Dolar

34,9576

Euro

36,6525

Altın

3.014,32

Bist

10.058,63

CHP'li Arıtman, İsrail avukatlığına soyundu

CHP İzmir Milletvekili Leyla Arıtman, AK Parti hükümetini Filistinlilere sahip çıktığı için ABD'de yerden yere vurdu. Arıtman, AK Partinin Yahudi düşmanlığı yaptığını iddia etti.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-02 14:36:00

CHP'li Arıtman, İsrail avukatlığına soyundu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün annesinin Ermeni asıllı olduğunu iddia eden CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, New York'ta, AKP Hükümeti ile DTP milletvekillerini sert dille eleştirdi.

New York'ta, Türk dernek temsilcileri ve gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyen Arıtman, AKP hükümeti ile birlikte, 'milletten ümmete dönüşme projesi' uygulandığını öne sürdü.

Arıtman, 'O bölgede, (Güneydoğu'da) çizilen haritaları uygulamak, yaşama geçmesine katkı koymak isteyen bir iktidar iş başındadır' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 1995 yılında 'Her yere 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yaza yaza Türkiye ilkelleşti' dediğini öne süren Arıtman, şöyle devam etti:

'Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın bu en zor jeopolitik bölgesinde, en stratejik bölgesinde var olmamız ancak, ulus devlet olmaktan geçer. Bu ulus devletin aynı zamanda laik devlet olması gerekiyor. İslam coğrafyasında demokrasi ve insan hakları istenmiyor. Çünkü eğer laiklik varsa demokrasi, insan hakları olur. Laik rejim yoksa demokrasi de, insan hakları da olmaz. Laik rejimden din devletine dönüşmüş, İslami devlete dönüşmüş bir Türkiye Amerika'nın çıkarlarına da zarar verecektir.'

'AKP Yahudi düşmanlığı yaratmaya çalışıyor'

New York'taki Türk lokantalarından 'Derviş'te Türk dernek temsilcileri ve gazetecilerle bir araya gelen Arıtman, ayaküstü yaptığı açıklamalarda, AKP hükümetinin Yahudi düşmanlığı yaratmaya çalıştığını öne sürdü.

Arıtman, 'Bunu da başardı. Her gün bir yığın şehidin geldiği ülkede, Başbakan ve Cumhurbaşkanı eşi bir damla gözyaşı dökmezlerken, Filistin için her platformda ağladılar' diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın emriyle, 'İsrail'in Filistin'e karşı uyguladığı vahşet ile ilgili' kompozisyon yarışmaları düzenlendiğini anlatan Arıtman, ilkokul öğrencilerinden de Filistin için zorla yardım paraları alındığını öne sürdü.

Birleşmiş Milletler'in (BM) ya da BM Güvenlik Konseyi'nin öyle bir kararı olmamasına karşın, BM'nin Hamas'ı bir terör örgütü olarak gördüğünü' öne süren Arıtman, şöyle devam etti:

'Biz BM üyesi bir ülkeyiz. Bizim ülkemizin Başbakanı, Cumhurbaşkanı, iktidardaki parti, Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyor. Onu terör örgütü olarak görenlere de son derece tepkili. Çünkü yine bu işte demokrasiyi kullanıyor Başbakan. Diyor ki Hamas sandıktan çıktı, önemli olan budur diyor.'

Arıtman, hükümete kabine dışından Dışişleri Bakanı olarak atanan Ahmet Davutoğlu'nun da, Hamas lideri Halid Meşal'i Türkiye'ye davet eden ve organizasyonu yapan kişi olduğunu öne sürdü.

Arıtman, 'Bunların altını çizmek lazım, Amerikalılara bunları hatırlatmak lazım. Bunlara dikkat etmelerini, çünkü bunlar geleceğe dönük ipuçlarıdır' dedi.

Kişisel olarak İsrail'in sürekli terör saldırısı altında olduğunu düşündüğünü beliren Arıtman, 'Ben, benim ülkem nasıl terör saldırısında, yani onlar da, kimse insanların ölümüne neden olmak istemez. Hiçbirimiz istemeyiz, hiçbir ülke istemez. Ama hiçbir ülkeyi de kendini savunmak zorunda bırakmamak lazım. Yani hiçbir insanı da bırakmamak lazım. Çünkü işte o zaman insanlık dışı olaylar söz konusu olur. Filistin'de barışın olması, İsrail'İn güvenliğinin sağlanması, bütün bunlar laik ve ünite bir Türkiye ile mümkün olur. Rejimi değişmiş bir Türkiye ile o coğrafyada ben İsrail'e de bir yaşam hakkı kalmayacağını düşünüyorum' diye devam etti.

Ataman, ABD'nin terörle mücadele konusunda Türkiye ile yürüttüğü işbirliğinde çifte standart uyguladığını ileri sürdü.

Arıtman, 'Eğer terörle mücadeleyse, PKK ile de mücadele edeceksin, o mücadelede benim yanımda olacaksın. Sen Afganistan'daki terörle mücadelede benden yardım iste, destek bekle, asker iste, ondan sonra ama PKK terörüne gelince ki o senin işgalin altındaki topraklardır. Cenevre Sözleşmesi'ne göre uluslararası hukuka göre yükümlülüklerin vardır. O topraklardan komşu ülkelere terör gitmeyecek, bunu sağlamakla mecburuz. Sen bunun gereğini yerine getirmiyorsun. Bu topraklardan benim ülkeme terör geliyor ve benim insanlarım ölüyor. Bu konuda da söyledikleri tek şey Kuzey Irak'taki sözde Kürt Devleti'nin liderleriyle görüşün, onlarla masaya oturun diyor. Bu, benim tanımadığım bir oluşumu bana tanı demektir' diye konuştu.

Arıtman, bir DTP Milletvekili'nin yerel seçimleri anımsatarak, 'Biz Kürdistan'ın sınırlarını çizdik' dediğini de anımsatarak, kendisinin birkaç gün beklediğini, buna Cumhurbaşkanının, Başbakan, bakanların yanıt vermesi gerektiği halde kimseden 'tık çıkmadığını' iddia etti.

Bu sözlere kendisinin bir açık mektupla cevap verdiğini belirten Arıtman, 'Misak-ı Milli sınırlar içerisinde başka bir devletin varlığından bahsetmek kimsenin haddi değildir' dediğini anlattı.

Arıtman, devletin Güneydoğu'da güvenlik, ekonomik ve sosyal konularda iyileşmeler sağlaması gerektiğine de değinerek, şunları ekledi:

'Başbakan bölgeye gitmekle övünüyor ama bir koruma ordusu içinde gidiyor. Başbakan orda halkın arasında değil, halkla kendisi arsında çok büyük, aşılmaz bir mesafe var. Bu şartlarda oraya gitmenin bir anlamı yok. Başbakan bölgeye gittiğinde terör örgüt esnafa 'kepenk indir' diye baskı yaptı. Sen kendini koruyacağına, sen oradaki esnafını koru. Sen devlet olarak o kepengi indirtme, bak bakalım orada PKK kalıyor mu kalmıyor mu?'

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara