Emekli komutandan ilginç darbe savunması

Başer, 'Eğer silahlı kuvvetler Anayasa'da kendisine verilen görevin gereğini yapma zorunluluğu görmeseydi böyle bir darbe girişimine veya darbeye gerek duymayacaktı.' dedi.

Büyükçekmece Belediyesi tarafından hizmete açılan Kültür Merkezi'nin açılış törenine katılan Emekli Orgeneral Edip Başer, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde darbelerle ilgili düşüncelerini CİHAN'a anlattı. Başer, 'Türkiye'de TSK tarafından yapılan birkaç müdahale vardır. Şunu herkes iyi bilmelidir ki; TSK bu milletin ordusudur. Ve TSK hiçbir zaman milletin aleyhinde olabilecek, ülke çıkarlarını zedeleyecek herhangi bir davranış içinde olmamıştır. Bundan böyle de olmayacaktır.' dedi. Darbeleri bu bakış açısıyla görmek gerektiğini belirten Başer, 'Eğer silahlı kuvvetler Anayasa'da kendisine verilen görevin gereğini yapma zorunluluğunu görmeseydi onu değerlendirmeseydi böyle bir darbe girişimi veya darbeye hiçbir zaman gerek duymayacaktı.' şeklinde konuştu.

Darbelerle ilgili olarak sivil toplum kuruluşları ve siyaset kurumunu da suçlayan Başer, 'Ülkemizde ne siyaset kurumu, ne sivil toplum kuruluşları ne de diğer kurumlar tam anlamıyla demokrasiyi özümsemiş, tam anlamıyla demokratik sorumluluklarını özümseyebilmiş, benimseyebilmiş değiller. Veya bilmelerine rağmen bazı endişelerle bunu yerine getirmekten kaçınmaktadır. Dolayısıyla böyle bir durumda, ülkenin bir kriz durumuna düşmesinde, tehlike noktasına gelmesinde silahlı kuvvetler kendisine görev düşüp düşmediğini izlemek durumundadır. Darbelerin isteyerek yapıldığını düşünmemek lazım. Aksini söyleyenler yalan söylüyorlar. Yanlış söylüyorlar milleti kandırmak için söylüyorlar.' dedi.

27 Mayıs ihtilali ile ilgili soruya Başer, 'Şunu hiçbir zaman unutmamak lazım; bütün o kararlar birer hukuk kararıdır, hukukun aldığı kararlardır, uygulamalardır. Evet yanlışlar yapılmış olabilir. Bugün baktığımızda 'keşke olmasaydı' dediğimiz çok şeyler var. Fakat bunlar olmuştur. Önemli olan bugün bunların tartışmasını yapmak değil, bunlardan alınacak dersleri önümüze koymaktır. Yoksa bugün geçmişteki hataların kavgalarını yapmaya devam edersek bir yere varmamız mümkün değil.' cevabını verdi. (CİHAN)