Haber Merkezi / TIMETURK
TOKAD ve Özgür Eğitim-Sen; Tokat şehir merkezindeki Yeraltı Çarşısı'nın üstünde bir eylem düzenleyerek, 'Eğitimde ayrımcılığın, dayatmacılığın, inkârın ve ötekileştirmenin bütün çeşitlerine karşıyız.' denildi. Başörtüsü şarkısının birlikte söylenmesiyle başlayan eylemde, Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu üyelerinden Ahmet Örs 'Türkiye'de süregiden eğitim ve sınav sistemine itirazlarımız var. Onca açılıma rağmen ÖSS'ye başörtülü kızlarımız halen alınmıyor, lakin gerek hükümet gerekse sivil toplum teşekkülleri nezdinde bu yasağa güçlü bir tepki gösterilmiyor. Diğer bir sorun ise eğitim sisteminin tam bir kapitalist kuşatma altında olması. Çocuklarımız dershane-okul arasına sıkıştı. Ve diğer önemli bir sorun ise okullardaki eğitim sistemi. Biz tüm eğitim müfredatının tamamen değiştirilmesini talep ediyoruz. Özgür bir eğitim müfredatı hazırlanarak, okullardaki derslerden, kitaplardan resmi ideolojinin tüm unsurları çıkarılmalıdır.' dedi.
Hacer Gültaş'ın başörtüsü direnişçilerine ithafen okuduğu şiirin ardından, TOKAD ve Özgür Eğitim-Sen adına ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı okuyan Elif Aydın, ÖSS'nin başörtülü öğrencileri, meslek lisesi mezunlarını ve geçim sıkıntısı çeken yoksul ailelerin çocuklarını dışladığını belirterek adaletsizliklere son verilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada ayrıca 'Darbe dönemlerinden kalma eğitim programlarına, emir-itaat kültürünü besleyen ritüellere ve resmi ideolojiyle dolu derslere artık son verilmesini istiyoruz. Tek tip ve yasakçı kılık-kıyafet yönetmelikleri, hem öğrenciler hem de öğretmenler için derhal kaldırılmalıdır. Özgürlük, adalet ve barış temelinde farklılıkları yok saymayan ve kimsenin inancı ve kimliğinden ötürü dışlanmadığı bir eğitim-öğretim ortamı oluşturulmalı, herkese ibadet, kendini ifade etme, temel hak ve özgürlüklerini yaşama hakkı tanınmalıdır.' denilerek, herkes için adalet ve özgürlük çağrısı yapıldı.
'Eğitimde ideolojik dayatmalara hayır!', 'Başörtüsü yasağına hayır!', 'Katsayı adaletsizliğine hayır!', 'Eğitime özgürlük; hemen, şimdi!' yazılı dövizlerin taşındığı eylemde 'Darbeci zihniyet, okulları terk et!', 'Kışla tipi eğitim istemiyoruz!', 'Zulme karşı direneceğiz!', 'İnanca saygı, eğitime özgürlük!', 'Zulme karşı omuz omuza!', 'Yasaklar yenilecek, özgürlük kazanacak!' sloganları atıldı. Eylem 'Yaşasın özgürlük mücadelemiz!' sloganı ile son buldu.
Basın açıklamasının tam metni:
Yasakçı Eğitim Anlayışına Hayır Diyoruz!
Yasak, baskı ve dışlamalarla dolu bir eğitim-öğretim yılı daha geride kaldı. Bu yıl da biz başörtülü öğrenciler okul kapılarından içeri alınmadık. Kazandığımız ödülleri almak için çıktığımız kürsülerden indirildik. Başörtülü girdiğimiz sınavlara sıfır verildi. ÖSYM başörtülü fotoğraflarımızı kabul etmedi ve son olarak 'Bu sene sınava girecekler çok şanslı' deyip duran ÖSYM başkanı, cümlesini şöyle tamamladı: 'Sınava başı açık şekilde gelin!'
Evet, biz başörtülü öğrenciler, yarın bir kez daha acımasız ve zalim yasakla karşılaşacağız! Yoksulluk içinde büyüdüğü için dershane görmeyen, kitap dergi alamayan, ailesini geçindirmek için çok küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalan öğrenci kardeşlerimize de aynı sorular sorulduğu için herkese fırsat eşitliği sağlandığı yalanı tekrar edilecek. Sorular tek tip bir kültürü, resmi ideolojiyi, ulus kimliği referans alacak. Ve meslek lisesinden, imam-hatip lisesinden mezun olan kardeşlerimiz katsayı adaletsizliğine maruz kalacaklar. Açıkçası, tam da yıllarca mecburen tabi tutulduğumuz kışla tipi zorunlu eğitime yaraşır bir son!
Biz bu yasakçı eğitim anlayışını kesinlikle kabul etmiyoruz. Yüksek duvarlarla ve dikenli tellerle çevrili okullarda, 'rahat-hazır ol' komutlarıyla başlayan; resmi hurafelerle dolu derslerle devam eden; İslami inancımızın ve diğer farklı inançların, kimliklerin, değerlerin, dillerin ve kültürlerin yok sayıldığı bu seküler ve zorunlu eğitime sonuna kadar hayır diyoruz!
Şu bilinmelidir ki resmi tarihin hurafelerine, efsanelerine kanacak değiliz. Coğrafya haritamız bize çizilen kırmızı çizgilere sığmıyor. Hayat Bilgisinde anne ve nineleri hep başı açık, baba ve dedeleri hep sakalsız gösteren resimlere aldanmadık. Sosyal bilgilerimizi, halkın sırtından geçinen bir avuç mutlu azınlığın ideolojik yalanlarından edinmedik.
Vatandaşlık ve Milli Güvenlik derslerinde, resmi ideolojinin tarifine uymayan herkesi sakıncalı, gerici, bölücü gösteren cümlelere hiç inanmadık. Kendi çıkar düzenlerini korumak için halkı birbirine karşı saflaştıran, ayrıştıran ve kamplaştıranların ürettiği ünitelerin ve cümlelerin altını değil üstünü çizdik.
İnsan hakları derslerinde, yasakçı uygulamaları meşruymuş gibi gösteren ifadeleri biz haksız çıkardık. Biz dinimizi Rabb'imizin kitabından öğreniyoruz, resmi ideolojinin kutsallarıyla dolu ders kitaplarından değil!
Buradan eğitim sistemiyle bizi, tek tip makbul köleye çevirmek isteyenlere sesleniyoruz: Sizin istediğiniz gibi olmadık, asla olmayacağız!
Öğrenci kardeşlerimiz, anneler, babalar!
Biz çocuklarınızı okul-dershane-etüt kıskacına alan ve hayatın anlamını anlam yoksulu bu zavallı sınavlarmış gibi sunan kapitalist eğitim anlayışına teslim etmeyin! SBS, ÖSS, YDS, STS, DGS, KPSS, ALES, KPDS, ÜDS derken hepimizi birer yarış atına çevirerek; bu dünyada verdiğimiz asıl imtihanın unutturulmasına karşı çıkın! SBS ve ÖSS dışında sonsuz zenginliklerle dolu başka şıkların da mümkün olduğuna inanın!
Bu fani dünya, ders kitaplarına sığmayacak kadar geniştir! Aklımızı, bilgimizi ve hayallerimizi üç buçuk saatte sınamaya kimsenin hakkı yok! Arkadaşlığımızı sınav rekabetine dönüştürmenizi sessizce seyredemeyiz. Vicdanlarımızı örseleyen her türlü yasakçı uygulamaya karşı birbirimizin hak ve özgürlüklerini savunacağız.
Eğitimi okul duvarlarına hapseden bir anlayışa itirazımız var. Yıllarca süren ve geride örselenmiş akıllar, vicdanlar bırakan; hayatı seçme sınavlarına endekslenmiş kimliksiz gençler üreten bu mekanizmada çocukluğumuzun ve gençliğimizin öğütülmesini istemiyoruz. Biz özgürce düşünebilmeyi, konuşabilmeyi ve yaşamayı istiyoruz; egemenlerin köhne düşüncelerini, ideolojilerini ve yalanlarını ezberlemeyi değil!
Eğitimde ayrımcılığın, dayatmacılığın, inkârın ve ötekileştirmenin bütün çeşitlerine karşıyız. Darbe dönemlerinden kalma eğitim programlarına, emir-itaat kültürünü besleyen ritüellere ve resmi ideolojiyle dolu derslere artık son verilmesini istiyoruz. Tek tip ve yasakçı kılık-kıyafet yönetmelikleri, hem öğrenciler hem de öğretmenler için derhal kaldırılmalıdır.
Özgürlük, adalet ve barış temelinde farklılıkları yok saymayan ve kimsenin inancı ve kimliğinden ötürü dışlanmadığı bir eğitim-öğretim ortamı oluşturulmalı, herkese ibadet, kendini ifade etme, temel hak ve özgürlüklerini yaşama hakkı tanınmalıdır.
Hayatımızın yasaklarla örülü okul duvarlarına ve üç buçuk saatlik sahte sınavlara sığdırılamayacağını biliyoruz. Başka bir eğitim anlayışının mümkün olduğuna inanıyoruz. Ve herkes için adalet, herkes için özgürlük sağlanana kadar mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.
TOKAD - Özgür Eğitim-Sen