İddianamede, terör örgütünün türkücü İbrahim Tatlıses'e Avrupa'da konser yasağı getirdiği ifade edilerek, bu yasağın kaldırılmasına yönelik yapılan girişimlerle ilgili telefon görüşmeleri de yer aldı.
İddianamede KCK'nın, terör örgütü PKK'nın Türkiye'de şehir yapılanması olduğu açık bir şekilde belirtildi. Türkiye'nin Abdullah Öcalan'ın demokratik özerklik görüşleri doğrultusunda Çukurova, Diyarbakır, Serhat (Erzurum) ve Ege olmak üzere 4 ana bölgeye ayrıldığının belirtildiği iddianamede KCK'nın şehirlerdeki eylemleri koordine ettiği, yargısal ve mali çalışmaları yaptığı kaydedildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın terör örgütünün 'Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi-Kürdistan Topluluklar Birliği' (KCK/TM) yapılanmasına yönelik yürüttüğü ve 52 kişinin tutuklandığı soruşturmanın ilk iddianamesi hazırlandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, terör örgütü PKK'nın Türkiye'deki yapılanması detaylı bir şekilde yer aldı.
Diyarbakır'da 2 yıl boyunca fiziki ve teknik takibi yapılan 8 kişilik 'Yerel Yönetimler Komisyonu'nun KCK Türkiye Meclisi adına faaliyet yürüttüğünün tespit edildiğinin belirtildiği iddianamede, komisyon üyelerinin terör örgütünün kent merkezlerindeki eylemlerini koordine ettikleri, yargısal ve mali çalışma yaptıkları kaydedildi. İddianamede, terör örgütü kamplarının bulunduğu Irak'ın kuzeyinde 17-22 Nisan 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilen genel kurul toplantısında, 'Türkiye Koordinasyonu (TK)' isminin, 'Türkiye Meclisi (TM)', il yapılanmalarının da 'İl Meclisi' olarak değiştirilmesi yönünde kararlar alındığı kaydedildi.
TM'NİN BAŞI SABRİ OK
Aynı toplantıda TM'nin başına geçmişte terör örgütünün cezaevleri sorumluluğunu üstlenen ve halen yurt dışında bulunan örgütün üst düzey sorumlularından 'Amed' kod adlı Sabri Ok'un getirildiğinin belirtildiği iddianamede, ülke genelindeki çalışmaların Çukurova, Diyarbakır, Serhat (Erzurum) ve Ege olmak üzere 4 ana bölge üzerinde koordine edildiği belirtildi.
Terör örgütü tarafından, İl Örgütlenme Komiteleri adı altında Türkiye Meclisi'nin (TM) yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak ülke genelinde belirlenen 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 3-5 Kasım 2006'da bir toplantı gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, toplantıda TM ile aynı faaliyeti gösterecek örgütlenmenin İran, Irak ve Suriye'de de hayata geçirilmesinin kararlaştırıldığı belirtildi.
TM'nin ülke genelinde bölge, il, ilçe, semt, mahalle ve sokak meclisleri şeklinde örgütlenmesi gerektiğinin vurgulandığı iddianamede şöyle denildi: 'Halkın sorunlarının oluşturulan meclisler marifetiyle çözülmesi, örgüte müzahir (yardımcı) kurum ve kuruluşların dağınık örgütlenmelerinin önüne geçilmesi, Irak'ın kuzeyinde ve İran'daki örgüt kamplarına eğitim çalışması için gidecek şahısların koordine edilmesi, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşememesi durumunda ülke genelinde kitlesel eylemler düzenlenmesi, cezaevlerinden tahliye olan, ancak örgütsel faaliyetlere katılmayan şahıslara yönelik çalışmalar gerçekleştirilmesi ve aksine hareket edenlere karşı çeşitli yaptırımların uygulanması, terör örgütünün kadın yapılanması YJA/Star (Özgür Kadın Birlikleri) ve KJB (Yüce Kadınlar Topluluğu) ile eş güdümlü olarak şehir merkezlerinde kadınların mahallelere kadar eylemsel amaçlı yerleştirilmesi' yönünde kararlar alındığı belirlendi.'
KCK SÖZLEŞMESİ SÖZDE ANAYASA
İddianamede KCK sözleşmesinin sözde terör örgütünün anayasası gibi değerlendirildiği kaydedilerek, 'KCK sözleşmesi, örgütü bir devlet sistemi gibi yapılandırma amacı taşıyıp terör örgütünün birimleri ve örgüt üyelerini sistematik bir yapıya oluşturmayı amaç edinmektedir. Bu yapı, önceki yapıdan farklı olarak sadece Kürt kökenlileri değil bu bölgede yaşayan 'diğer azınlıkları' da hedeflemektedir. Kendi ifadelerine göre; KCK, 'demokratik toplumcu-konfederal bir sistem olduğu' üye kabul eden, yargılayan, silahlı mücadele yapan, mahalli ve merkezi teşkilatları olan, özellikle yerel yönetimler üzerinde söz sahibi olmaya çalışan fakat her şekilde Abdullah Öcalan'ın önderliğini dikte eden bir yapıya sahip. KCK sözleşmesinin 36. maddesinde 'PKK'nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğunu, önderlik felsefe ve ideolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın terör örgütü PKK'nın ideolojik ve ahlaki ölçülerini esas aldığı belirtilmektedir' denildi.
TÜRKİYE COĞRAFİ, ETNİK-KÜLTÜREL ÖZELLİKLERE GÖRE EYALETLERE BÖLÜNMÜŞ
İddianamede KCK'nın 'eyalet ve bölge örgütlenmesi' üst başlığındaki 21. maddesinde şunlara yer veriliyor: 'Ülkenin coğrafi ve etnik-kültürel özelliklerine göre ayrıştırılması ile 'eyalet-bölgeler oluşturma' ve bu temelde örgütlenerek demokratik konfederalizm sistemi içinde yer alır. Eyalet-bölgelerin karar organı eyalet-bölge meclisleridir. Meclislerin sayı ve bileşimleri nüfus yoğunluğu ve örgütlülük durumuna göre belirlenir. Eyalet-bölge meclislerinin üye sayılarının yarısı doğrudan ve eyalette yaşayan halk tarafından serbest seçimle, diğer yarısı ise söz konusu eyalet-bölgedeki özgür toplum meclisleri ve konfederalizmin bileşen ve örgütlerinin durumlarına göre uygun düzenlenmiş kota sistemi ile belirlenir. Çalışma düzeninde Kongra-Gel ve halk meclisi sistemlerini esas alır. Eyalet-bölge meclisi söz konusu eyaletteki halkın yaşamının ve mücadelesinin gerektirdiği kararları oluşturmakla görevlidir. Yılda iki kez toplanır ve gündemini tamamlayana kadar çalışır. Eyalet meclisi eyalet koordinasyonunu seçer ve faaliyetlerini denetler' şeklinde düzenleme yapılmıştır.'
İddianamede terör örgütü adına faaliyet yürüten TM'nin KCK sözleşmesinin 14. maddesi gereğince 'siyasi, ekolojik ve yerel yönetimler, hukuk, dış ilişkiler, azınlıklar ve inanç grupları' gibi alan merkezlerini kurarak yapılandırdığı, örgütsel faaliyetler ve eylemleri organize ettikleri, yerel yönetimleri sözde yetkilerini kullanarak yönlendirdikleri kaydedildi.
Teknik takibe takılan bazı telefon görüşmelerine de yer verildiği iddianamede, KCK/TM yapılanmasının şeması ile dosyada yer alan yaklaşık 40 bin görüşme kaydından bazıları yer aldı.
TELEFON GÖRÜŞMELERİ
İddianamede, terör örgütünün Avrupa sorumlusu olan 'Amed' kod adlı Sabri Ok'un, DTP Genel Başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları Şinasi Tur ve Ebru Günay ile yaptığı telefon görüşmelerine yer veriliyor.
İddianamede Ok'un, AK Parti'nin 29 Mart yerel seçimleri öncesinde Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirdiği ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı mitinge katılımın neden yüksek olduğunu sorduğu belirtildi. İddianamede, terör örgütünün KCK sözde anayasası gereğince Türkiye'de faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının örgütün Avrupa sorumlusu olan Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları, yapacakları örgütsel faaliyetlerle alakalı Ok'a rapor iletip, onun talimatları doğrultusunda örgütsel faaliyetler gerçekleştirdikleri kaydedildi.
Ok'un, Kamuran Yüksek ile yaptığı telefon görüşmesinde, DTP Diyarbakır milletvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak'ın yapılacak bazı görüşmeler için Avrupa'ya gelmesi gerektiği ve bu konuda ''mazeret'' bildirmemeleri gerektiğini dile getirdiği belirtildi.