankası'ndan sonra hükümete tavsiye raporlar hazırlayan Merkezi Planlama Bürosu (CPB) da daha önce açıkladığı ekonominin geleceğine dönük rakamlarında tashih yapmak zorunda kaldı. CPB'nin açıkladığı rakamlara göre, Hollanda'da önümüzdeki dönemde her on kişiden biri işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Daha önce yüzde 3,5 olarak açıkladığı ekonomideki gerilemenin öngörülemeyen sebeplerden dolayı yüzde 4,75'e kadar çıktığına değinen CPB'nin hazırladığı rapora göre, buna paralel olarak istihdam açığında da önemli bir yükselme bekleniyor. İşsizlik rakamlarının 1980'li yıllardaki oranlara kadar çıkabileceği uyarısını yapan CPB, 2010 yılında her on kişiden birinin işini kaybedebileceğine dikkat çekti. Bir sene sonra istihdam açığının yüzde 10'lara dayanacağına dikkat çeken Merkezi Planlama Bürosu'na göre şu anda 425 bin olan işsiz sayısı 2010'da 730 bin civarında olacak. CPB'nin açıkladığı rakamlarda bütçe açığına da dikkat çekilmekte. Buna göre bütçenin yaklaşık yüzde 6,7 oranında açık vermesi öngörülüyor.

Söz konusu rakamları bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuran Merkezi Planlama Bürosu Müdürü Coen Teulings, ekonomide şimdiye değin görülmemiş oranlarda bir durgunluk havasının hakim olduğunu söyledi. Hükümet tarafından alınan ekonomik önlemlere de atıfta bulunan CPB Müdürü Coen Teulings, 'Şayet önlemler alınmamış olsaydı tablo daha da kötü olabilirdi' değerlendirmesinde bulundu. Ekonomideki gerilemenin ciddi yansımalarının olacağını da kaydeden Teulings, herkesi bu konu üzerinde kafa yormaya davet etti. Başta devletin borcu olmak üzere, vatandaşların gelirleri, emeklilik fonları ve vergi gelirlerinin bu durumdan olumsuz etkileneceğini dile getiren CPB Müdürü Coen Teulings, eldeki verilere göre bütçe açığının da birkaç yıl daha süreceği uyarısında bulundu.

Hollanda ekonomisindeki gerilemenin uluslararası alanda meydana gelen krizle birebir bağlantılı olduğunu ileri süren CPB, bunca olumsuzluğa rağmen alım gücünde ise bu sene yaklaşık yüzde 1,5'luk bir yükselmenin tahmin edildiğini belirtti. Araştırmalara göre alım gücü 2010'da ise gerileyecek.

CPB tarafından hazırlanan raporda dikkat çekilen bir başka konu ise ihracat geliri. Buna göre Hollanda'nın ihracat gelirleri 2009 yılında yaklaşık yüzde 15 oranında gerileyecek. Bu, aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gerçekleşen en düşük seviye olacak.

Geçen hafta Merkez Bankası'nın ve salı günü de Merkezi Planlama Bürosu'nun açıkladığı iç karartıcı tablo, ekonomi çevrelerinde büyük bir etki uyandırırken, hükümet kanadı ise bunu daha sakin karşıladı. Açıklanan rakamların pek de sevindirici olmadığını belirten hükümet ortakları Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDA), İşçi Partisi (PvdA) ve Hıristiyan Birlik (CU) partileri buna karşın ek önlemler alınmasına gerek olmadığı görüşünü dile getirdi. Hükümetin zaten global kriz başlarken bir dizi önlem aldığına değinen Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Wouter Bos, iyi bir yolda olduklarını ve bu yüzden yeni tedbirlere ihtiyaç duyulmadığını aktardı.

Başta inşaat sektörü olmak üzere birçok alana istihdamın oluşması için destek verdiklerini hatırlatan Maliye Bakanı Wouter Bos, yazdan sonra özellikle inşaat sektöründe canlanma beklediklerini ileri sürdü. Hükümet kanadından gelen bu açıklamalara muhalefet partileri ile işveren örgütleri ise tepki gösterdi.

Hükümetten meseleye daha ciddiyetle eğilmesini isteyen muhalefet partisi Liberal Parti (VVD) Lideri Mark Rutte, bürokrasinin azaltılması ve emeklilik yaşının 65'ten 67'ye yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ekonomideki geriye gidişin halka ciddi bir fatura çıkaracağını belirten ana muhalefetteki Sosyalist Parti (SP) Lideri Agnes Kant ise, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında tasarruf yapılmasına karşı olduklarını dile getirdi. Hükümetten tasarruftan ziyade insanların işlerini kaybetmemeleri için bir çözüm bulmasını isteyen Yeşil Sol Partisi (GL) lideri Femke Halsema ise, 2009 yılının 1981'den daha da kötü olmasından korktuklarını kaydetti. Hükümet tarafından daha önce hazırlanan kriz paketinin çerçevesinin genişletilmesini isteyen işverenler örgütü VNO-NCW ise, inşaat sektörünün desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. (CİHAN)