Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın terör örgütünün ''Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi-Kürdistan Topluluklar Birliği'' (KCK/TM) Yapılanması''na yönelik yürüttüğü ve 3'ü DTP Genel Başkan Yardımcısı 52 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında ilk iddianame hazırlandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nda özel yetkili 5 Cumhuriyet Savcısının yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan 148 sayfalık iddianame, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, terör örgütü PKK'nın Türkiye'deki yapılanması detaylı bir şekilde yer aldı. Fethullah Gülen'e düzenlenmesi planlanan suikast girişiminden örgütün DTP'li yöneticileri nasıl yönlendirdiklerine; İbrahim tatlıses'e Avrupa'da konser yasağından örgüt üyelerinin hangi sıklıklarla Kandil'e gittiklerine kadar pek çok detay yer alıyor.
-2 YIL SÜREN TEKNİK TAKİP-
İddianamede, Diyarbakır'da 2 yıl boyunca fiziki ve teknik takibi yapılan 8 kişilik ''Yerel Yönetimler Komisyonu'nun ''KCK Türkiye Meclisi'' adına faaliyet yürüttüğünün tespit edildiği kaydedildi.
Bu komisyon üyelerinin terör örgütünün kent merkezlerindeki eylemlerini koordine ettikleri, yargısal ve mali çalışma yaptıkları kaydedildi.
Ayrıca Türkiye'de faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının, sözde ''KCK Anayasası'' gereğince örgütün Avrupa sorumlusu olan Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları bildirildi.
-''TM''NİN BAŞINA OK GETİRİLDİ-
İddianamede, Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarında 17-22 Nisan 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilen genel kurul toplantısında, ''Türkiye Koordinasyonu (TK)'' isminin, ''Türkiye Meclisi (TM)'', il koordinasyonlarının ise ''İl Meclisi'' olarak değiştirilmesi yönünde kararlar alındığı kaydedildi.
TM'nin başına geçmişte terör örgütünün cezaevleri sorumluluğunu üstlenen ve halen yurt dışında bulunan örgütün üst düzey sorumlularından ''Amed'' kod adlı Sabri Ok'un getirildiği belirtilen iddianamede, ülke genelindeki çalışmaların Çukurova, Diyarbakır, Serhat (Erzurum) ve Ege olmak üzere 4 ana bölge üzerinde koordine edildiği, il koordinasyonlarının feshedilerek, İl Örgütlenme Komitelerinin oluşturulduğu ifade edildi.
-İSTANBUL'DA TOPLANDI-
İddianamede, terör örgütü tarafından, İl Örgütlenme Komiteleri adı altında Türkiye Meclisi'nin (TM) yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak ülke genelinde belirlenen 237 delegenin katılımıyla İstanbul'da 03-05 Kasım 2006'da bir toplantı gerçekleştirildiği belirtilerek, şöyle denildi:
'' Toplantıda; 'TM yapılanmasıyla aynı paralelde faaliyet gösterecek yapılanmaların İran, Irak ve Suriye'de de hayata geçirilmesi, ülke genelinde bölge, il, ilçe, semt, mahalle ve sokak meclisleri şeklinde örgütlenerek, halkın sorunlarının oluşturulan meclisler marifetiyle çözülmesi, örgüte müzahir (yardımcı) kurum ve kuruluşların dağınık örgütlenmelerinin önüne geçilmesi, Irak'ın kuzeyinde ve İran'daki örgüt kamplarına eğitim çalışması için gidecek şahısların koordine edilmesi, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşememesi durumunda ülke genelinde kitlesel eylemler düzenlenmesi, cezaevlerinden tahliye olan, ancak örgütsel faaliyetlere katılmayan şahıslara yönelik çalışmalar gerçekleştirilmesi ve aksine hareket edenlere karşı çeşitli yaptırımların uygulanması, terör örgütünün kadın yapılanması YJA/Star (Özgür Kadın Birlikleri) ve KJB (Yüce Kadınlar Topluluğu) ile eş güdümlü olarak şehir merkezlerinde kadınların mahallelere kadar eylemsel amaçlı yerleştirilmesi' yönünde kararlar alındığı belirlendi.''
-SÖZDE ÖRGÜTÜN ANAYASASI-
KCK sözleşmesinin sözde terör örgütünün anayasası gibi değerlendirildiği kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
''KCK sözleşmesi, örgütü bir devlet sistemi gibi yapılandırma amacı taşıyıp terör örgütünün birimleri ve örgüt üyelerini sistematik bir yapıya oluşturmayı amaç edinmektedir. Bu yapı, önceki yapıdan farklı olarak sadece Kürt kökenlileri değil bu bölgede yaşayan 'diğer azınlıkları' da hedeflemektedir. Kendi ifadelerine göre; KCK, 'demokratik toplumcu-konfederal bir sistem olduğu' üye kabul eden, yargılayan, silahlı mücadele yapan, mahalli ve merkezi teşkilatları olan, özellikle yerel yönetimler üzerinde söz sahibi olmaya çalışan fakat her şekilde Abdullah Öcalan'ın önderliğini dikte eden bir yapıya sahip. KCK sözleşmesinin 36. maddesinde 'PKK'nın KCK sisteminin ideolojik gücü olduğunu, önderlik felsefe ve ideolojisinin hayata geçirilmesinden sorumlu olduğu, KCK sistemi içerisinde her çalışanın terör örgütü PKK'nın ideolojik ve ahlaki ölçülerini esas aldığı belirtilmektedir.''
-''BÖLGE MECLİSİ''-
KCK sözleşmesinin, ''eyalet ve bölge örgütlenmesi'' üst başlığındaki 21. maddesinde, düzenleme yapıldığı kaydedilen iddianamede, şöyle devam edildi:
''KCK'nın eyalet ve bölge örgütlenmesi üst başlığındaki 21. maddesinde 'ülkenin coğrafi ve etnik-kültürel özelliklerine göre ayrıştırılması ile 'eyalet-bölgeler oluşturma' ve bu temelde örgütlenerek demokratik konfederalizm sistemi içinde yer alır. Eyalet-bölgelerin karar organı eyalet-bölge meclisleridir. Meclislerin sayı ve bileşimleri nüfus yoğunluğu ve örgütlülük durumuna göre belirlenir. Eyalet-bölge meclislerinin üye sayılarının yarısı doğrudan ve eyalette yaşayan halk tarafından serbest seçimle, diğer yarısı ise söz konusu eyalet-bölgedeki özgür toplum meclisleri ve konfederalizmin bileşen ve örgütlerinin durumlarına göre uygun düzenlenmiş kota sistemi ile belirlenir. Çalışma düzeninde Kongra-Gel ve halk meclisi sistemlerini esas alır. Eyalet-bölge meclisi söz konusu eyaletteki halkın yaşamının ve mücadelesinin gerektirdiği kararları oluşturmakla görevlidir. Yılda iki kez toplanır ve gündemini tamamlayana kadar çalışır. Eyalet meclisi eyalet koordinasyonunu seçer ve faaliyetlerini denetler' şeklinde düzenleme yapılmıştır.''
İddianamede, terör örgütü adına faaliyet yürüten TM'nin KCK sözleşmesinin 14. maddesi gereğince ''siyasi, ekolojik ve yerel yönetimler, hukuk, dış ilişkiler, azınlıklar ve inanç grupları'' gibi alan merkezlerini kurarak yapılandırdığı, örgütsel faaliyetler ve eylemleri organize ettikleri, yerel yönetimleri sözde yetkilerini kullanarak yönlendirdikleri belirtildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın terör örgütünün ''Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi (KCK/TM) Yapılanması''na yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, yapılan bazı telefon görüşmelerine de yer verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Türkiye genelinde yaklaşık 15 ilde yürütülen ve aralarında DTP Genel Başkan Yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun, Selma Irmak ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatlarının da bulunduğu 52 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında hazırlanan 148 sayfalık iddianamede, KCK/TM yapılanmasının şeması ile dosyada yer alan yaklaşık 40 bin görüşme kaydından bazıları yer aldı.
-''AK PARTİ'NİN DİYARBAKIR MİTİNGİ NEDEN KALABALIK?''-
İddianamede, terör örgütünün Avrupa sorumlusu olan ''Amed'' kod adlı Sabri Ok'un, DTP Genel Başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları Şinasi Tur ve Ebru Günay ile yaptığı telefon görüşmelerine yer verildi.
''Amed'' kod adlı Ok'un, AK Parti'nin 29 Mart yerel seçimleri öncesinde Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirdiği ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı mitingle ilgili, DTP Genel Başkan Yardımcısı Yüksek ve avukat Tur ile ilgili çeşitli görüşmeler yaptı.
''Amed'' kod adlı Ok'un, DTP Genel Başkan Yardımcısı Yüksek ve avukat Tur'a mitingin neden kalabalık olduğu yönünde sorular sorduğu ve bundan duyduğu rahatsızlığı telefon görüşmesinde dile getirdiği belirlendi.
-''DEMİRTAŞ VE KIŞANAK HEMEN AVRUPA'YA GELSİN''-
İddianamede, terör örgütünün ''KCK sözde anayasası'' gereğince Türkiye'de faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının örgütün Avrupa sorumlusu olan ''Amed'' kod adlı Sabri Ok ile sürekli görüşme içerisinde oldukları, yapacakları örgütsel faaliyetlerle alakalı Ok'a rapor iletip, onun talimatları doğrultusunda örgütsel faaliyetler gerçekleştirdikleri kaydedildi.
''Amed'' kod adlı Ok'un, Kamuran Yüksek ile yaptığı telefon görüşmesinde, DTP Diyarbakır milletvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak'ın yapılacak bazı görüşmeler için Avrupa'ya gelmesi gerektiği ve bu konuda ''mazeret'' bildirmemeleri gerektiğini dile getirdiği belirtildi.
-''HABİRE FIRÇA YİYİP DURUYORUM''-
''Amed'' kod adlı Ok'un, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatı Ebru Günay ile Mart 2009'da yaptığı bir telefon görüşmesi de iddianamede yer aldı. Avukat Ebru Günay, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la görüşmelerinde ''sıkça kendisinden fırça'' yediğini anlattığı ifade edildi.
-TATLISES'E AVRUPA'DA KONSER YASAĞI İDDİASI-
İddianamede, terör örgütünün türkücü İbrahim Tatlıses'e Avrupa'da konser yasağı getirdiği, bu yasağın kaldırılmasına yönelik yapılan girişimlerle ilgili telefon görüşmeleri de yer aldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın terör örgütünün ''Koma Ciwaken Kurdistan Türkiye Meclisi (KCK/TM) Yapılanması''na yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, DTP Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek'in bilgisayarında ele geçirildiği öne sürülen ve terör örgütü PKK'nın sorumlularından Duran Kalkan'a gönderildiği kaydedilen rapora da yer verildi.
İddianamede, Yüksek'in terör örgütünün sorumlularından ''Cuma'' kod adlı Duran Kalkan'a gönderdiği iddia edilen raporda, Diyarbakır'da 3 Ocak 2008'de askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında düzenlenen ve 6'sı öğrenci 7 kişinin ölümüne neden olan saldırının üstlenilmesinin kendilerine zarar verdiği, üstlenilmenin niçin yapıldığının soruşturulması gerektiği kaydedildi.
Kamuran Yüksek'in bilgisayarından ele geçirildiği öne sürülen raporda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın İmralı Adası'ndaki durumuyla ilgili bilgiler de yer alıyor.
Raporda, Türk Silahlı Kuveetlerinin terör örgütüne yönelik düzenlediği hava harekatlarının devam edeceği ve kara harekatı planlandığı yönünde bilgilere de yer veriliyor.
Türkiye'de kendilerine düşman olanların araçlarının ve iş yerlerinin yakılması yönünde talimatlar verildiğine de yer verilen raporda, askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında düzenlenen ve 6'sı öğrenci 7 kişinin ölümüne neden olan saldırının üstlenilmesine yönelik eleştirilere yer veriliyor.
Söz konusu eylemin üstlenilmesinin kendilerine zarar verdiği dile getirilen raporda, bu eylemi üstlenilmesinin soruşturulması talep ediliyor.
-KCK/TM MENSUPLARI KANDİL'DE-
İddianamede, terör örgütü PKK adına faaliyet yürüten KCK/TM mensuplarının sık sık örgütün Kandil'de bulunan kamplarına giderek toplantılara katıldığı, verilen talimatları ve gözlemlerini diğer TM üyelerine anlattıkları kaydedildi.
KCK/TM yapılanmasında yer alanların terör örgütü PKK'dan bahsederken ''Örgüt'', ''Hareket'' şeklinde isimler kullandıkları, örgütün hükümlü elebaşı Abdullah Öcalan için de ''Önderlik'' ifadesinin kullanıldığı bildirildi.
İddianamede ayrıca KCK/TM yapısının Kandil'den gelen talimatları yerine getirdiği gibi örgütsel amaçla gerçekleştirilen konularla alakalı olarak birçok raporu örgüte ulaştırdıkları belirtildi.
-''YARGILAMA YAPIP, CEZA VERİYORLAR''-
İddianamede, ayrıca, KCK/TM mensuplarının, örgüt adına sözde yargılama faaliyetleri yaparak, KCK sistemi içinde bir kısım örgüt üyelerine ceza verdikleri de iddianamede yer aldı.
Terör örgütünün sözde anayasası olan KCK sözleşmesi kapsamında KCK/TM yapısının ''Demokratik Cumhuriyet'' ile alakalı planlamalar yapıp, örgütün yapısını, resmi kurumlar içinde kurmak ve faaliyetlerini düzenlemek için ''Özgür belediyecilik'' adı altında bir model çalışması yaptıkları ifade edildi.
Bölgedeki bazı belediye başkanlarının KCK/TM mensuplarına yapılan bazı çalışmalarla ilgili bilgi verdiği bildirilen iddianamede, terör örgütü PKK'nın Avrupa sorumlusu olan ''Amed'' kod adlı Sabri Ok'un İ.U. için Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile telefonda görüştüğü ve İ.U'yu listeye yerleştirmesini istediği iddia edildi.
-FETHULLAH GÜLEN'E SUİKAST-
İddianamede, terör örgütü PKK'nın 29 Mart yerel seçimlerinden sonra Fethullah Gülen'e suikast düzenlenmesi yönünde teklifin değerlendirildiği kaydedildi. Söz konusu suikastle ilgili yapılan telefon görüşmeleri de iddianamede yer alıyor.
-BİR SANIĞA 10 YIL HAPİS İSTEMİ-
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 52 kişi tutuklanmıştı.
Başsavcılıkça hazırlanan bu iddianemede terör örgütünün Türkiye'deki yeni yapılanması ortaya konulurken, sanık olarak sadece Serdar Ziriğ yer aldı. Ziriğ hakkında, TCK'nın ''terör örgütüne üye olmak'' suçunu içeren 314/2. maddesi uyarınca 10 yıla kadar hapis cezası istendi.
Diğer 51 sanıkla ilgili iddianamenin de önümüzdeki günlerde hazırlanacağı bildirildi.
Zaman