Dünya Şairler Kongresi?nce verilen Uluslararası Yunus Emre Ödülünü kazanan Özel, Kocaeli Kitap Fuarı?nda ?Direniş ve atılım? konulu konferans verdi. Özel, ?Bugün devletçiğim dediğin zaman kafana hemen bir şey atıyorlar. Her durumu yerinde değerlendirmek gerekiyor. Bir fikri savunuyorsak o fikrin gidebileceği en uç noktayı savunuyor olmamız lazım. Benim yazı başlıklarımdan birisi doğrunun yarısı yanlışın tamamıdır. Bir şeyin tamamen doğru olması lazım?dedi. ?Bizim meselimiz daha demokratik olmak mı yoksa bu ülkenin dünyadaki diğer ülkeler yanında hesaba katılır bir değerinin olması mı?? sorusunu soran Özel, ? 780 bin kilometrekarenin manası önemli. Bunu anlamadığımız zaman çıkış yolu bulamayız. Türkiye?ye zarar vermek isteyenler bu zararın bu ülkelerde yaşayan insanlar tarafından kabul edilmesini sağlamak üzere birçok harcama yapıyorlar. İnsanlar da bu harcamalar lehlerine göründüğü için bu mekanizma böyle yürüyüp gidiyor?diye konuştu. Özel şunları kaydetti. BU TOPRAKLAR İSLAMIN MUTEVELLERİ
13. asırda darülislam olmak suretiyle vatanlaşmış topraklarda yaşıyoruz. Bugün Türkiye toprakları darülislam haline gelmeden önce kimsenin toprakları değildi. Bizim Türkiye olarak bildiğimiz yer Osmanlı?dan kalan son toprak parçası değildir. 19. yy?da darülislam haline getirilen vatandır. 20. yüzyılda yeniden vatan olabildi. İslamın mutavel alanları bu topraklar oldu. Bağdat, Şam, Halep hattında İslam ana bölgesi olan şey bugün yaşadığımız topraklara doğru kaydı. İstanbul?un alınmasıyla beraber bu iş tam yerine oturdu. AVRUPA?DAKİ GELİŞME TÜRKLERİ ETKİSİZ KILDI
Avrupa?da başlayan gelişme Türkleri etkisiz ve yetkisiz kılabilmek noktasına kadar geldi. Kendimize güvenimiz ortadan kalktıkça biz elimize geçenle yetinme gibi seviyesizliğe razı olduk. Bu ülkede yaşayan yöneticiler hiçbir zaman Avrupa?nın kendi imkanlarını kullanarak bize tahkim etmesi meselesine bir cevap temin etmeye çalışmadı. Sonuç 1918 yılında islamın bir siyasi organizasyon ve asgari güç olarak dünya tarihinden tardedilmesi noktasına vardık. Biz savaşı kaybeden tarafta olduğumuzdan ve Mekke Medine?yi müdafaa edemeyecek durumda kaldığımız için İslam bir siyasi organizasyon asgari güç olarak dünya tarihinden tardedilme tehlikesiyle yüz yüze geldi. Özel şöyle devam etti: DİLİMİZLE BİRLİKTE DİNİMİZDE OKKA ALTINDA
1920 yılında açılan TBMM?nin Teşkilatı Esasiye Kanunu 1923 yılında değişiyor. Türkiye?nin idari şekli Cumhuriyet?tir, 2. maddesi de Türkiye devletinin dini 1921 anayasasında islamdır deniyor. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 anayasasında bu hüküm 1928 yılına kadar muhafaza ediliyor. Bu hüküm anayasadan harf inkılabıyla çıkarılıyor. İslam harflerini kaldırabilmek için anayasadan bu hüküm çıkarılıyor. Biz dilimizle beraber dinimizi de okka altına bırakmış oluyoruz.
BAŞIMIZIN DÖNMESİNDEN ÇOK MEMNUNUZ
?Cumhuriyet Halk Partisi?ni kurulduğu yıllarda halk partisi olduğu için değil, istiklal harbini yapanların devamı olduğu için sayıyorlardı? diyen Özel, ?Şimdi benim elinden vatanımı almak isteyen insanların haklarından mı bahsediyoruz. İnsanlar pekala papayı ziyaret ediyorlar. Biz burada bir millet miyiz yoksa gizli planların elemanları mıyız. Birileri bizi kullanıyor mu, ya da biz kendimizi belli etmeyerek bir numara mı çekiyoruz. Bunu önümüzdeki yıllar gösterecek. Başımızın dönmesinden de çok memnunuz? ifadesini kullandı. 1961 ile birlikte Türkiye?de bir tezgahın başladığını savunan Özel şu noktalara işaret etti:Türkiye?de insanları millet olmaktan çok daha fazlasını sunarak sarprıtırıyorlar. Sen tiyatro mu istiyorsun, o zaman zaman opera veriyorum. Diyorlar ki bu daha iyi. Böylece insanlar operaya ulaşmaya çalışıyorlar. Ancak operayı anlamak zor. Bunu 1961?de yaptılar. Demokrat Parti?nin oy mirasını 2?ye böldüler. İki parti seçime girdi. Biri Türkiye Partisi idi. Demokrat Parti oyları ikiye bölündüğü için en çok oy alan parti CHP gibi göründü. 1965 yılında Adalet Partisi 240 milletvekili çıkararak, 65?deki oyun rövanşını aldı. ?AKEPE DEĞİL AKAPE?
1971 yılında siyasal islamı ürettiler. Böylece askeri müdahaleye karşı milletin cevabı paranteze alındı. Milli Selamet Partisi 48 milletvekili çıkararak meclise girdi. 12 Eylül 1980?i dünya sistemi, Türkiye?yi artık sistem aleyhinde hiçbir imkana el atamaz hale getirmek üzere yaptığı müdahale olarak tanımladı. Bizim imkanlarımız bugün onlara el atacak halden çıkarılmıştır. İmkanlarımız mevcuttur, ama bizim onlara el atacak halimiz kalmadı. Biz gavurlaşmaktan asla caymayacağız. Bugün AK Parti?ye Akepe denilmemesini istemiyorlar. . Ben de o siyasi kuruluşa AKEPE demiyorum, PEKAKA?ya (PKK) PEKEKE demediğimiz gibi? BEN BİR CASUSUM
Dinleyicilerine zamanı gelince Arapça öğreneceksiniz? diyen Özel, ?Hatta Arapça bilmeden Türkçe konuşamayacaksınız. Ben Türkiye?de bir casus olarak bulunuyorum. Türkiye hesabına çalışan bir casusum. Diğerleri böyle bir şey yapmıyorlar. Onlar casus değiller. Onlar açıktan açığa devletin ihtiyacını gidermeye çalışıyorlar. Devletin de çok ihtiyacı var? dedi.