1: HIZLI YEMEK
Hızlı yemek yeme yarışmaları dışında, rekor kırmak istermişçesine hızlı yemek yemenin kimseye yararı yok. Hızlı yaşam ve iş çevremiz hepimizi aceleci kişiliklere çevirmiş olsa da yemek zamanı kişiye özeldir, her öğün yavaş ve küçük lokmalar halinde tüketilmelidir.
2: ÖĞÜN ATLAMAK
Araştırmalar kahvaltı yapmayanların, yapanlara oranla daha kilolu olduklarını gösteriyor. Öğün atlayarak daha başarılı kilo verilecektir yönünde yanlış bir inanış var. Ancak gerçek şu ki günde 3 öğünden az yiyenler, gün sonunda çok daha fazla kalori alır. Güne kalorisi dengeli, lif oranı yüksek, besleyici bir öğünle başlayıp, az az ve sık sık beslenmeye devam edin.
3: SIVI NASILSA DEYİP GEÇMEK
Alkol, kremalı tatlı kahveler, meyve konsantreleri, şekerli çaylar ve meşrubatlar sinsice kilo alımını hızlandırabilecek, besin değeri düşük ve yüksek kalorili içeceklerdir.
Yapılan bir çalışma, Amerikalıların günlük kalorilerinin ortalama yüzde 21?ini meşrubatlardan aldıklarını gösteriyor. İçecekler tokluk duygusu vermediğinden daha fazla yemeye teşvik eder. Unutmayın, küçük değişiklikler büyük kalori tasarrufu yapmanıza yardımcı olabilir.
4: BÜYÜK PORSİYONLAR
Mide doygunluğundan çok, göz doygunluğuna dikkat edin. Restoranlarda, izlediğimiz reklam ve filmlerde büyük ebatlarda yenen yemekleri görmeye alışan beynimiz, evde de bu ebatları aramaya yönelebilir.
Öncelikle mide kapasitenize uygun, makul porsiyonlarda yemeği, ekstra büyük menüler seçmemeyi, restoranların küçük bir ekstra ile verecekleri promosyonlara hayır demeyi öğrenin. İhtiyacınızdan fazlasını yemeyin, yemek sonrası duyabileceğiniz rahatsızlığı anımsayın.
5: SAĞLIKSIZ EKSTRALAR
Diyet yapmanın salata ve sebze yemek ile diyet kola içmekten ibaret olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Güzelliğin zayıf olmaktan geçtiği inancının yaygın olduğu günümüzde değişen yemek kültürümüz, restoran mönülerinde salataları ana yemek olarak görmeye başlamamıza neden oldu. Ancak eklenen ekstra soslar ve malzemelerle mükellef bir ana yemeğin kalorisine ulaşabilecek salatalarınızı doğru süslemeniz gereğini unutmayın.
6: ŞUURSUZCA YEMEK
?Şuursuz yemek yeme? adeta bir hafıza kaybı yaşayıp bilinçsizce bulunan yemeklere saldırmaktır. Yemek yemek nefes almak gibi kişilerin fizyolojik ihtiyaçları için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır ve zevk alma duyusu olarak kullanılmamalı. Her ekstra kaçamağın, karın ve bel bölgenizde çıkacak ekstra katlar olarak size döneceğini unutmayın.
7: ŞOK DİYETLERE İTİBAR ETMEK
Büyük vaatlerle hızla yayılan medyatik diyetlerin başında düşük karbonhidrat içeriği olan programlar geliyor.
Özellikle Amerikan halkının 10 milyondan fazlasının kalbini feth eden bu diyetler uzun vadede baş ağrısı, mide bulantısı, sersemlik ve kendini yorgun hissetme halleri yaratabilir. Bu tarz tek tip kalori kısıtlı diyetler uzun vadede kişilerde kalori atakları yaratarak, yoğun kalorili besinlere saldırılara neden olabilir. Bu nedenle en doğru yanıtı, kişiye özel diyetlerle alabilirsiniz.
8: NASILSA KİLO VEREMİYORUM DEMEK
Tartı ibresi düşüşü göstermeyince pek çok kişi hemen çok ciddi kalori kısıtlamaları yaparak kilo kaybı sağlamaya çalışır. Oysa ki günlük alınan kaloriyi çok fazla düşürdüğümüz zaman vücut direnç gösterebilir ve yağ kaybı yavaşlayabilir. Bu durumda enerji alımını düşürmekten çok, harcamayı artırmak daha faydalı bir etki yaratacaktır.
9: DIŞARIDA YERKEN İPİN UCUNU KAÇIRMAK
Yemek fizyolojik ihtiyacımız olduğu kadar aynı zamanda sosyal içerikli keyif alınan bir ihtiyaçtır. Özellikle kadınların çalışma hayatına daha fazla dahil olması, dışarıda yemek yeme sıklığını da artırdı. Buradaki en önemli nokta her dışarıda yemek olayını şölene çevirmemek, makul ve doğru seçimler yaparak diyet yolundaki başarı ivmesini düşürmemektir.
10: KENDİNİZİ İNANMAMAK
Merdivenin en uç noktasını görmek zorunda değilsiniz, önemli olan her adımda hedefe yaklaşıyor olduğunuzu bilmekte. Diyetinizdeki sinsi hataları bertaraf ederek hedefe ulaşmak için küçük başarılardan keyif almalı, takdir etmeli ve kendinize inanmalısınız.