İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, krizle birlikte artık İstanbul'daki sanayicinin çok zor durumda kaldığını vurgulayarak, 'Sanayici, teşviğe ihtiyaç duymaktadır' dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, krizle birlikte artık İstanbul'daki sanayicinin çok zor durumda olduğunu vurgulayarak, 'Sanayici, teşviğe ihtiyaç duymaktadır' dedi. Hükümetin hazırladığı yeni teşvik paketinde gelişmiş bölgelerin de unutulmaması gerektiğini söyleyen Küçük, yeni teşvik sisteminin bölgeler arası dengesizlikleri giderecek tarzda dizayn edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Küçük, 'Yeni teşvik sistemi oluşturulurken, yerli girdi kullanımı ve katma değer potansiyeli yüksek sektörlerle birlikte gelişmiş bölgelerdeki sanayicilerin de teşvik edildiğini ümit ediyoruz' diye konuştu. İSO'nun Mayıs ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda konuşan İSO Başkanı Küçük, 750 üye ile kurulan İSO'nun ilk meclis toplantısını 30 Mayıs 1952'de gerçekleştirdiğini hatırlatarak, 58. yılına giren İSO'nun 14 bin 500'ü aşan üyeye sahip olduğunu ve Türkiye sanayi üretimi ile katma değerinin yaklaşık yüzde 40'ını, GSYİH'nin yüzde 9,3'ünü, toplam ihracatın yüzde 35'ini ve toplam sanayi istihdamının yüzde 17'sini gerçekleştirdiğini vurguladı.
SANAYİDEKİ İYİLEŞME SON SÜRAT DÜŞERKEN EHVEN-İŞ ŞER
Küresel krizin olumsuz etkileri ile boğuşan Türkiye'de üretim alanında az da olsa bir iyileşme yaşandığına dikkat çeken Tanıl Küçük, 7 ay aradan sonra ilk kez Mart ayında üretimde yaşanan küçülmenin azaldığını vurguladı. Normal şartlarda mart ayında sanayi üretimindeki yüzde 20,9'luk küçülmenin çok yüksek bir küçülme olduğunu ifade eden Küçük, 'Ama adeta uçurumdan aşağı son sürat düştüğümüz koşullarda, bu oranı ehven-iş şer olarak karşıladık. Üretimdeki düşüşte dibin görüldüğünü, olumsuz gidişin artık hız kestiğini düşünmeye başladık' şeklinde konuştu. Küçük, aynı dönemde kapasite kullanımındaki artışın da ümit verici olduğunu kaydetti. Küçük, ekonomik göstergelerdeki yukarı yönlü kıpırdanmaların hükümetin krize karşı aldığı tedbirlerin kısmen netice verdiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti. Türkiye'nin en büyük sorununun işsizlik olduğunu ve son verilere göre sektörel bazda istihdamda en büyük kaybın sanayide yaşandığını dile getiren Küçük, 'Sanayi istihdamı 1 yıl içinde 354 bin kişi, yani yüzde 8 oranında azalmıştır. Şubat dönemi itibariyle açık işsiz sayımız neredeyse 4 milyon kişiye yaklaşmıştır. SSK işveren prim payındaki indirimler kademeli olarak devam etmelidir' mesajını verdi.
KARLILIK CEPHESİNDE SANAYİCİ BANKACILIĞIN GERİSİNDEDİR
Merkez Bankası'nın faiz indirimine rağmen, bankaların halen yüzde 20-25'ler civarında faiz uygulandığına dikkat çeken Küçük, 'Mevcut şartlarda hangi işletme böyle bir faiz yükünün altından kalkabilir? Kredilerini geri ödeyebilir? Bu soruna çare bulunmadığı takdirde reel sektördeki kan kaybı devam edecektir' dedi. BDDK verileri göre bankaların 2009'un ilk 3 ayında bir önceki yıla göre yüzde 33'lük kar artışı sağladığına işaret eden Küçük, 'Karlılık cephesinden baktığımızda sanayi sektörü bankacılığın epey gerisindedir. Ancak ekonomiye katkı bakımından durum çok farklıdır. 2008 yılında cari fiyatlarla, sanayi sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 19,6 iken mali aracı kuruluşların payı yüzde 3,5'tir. 2007 yılında yılında 23 bankanın gelirinin 100 büyük sanayi kuruluşunun toplam cirosu içindeki payı yüzde 27'2'dir. Sayısal olarak ilk 1000 sanayi kuruluşunun ancak yüzde 2,3'üne karşılık gelen bankaların gelirlerde bu derece yüksek boranda bir paya sahip olması dikkat çekicidir.'
SANAYİCİLER ANKARA ÖNCESİ ŞİKAYETLERİNİ DİLE GETİRDİ
Önümüzdeki günlerde Ankara'da hükümet yetkilileri ile bir araya gelecek İSO Yönetimi, Mayıs ayı Meclis toplantısında Meclis üyelerinin sanayi ve ekonomideki son duruma ilişkin görüş ve önerileri dinledi. Bu kapsamda konuşan İSO üyesi Süleyman Orakçıoğlu, istihdamda 10 ay için yüzde 10'luk prim desteği sağlanması gerektiğini vurgulayarak, 'Bugün asgari ücretle çalışan bir kişinin yüzde 10'luk prim indirimi ile devlete maliyeti 815 TL iken, işsiz kalması halinde devlete zararı 6771 TL'dir' dedi.
IMF ANLAŞMASI ÜRETİMİ DESTEKLEMELİ
Sedat Aloğlu ise, IMF anlaşmasında paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, 'Düşük kur-yüksek faizi destekleyen bir IMF anlaşması yerine üretimi destekleyen anlaşma yapılmalı' diye konuştu. Banka kredileri konusunda ciddi tedbir alınması gerektiğine işaret eden Adnan Dalgakıran ise, 'Kredilerde 2001 krizi dönemine dönüş var. Bankacıların sanayiciye güvenmediği için devlete para satmasının önüne geçilmesi lazım' dedi. Sanayicinin tahsil edemediği faturanın bedelini 25 gün sonra ödediğini dile getiren Oktay Duran da, 'Vergiyi ortadan kaldırmayalım ama öteleyelim. Tahsil edemediğimiz paranın faturasını 2-3 ayda ödersek kurumlarımız rahat nefes alır' ifadesinde bulundu.
ANKA
