Erdoğan'dan muhalefete mayınlı cevap

Partisinin Düzce İl Kongresinde konuşma yapan Başbakan Erdoğan muhalefet partilerine atıfta bulunarak 'Bize görüşmeyin dedikleri ülkelerle anlaşmalar yaptılar hepsi' dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan partisinin Düzce İl Kongresi'nde konuşma yaptı.

MUHALEFET KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN ANLAYIŞINDA

Başbakan Erdoğan : 'Biz diğer partiler gibi bölge siyaseti, kimlik siyaseti yapmıyoruz. Biz 71,5 milyonun partisiyiz. Kuzey - Güney ayrımı yapmıyoruz. 6,5 Yıl boyunca bir yandan ekonomiyi büyüttük, demokrasi ve özgürlüklerin standartlarını yükselttik, bir yandan da Türkiye'yi büyük bir güç haline getirdik. Önümüze çıkarılan her türlü hukuk dışı demokrasi dışı engeli yine hukukla demokrasiyle aştık. Değerli kardeşlerim şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum. Biz ne dedik ama bunu samimi dedik lütfen bunu herhangi bir küçültme olarak değil samimi olarak bu tepkimizi ortaya koyduk. Dedik ki ne olur 'Sivas'ın ötesine geçin bundan mutlu oluruz' dedik, Sivas'ın doğusunda kalanlarada da 'Sivas'ın batısına da gidin' dedik. Ama onlar küçük olsun benim olsun dediler. Böyle bir muhalefet elindekiyle hırçınlaşıyor asabileşiyor.

MAYIN TEMİZLENMESİ KONUSUNDA SURİYE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI, BİZ DE YAPMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ

Diyorum ki gelin bir yanlış mı var gelin bunu tespit edin açıklayın. Bu yanlış karşısında önerinizi söyleyin istemezuk demeyin. Ama böyle bir şeyi göremedim. Hep engellediler ve zaman kaybediyoruz. Her konuda AB konusunda hep aynı şeyi yaptılar ve mesela son zamanlarda bir mayın temizleme olayı yaşadık. 6 Madde, 4 gün iki haftamızı yedi. 6 Madde düşünebiliyor musunuz? Suriye Sınırındaki mayınların temizlenmesi. Suriye bunu yaptı bizde yapalım istedik. 210 bin dönüm bir organik tarım yapabileceğimiz alan kazanalım. Hemen yakıştırmalar başladı Siz burayı İsrail'e peşkeş çekeceksiniz. On yıllardır ne söylendiyse bu zihniyet hala aynı yerde. Bakınız Ülkemizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa alacağımız tedbirlerin hepsini alırız.

Yıllarca bu ülkede birşeyler yapıldı. Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Acaba kazandık mı? Düşünmek lazım. Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi. Zaman zaman buna bizde düştük ama aklı selim ile düşününce şuralarda ne gibi bir yanlış yaptık diye başımızı iki elimizin arasına alınca hatalarımızı birer birer görüyoruz. Bize görüşmeyin dedikleri ülkelerle anlaşmalar yaptılar hepsi. ABD'ye görüşme der hepsi geçmişte ABD ile nasıl bir araya gelebilirizin çabası içerisindedir. Bakın İsrail ile ne tür anlaşmalar içerisinde olduklarını görürsünüz. Bu konuları aşamıyorsanız siz kendinize inanmıyorsunuzdur. Düşüncesine inanmayan bir hareket bir ülke düşünce hürriyetinden bahsedemez. İnancına güvenmeyen bir ülke, topluluk inanç hürriyetinden bahsedemez. Siz inancınıza güveniyorsanız rahat olun. Kendinize güveniyorsanız rahat olun. Ama yok siz kendinize düşüncenize, inancınıza güvenmiyorsanız o zaman topluluk bile sizi terbiye eder. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar cüce bir ülke değildir.

PARANIN DİNİ, İMANI, MİLLETİ OLDUĞUNA İNANANLAR VAR

Paranın dini ırkı olmaz ama ne yazık ki paranın dini ırkı olduğunu zannedenler var. Para civa gibidir kendisine uygun zemini nerede buldu mu oraya kaçar. Ya işsizlik diyorsun adam burada yatırım yapacak burada kim çalışacak? Ya burada Ahmet Mehmet çalışacak. Buyur bak işsizliği aşıyoruz. İstemezuk başka bir yatırım yapılacak istemeyiz neden o bizim milletimizden değil o George. Burdan gitse fabrikayıda mı götürecek. Kimi çalıştıracak Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma'ya ve pazarı da hazır. Biz ihraca dayalı bir ekonominin mensuplarıyız. Hayır niye buraya geliyor bu işte bir iş var. Bırak gelsin arkadaş bu bağnaz zihniyetlerle biz aydınlık yarınların Türkiye'sine bunlarla yürünmez. Ama biz bunları dinleyemeyiz. Biz kendimize güveniyoruz inanıyoruz Türkiye büyük düşünüyor bunları aşarak yarınlara yürüyeceğiz.

SON 6 YILDA ENFLASYON YÜZDE 30'DAN YÜZDE 6,1'E DÜŞTÜ

Türkiye'ye giren küresel sermaye 1 milyar Dolardı. Arttı arttı arttı 2007'de zirve yaparak 22 milyar Dolar oldu yılda. Krize rağmen 18,5 milyar Dolar oldu. Bu yılda inşallah krize rağmen geçen yılın altında kalmalayım istiyoruz. Bu sermaye ülkemize geldikçe daha da güçlü olacağız. Korkmuyoruz, daha da ileri gideceğiz. Biz neyi nerede aldık dikkat edin. Bizden önceki hükümet, DSP, MHP ve ANAP'tan oluşuyordu. Türkiye'nin IMF borcu 23,5 milyar Dolardı şimdi 7,5 Milyar Dolar. Kim ödedi biz ödedik. Merkez Bankası'nın kasasındaki rakam 27 milyar Dolardı şimdi küsüratsız 65 milyar Dolar krize rağmen. Peki GSYH neydi? Biz geldiğimizde 230 milyar Dolardı şu anda ne? 742 milyar Dolar. Bakınız nereden nereye geldik. Bu çok önemli Türkiye 6 senede bunu yapıyor. 36 milyar Dolar ihracatımız vardı geçen seneye bakıyoruz 132 milyar Dolar olmuş. Faiz, bu faiz benim vatandaşımı inim inim inletti bu kimin cebinden çıkıyordu sizin yüzde 63 faizi vatandaşımın cebinden almadın mı? şimdi faiz ne yüzde 12 aslında 11,7 ben 12 diyorum. Aradaki fark yüzde 51 bu nerede kaldı vatandaşımın cebinde kaldı. Enflasyon yüzde 30'du şimdi yüzde 6,1 bu enflasyon kimden gidiyordu vatandaşımın cebindeki parası çarşıda eriyordu.

Asgari ücret biz gelmeden önce ne idi? Ve o ücretle ne kadar peynir, zeytin, yumurta alıyorduk ondan sonra deki o zamanın asgari ücretiyle şu kadar şunları alıyorduk şu anda şu kadar alıyorum. Öyleyse kardayım. Bunu özellikle annelere söylüyorum. İçişleri bakanı sizsiniz. Bunu saptırmak isteyenler var bunlara fırsat vermeyeceğiz. Bolu dağındaki tüneli bilmiyor musunuz? Ne diyorlardı Orayı patates deposu mu yapalım? diye düşünüyorlardı biz hayır orayı tünel yapacağız dedik. Yaptık mı yaptık. Benim vatandaşım oradan geçiyor mu geçiyor. İş bilenin kılıç kuşananın.

Eğitimde Düzce Üniversitesini kurmaktan hamdolsun mutluyuz. Teşkilatımızın gücü partimizin en önemli gücüdür. Vatandaşımızın bizim ne yaptığımızı medyadan öğrenme şansı yok. Sizlerden öğrenecekler.