Eğer belge gerçek ise 'demokrasiye karşı' bir komplodur.
Eğer sahte ise o durumda da Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümetin arasını açmaya yönelik başka bir komplo hareketi söz konusudur; gerçeğin ortaya çıkması için herkes çaba göstermelidir.
BAYKAL'IN ÜÇ İHTİMALLİ YAKLAŞIMI
Her ne kadar konuşması, Başbakan Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli ile aynı paralelde olsa da CHP lideri Deniz Baykal'ın partisinin Meclis Grup konuşmasında diğerlerinden bir farklılık vardı.
Baykal, konuşmasında belge ile ilgili ihtimalleri üçe ayırdı.
Genelkurmay'ın ilgili birimleri tarafından bu yönde bir belgenin hazırlanmadığının Genelkurmay Başkanı'nın açıklaması ile ortaya çıktığını anımsattı.
İkinci ihtimali şöyle dile getirdi:
'Genelkurmay'ın resmi emir ve kumandası dışında, ama Genelkurmay içinde birileri böyle bir belge hazırlamış olabilir.'
Bu durumda ne yapılması gerektiğini şu sözlerle açıkladı:
'Genelkurmay Başkanı açıklama yaptı, 'Bu iddiaları hakaret kabul ederim' diye. Bunu Genelkurmay içinden birileri yaptı mı, yapmadı mı? Bu olmamalıdır; varsa gereği yapılmalıdır...'
ORG. BAŞBUĞ'A İSTİFA ÇAĞRISI MI?
Baykal'ın bu çağrısı kime yönelikti?
Grup konuşması sonrası CHP liderinin Meclis'teki odasında sohbete başladık.
İkinci ihtimalle bağlantılı yukarıdaki sözünü anımsattığımda aynı tutumu sergiledi:
'Genelkurmay içinden birilerinin yaptığı ortaya çıkarsa, birileri de bunun sorumluluğunun gereği neyse onu yapar...'
Bundan sonrasında arkadaşım Şükrü Küçükşahin ile birlikte Baykal'a yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle gelişti:
Soru: Gereğini yapmasını kimden bekliyorsunuz; Sayın Genelkurmay Başkanı'ndan da mı?
Baykal: Evet Genelkurmay Başkanı'ndan. Eğer o belge gerçek ise o zaman çıkıp 'Birimlerimiz değil ama birimlerimizin içindeji adamlardan birisi üretmiş ne yapayım?' diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Bunun gereğini yapar.
Soru: Yani SayınGenelkurmay Başkanı'na 'eğer belge gerçekse istifa etmelisiniz' anlamına gelen bir çağrıda bulunuyorsunuz?
Baykal: İşte diyorum ya, sorumluluğun gereğini yaparsın. Yoksa 'Onlar üretmiş ne yapayım' demek Genelkurmay Başkanı'nı sorumluluktan kurtarmaz. Sorumluluğunu bileceksin, gereğini yapacaksın. Ya da altındaki adamlarının ne yaptığını bileceksin. Öyle içerden sisteme gir çık yapanlar, başka işlerle uğraşanlar varsa, onun sorumluluğunu üstlenip gereğini yapacaksın.
Soru: Tekrar soruyorum 'Eğer belge Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanmış ve imzalanmış ise de Genelkurmay Başkanı istifa etmeli' mi diyorsunuz?
Baykal: Gerçi Genelkurmay Başkanı, Ertuğrul Özkök'e demecinde Albay Dursun Çiçek'e savcıların bunu sorduğunu ve 'ben yazmadım' cevabını aldıklarını söylüyor. Ama bu yetmez. Kriminal inceleme sonucunda o imzanın Albay Çiçek'e ait olmadığının da ortaya çıkması lazım. Eğer Albay Çiçek'in hazırladığı yönünde bir durum ortaya çıkarsa, Genelkurmay Başkanı o zaman gereği neyse onu yapmalı. En azından çıkıp kamuoyundan bir özür dilemeli; değil mi?
SAHTEYSE DE GEREĞİNİ YAPAR
Baykal, sözlerini iki kez tekrar ettikten sonra bir noktanın daha altını çizme gereği duydu.
O da belgenin sahte olması halinde ne yapılacağıydı.
Baykal, Org. Başbuğ'a bu soru yöneltildiğinde, 'Ne yapacağımızı hep birlikte gereceğiz. Bütün Türkiye görecek' yanıtını verdiğini anımsatıp ekledi:
'Eğer belge sahte ise bu durumda da Ergenekon çöker...'
Gerekçesini de şöyle dile getirdi:
'O durumda, bugüne kadar emniyetinden bakanlıklara kadar Fethullah Gülen örgütlenmesinin ne işlere karıştığı ortaya çıkar. Ergenekon belgelerinin kimler tarafından ne amaçla üretildiği anlaşılır. Genelkurmay Başkanı bu durumda da sonuna kadar gitmeli.'
Baykal, geçmişte sahte belgelerin çıkması halinde de 'sonuna kadar gidilecek' denilip sonucunun getirilmediğini söyledi.
CHP Lideri, biz yanından ayrılırken, aynı noktadaydı:
'Belge sahte mi değil mi; bir an önce ortaya çıkması lazım. Sonrasına bakılır...'
Meclis'te dün hakim olan havaya bakılırsa, olayın aydınlatılması Türkiye'de yeni bir başlangıca aracı olacak.
Kimsenin şüphesi olmasın, her iki sonuçta da demokrasi kazanacak.
HABERTÜRK-Muharrem Sarıkaya