DHKP-C kararı 14 Temmuz'da

Duruşmalarda, bazıları firarda olan DHKP-C üyeleri Musa Asoğlu, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Fehriye Erdal, Şükriye Akar ve Zerrin Sarı yargılanıyor.

Teröristleri Belçika'da işledikleri suçlardan daha önce yargılayan mahkemeler, 2006'da Fehriye Erdal'a 4, örgütün başı Dursun Karataş'a 5, sözcüsü Musa Asoğlu'na 6, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar'a 4'er yıl hapis cezaları vermişti.

Sanıkların 10 yıl boyunca kamu haklarından mahrum edilmesi kararlaştırılmış, Asoğlu 5 bin 500, diğerleri 2 bin 500'er avro para cezasına çarptırılmıştı.

Adli kurumlar, DHKP-C'yi 'terör örgütü' olarak da tanımlamış, ancak bu kararlar yargılamada usulsüzlük gerekçesiyle iptal edilmişti.

Federal Savcı Johan Delmulle, Temyiz Mahkemesinde sunduğu iddianamesinde, bir suç ve terör örgütünün söz konusu olduğunu belirterek, 'terör örgütünün başları' olarak nitelendirdiği Musa Asoğlu için 10 yıl, Bahar Kimyongür için 7 yıl ağır hapis cezaları ve 5 bin 500'er avro para cezası önerdi.

Delmulle, diğer 4 sanık için de 5'er yıl hapis ve aynı miktarda para cezaları istedi.

Duruşmaların bugünkü son bölümünde savunmalarını sürdüren sanık avukatlarının çelişkili bir tavır izledikleri gözlemlendi.

Savcının görüşlerine karşı çıkarak müvekkillerinin 'terörist', örgütün 'terör örgütü' olmadığını sürekli ileri süren avukatlar, bu görüşlerinin mahkeme tarafından reddedilmesi olasılığını da dikkate alarak, 'aynı müvekkillerin terörist yöntemlere başvurmalarının haklı gerekçeleri olduğunun kabul edilmesini' savundular.

Musa Asoğlu, yaptığı konuşmada, teröre karşı olduğunu anlatırken, Turan Ünal isimli bir 'ajanı' öldürdüklerini anlattı.

Mahkemede müdahil olan Türk tarafının avukatı Kris Vincke, adı geçen şahısın örgüt üyesi olduğunu, örgüt tarafından yargılanarak infaz edildiğini belirtti.

Asoğlu, hakimin, sanıkların üzerlerinde ele geçirilen silahların, bin 500 merminin ve sahte belgelerin kaynağını sorması üzerine, bunların örgüt tarafından kendisine 'emanet edildiğini' söyledi.

Bahar Kimyongür de, kendisinin şiddete karşı olduğunu, AB çevreleriyle yakın ilişkisi bulunduğunu, Javier Solana (AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi) gibi kişilerle görüşebildiğini anlatarak beraatını istedi.

Sanık avukatları, savcıyı, 'kanıtsız itham ve varsayımlarla gerçekleri saptırmakla' itham ederken, bir Belçika mahkemesinin, Türkiye'de işlenen suçları dikkate alamayacağı ve yargılayamayacağı görüşünü savundular.

Türk tarafının avukatı Vincke, sanıkların sürekli yalan söylemelerinden yakınarak terör örgütünün eylem ve cinayetlerinin boyutları hakkında ayrıntılı bilgiler verdi.

Savcı Delmulle, sanıkların terörist ve suç örgütü üyesi olduklarına ilişkin görüşlerini tekrarlayarak, bunların kanıtlarının, terör örgütünün internet sitelerinden dahi görülebileceğini belirtti.