Baykal: 'En kaba Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Deniz Feneri yolsuzluğunda ismi geçen RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın görevden alınmamasının 'yetkimiz yok' şeklinde açıklanmasını 'Yetkileri yokmuş, sevsinler, RTÜK üyelerinin yetkisi var' diye eleştirdi. Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Biz bu davayla ilgili rahatız' sözlerine de 'Allah rahatlık versin Sayın Başbakan' sözleriyle cevap verdi. Baykal, Erdoğan'ın sert söylemlerini eleştirirken de, 'En kaba Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan' dedi. Partisinin TBMM grubunda konuşan CHP lideri, Başbakan'ın 'sen' hitabından rahatsız olmasına anlam veremediğini belirterek, 'Kötü bir niyetim yok. Sebebi benim içtenliğim' dedi.
Baykal, Erdoğan'ın parti adının telaffuzuyla ilgili sözleri içinse 'Parti giderek kirlendikçe aklanma ihtiyacı ön plana çıkıyor' şeklinde konuştu.
Ekonomidedki gelişmeler
CHP lideri Baykal, konuşmasında ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi ve sanayideki daralmanın ciddi boyutlarda sürdüğünü, nisan ayı daralmasının, mart ve şubattan daha düşük olmasının teselli dayanağı olduğunu belirtti.
Baykal, 'Dikkatli gözlemciler, bu daralmanın mevsimsel etkileri arındırdıktan sonra ne ifade ettiğine bakıyorlar; o kadar erken sevinmememiz gerektiğini söylüyorlar. Sanayideki daralmanın azalması, hepimiz için memnuniyet vericidir' diye konuştu.
Baykal, Başbakan'ın açıkladığı teşvik paketine ilişkin görüşlerini dile getirirken, Türkiye ekonomisinin, teşvik paketinden önce, orta vadeli ekonomi programı beklediğini ifade etti. Bu programa şiddetle ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Baykal, Türkiye'nin orta vadeli ekonomi politikasını, makro ekonomik kriterlere yönelik bekleyişini ortaya koyması gerektiğini söyledi. Baykal, bunu ortaya koymadan, 'hadi yapıyoruz, ediyoruz' diyerek, ekonominin yönetilemeyeceğini belirtti.
Ortada bütçe olmadığını, başta işsizlik olmak üzere ekonomideki olumsuzlukların alarm verdiğini ifade eden Baykal, 'Böyle bir ortamda, geleceğe hangi projektörü önümüze alarak baktığımızı bilme ihtiyacımız var. Bunların projektörü yok. Gelecek, alacakaranlık. Günübirlik kararlarla sürükleniyoruz' görüşünü savundu.
Baykal, Erdoğan'dan, IMF'nin, Türkiye'den hangi siyasi taleplerde bulunduğunu açıklamasını isteyerek, ' IMF'nin, Başbakan'ın söylediği gibi siyasi istekleri varsa, hep beraber bilelim, hep beraber karşı çıkalım' dedi.
Krizle mücadele programı
Baykal, Erdoğan'ın, 'Kusura bakmayın, vatandaşın parası var' dediğini ifade ederek, 'Vatandaşın parası varsa, niye kusura bakmak söz konusu olsun' dedi. Baykal, Erdoğan'ın bu sözünün, 'Teğet geçecek' değerlendirmesinin izdüşümü olduğunu, Erdoğan'ın, kriz karşısında sağlıklı tavır takınamamanın dağınıklığını yaşadığını savundu.
Deniz Baykal, krizle mücadeleyi öngören, krizle mücadele programının ilan edilmesini istedi. Baykal, kriz ortamında asıl sorunun finansman bulmak olduğunu dile getirerek, fabrikaların yüzde 60 kapasiteyle çalıştığını belirtti. Baykal, '(Sen fabrikanı kur, KDV'ni az alırım) diyerek, yatırıma teşvik etmenin mümkün olacağını düşünmek-çok özel başka bazı pazarlıklar söz konusu değilse-makul görünmüyor' diye konuştu.
Mini yerel seçim
Hafta sonu yapılan yerel seçim sonuçlarından mutluluk duyduğunu söyleyen Baykal, bekledikleri ve umut ettikleri sonucu aldıklarını söyledi.
Baykal, 'Türkiye'deki muhalefet potansiyelinin böyle mini bir yerel seçimde dahi ortaya çıkması, baskı altına alınamayacağı, yönlendirilemeyeceğini göstermesi açısından önemli olmuştur' dedi.
CHP'nin 10 seçim bölgesini kazandığını, bazı yerlerde ise çok az oy farkıyla kaybettiğini dile getiren Baykal, 'Ortaya çıkan sonuç bizim açımızdan mutluluk vericidir, beklediğimiz, umut ettiğimiz sonucu aldık. Seçim yapılan yerlerde daha önce 7 belediyemiz vardı. Belediyelerden 2'sini AKP, 1'ini ise DSP'den aldık' diye konuştu.
AP seçimleri ve Türkiye düşmanlığı
Baykal, Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarına da yer verdiği konuşmasında, partilerin Türkiye düşmanlığıyla oy toplamasının üzüntü verici olduğunu söyledi.
Baykal, 'Türkiye düşmanlığının, prim yapan, siyasi partilere güç kazandıran bir tema haline dönüşmesi, buna fırsat verilmesi, en saygı değer olması gereken Avrupalı devlet adamlarının buna tenezzül etmesi, böyle bir yönteme başvurmayı içlerine, demokrasi, insanlık, hoşgörü ve eşitlik anlayışlarına, Avrupa ruhuna
sığdırabilmiş olması, kaygı, üzüntü vericidir. Türkiye'nin, AB ile ilişkileri düşündüğümüzden daha güç ve karmaşıktır, kabul etmeye hazır olduğumuzun da ötesinde engellerle doludur' dedi.
Baykal, Erdoğan'ın parti adının telaffuzuyla ilgili sözleri içinse 'Parti giderek kirlendikçe aklanma ihtiyacı ön plana çıkıyor' şeklinde konuştu.
Ekonomidedki gelişmeler
CHP lideri Baykal, konuşmasında ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi ve sanayideki daralmanın ciddi boyutlarda sürdüğünü, nisan ayı daralmasının, mart ve şubattan daha düşük olmasının teselli dayanağı olduğunu belirtti.
Baykal, 'Dikkatli gözlemciler, bu daralmanın mevsimsel etkileri arındırdıktan sonra ne ifade ettiğine bakıyorlar; o kadar erken sevinmememiz gerektiğini söylüyorlar. Sanayideki daralmanın azalması, hepimiz için memnuniyet vericidir' diye konuştu.
Baykal, Başbakan'ın açıkladığı teşvik paketine ilişkin görüşlerini dile getirirken, Türkiye ekonomisinin, teşvik paketinden önce, orta vadeli ekonomi programı beklediğini ifade etti. Bu programa şiddetle ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Baykal, Türkiye'nin orta vadeli ekonomi politikasını, makro ekonomik kriterlere yönelik bekleyişini ortaya koyması gerektiğini söyledi. Baykal, bunu ortaya koymadan, 'hadi yapıyoruz, ediyoruz' diyerek, ekonominin yönetilemeyeceğini belirtti.
Ortada bütçe olmadığını, başta işsizlik olmak üzere ekonomideki olumsuzlukların alarm verdiğini ifade eden Baykal, 'Böyle bir ortamda, geleceğe hangi projektörü önümüze alarak baktığımızı bilme ihtiyacımız var. Bunların projektörü yok. Gelecek, alacakaranlık. Günübirlik kararlarla sürükleniyoruz' görüşünü savundu.
Baykal, Erdoğan'dan, IMF'nin, Türkiye'den hangi siyasi taleplerde bulunduğunu açıklamasını isteyerek, ' IMF'nin, Başbakan'ın söylediği gibi siyasi istekleri varsa, hep beraber bilelim, hep beraber karşı çıkalım' dedi.
Krizle mücadele programı
Baykal, Erdoğan'ın, 'Kusura bakmayın, vatandaşın parası var' dediğini ifade ederek, 'Vatandaşın parası varsa, niye kusura bakmak söz konusu olsun' dedi. Baykal, Erdoğan'ın bu sözünün, 'Teğet geçecek' değerlendirmesinin izdüşümü olduğunu, Erdoğan'ın, kriz karşısında sağlıklı tavır takınamamanın dağınıklığını yaşadığını savundu.
Deniz Baykal, krizle mücadeleyi öngören, krizle mücadele programının ilan edilmesini istedi. Baykal, kriz ortamında asıl sorunun finansman bulmak olduğunu dile getirerek, fabrikaların yüzde 60 kapasiteyle çalıştığını belirtti. Baykal, '(Sen fabrikanı kur, KDV'ni az alırım) diyerek, yatırıma teşvik etmenin mümkün olacağını düşünmek-çok özel başka bazı pazarlıklar söz konusu değilse-makul görünmüyor' diye konuştu.
Mini yerel seçim
Hafta sonu yapılan yerel seçim sonuçlarından mutluluk duyduğunu söyleyen Baykal, bekledikleri ve umut ettikleri sonucu aldıklarını söyledi.
Baykal, 'Türkiye'deki muhalefet potansiyelinin böyle mini bir yerel seçimde dahi ortaya çıkması, baskı altına alınamayacağı, yönlendirilemeyeceğini göstermesi açısından önemli olmuştur' dedi.
CHP'nin 10 seçim bölgesini kazandığını, bazı yerlerde ise çok az oy farkıyla kaybettiğini dile getiren Baykal, 'Ortaya çıkan sonuç bizim açımızdan mutluluk vericidir, beklediğimiz, umut ettiğimiz sonucu aldık. Seçim yapılan yerlerde daha önce 7 belediyemiz vardı. Belediyelerden 2'sini AKP, 1'ini ise DSP'den aldık' diye konuştu.
AP seçimleri ve Türkiye düşmanlığı
Baykal, Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarına da yer verdiği konuşmasında, partilerin Türkiye düşmanlığıyla oy toplamasının üzüntü verici olduğunu söyledi.
Baykal, 'Türkiye düşmanlığının, prim yapan, siyasi partilere güç kazandıran bir tema haline dönüşmesi, buna fırsat verilmesi, en saygı değer olması gereken Avrupalı devlet adamlarının buna tenezzül etmesi, böyle bir yönteme başvurmayı içlerine, demokrasi, insanlık, hoşgörü ve eşitlik anlayışlarına, Avrupa ruhuna
sığdırabilmiş olması, kaygı, üzüntü vericidir. Türkiye'nin, AB ile ilişkileri düşündüğümüzden daha güç ve karmaşıktır, kabul etmeye hazır olduğumuzun da ötesinde engellerle doludur' dedi.
(AA)