Dolar

34,9539

Euro

36,6262

Altın

3.016,99

Bist

10.028,31

ÖSS'yi 'kaygı' kaybettiriyor

Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) yaklaştığı bugünlerde ''sınav kaygısı''na dikkati çeken uzmanlar, dershane ve özel derslerin seçimine özen gösterilirken, başarıda en önemli unsuru oluşturan psikolojik hazırlık konusunun ihmal edildiğini bildirdiler.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-02 10:48:00

ÖSS'yi 'kaygı' kaybettiriyor


Adana Numune Hastanesinde görevli Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatr Dr. Sümer Öztanrıöver, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 Haziranda yapılacak ÖSS'nin, eğitim sisteminin gereği gençlerin geleceğini belirlemede son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, sınav yaklaştıkça bu duygu ve düşüncelerin öğrencilerde kaygıya yol açtığını söyledi.

ÖSS'ye hazırlanan pek çok gencin, önceki yılların değerlendirilmesinde ''sınav kaygısı'' nedeniyle ya başarısız olduğunun ya da kapasitesinin çok altında puan aldığının belirlendiğini vurgulayan Öztanrıöver, şöyle dedi:

''Sınav kaygısı, profesyonel yardım gerektiren bir durumdur. Dershanelere, özel derslere zaman ayrılır para harcanırken ne yazık ki bu en temel konu ihmal ediliyor. Bunu, son model arabanızın her türlü bakımını yaptırıp, benzin almadan yola çıkmaya benzetebiliriz. O mükemmel araba, sizi yolda bırakabilir.''

Sınavda başarılı olmak ve kaygıyı yenmek için gençlere tavsiyelerde bulunan Öztanrıöver, şunları söyledi:

''Seçeceğiniz bölüm, kendi ilgi alanlarınızla uyumlu olsun. Sevdiğiniz bir bölümü, başkalarının 'parası az, iş bulamazsın' gibi fikirlerine dayanarak değiştirmeyin. Bunu yapanların bilinçaltı, sınavı kazanmalarına engel olabilir. Yani bilinçaltınız, istemediğiniz bölümde okumamanız için sınavda hiç ummadığınız yanlışlar, kaydırmalar, basit hatalar yapmanıza yol açabilir. Yanlış seçimlerle doğru sonuçlara ulaşamazsınız.

Bedeninizin dinlenme, yeme-içme, eğlenme gibi ihtiyaçlarını göz ardı etmeyin. Kendini paralayarak çalışmak verimi düşürür ve sınav kaygısını artırır. Sınavın yaklaştığı şu günlerde hiçbir şey bilmiyormuş hissine kapılmak normaldir. Sınavda sorular karşınıza gelince yanıtlar da ortaya çıkacaktır. Beyninize güvenin.''

''Mutlaka kazanmalıyım'' düşüncesinin, sınav kaygısını besleyen en önemli unsur olduğunu vurgulayan Öztanrıöver, ''Ailenin ve çevrenin beklentilerini karşılamamaktan duyulan korku, başkalarının ne diyeceğini düşünme, sınav kaygısını besler. Oysa siz bunu sorun yapmazsanız, kimse yapmayacaktır'' diye konuştu.

-''SONUCA DEĞİL, EMEĞİNİZE ODAKLANIN''-

Sınava özveriyle hazırlananların, kendilerini ödüllendirmek için iyi bir sonuç almayı beklememesi gerektiğini kaydeden Sümer Öztanrıöver, ''Emeğinize değer verin ve kendinize teşekkür edin. Asıl olan emektir, çünkü sonuç bizim kontrolümüzde değildir. Bu yıl kazanamazsanız bile, gelecek yıl yarışa önde başlayacaksınız. Hiç kimseyle kendinizi kıyaslamayın'' diye konuştu.

Sınav sonucunun kişinin değerini belirlemeyeceğini belirten Öztanrıöver, şöyle devam etti:

''Sınav kaygısı, buğulu gözlüklerle net görmeye çalışmak gibidir. Sonuca odaklandığınız için kaygı yaşarsınız. Tek yapmanız gereken, bir film izlerken, eğlenceli bir oyun oynarken, kitap okurken kendinizi nasıl kaptırıp zamanın geçtiğini anlamıyorsanız, bunun gibi, performansınızı önemsemeden, sanki odanızda deneme sınavı çözüyormuş gibi konuya yaklaşmaktır.

Her şeye rağmen kaygı ile tir tir titreyerek sınava girmişseniz, derhal bir uzmandan yardım alın ve gelecek sene emeğinizin boşa gitmesine izin vermeyin.''

Haber Ara