Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2009 Şubat dönemi istihdam rakamlarına ilişkin olarak, ''işsizliğin yüzde 16,1 ile Cumhuriyet tarihinin yeni bir rekorunu'' kırdığını öne sürdü.
Palandöken yaptığı yazılı açıklamada, Şubat ayı istihdam oranlarına göre, Türkiye'deki işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 125 bin artarak 3 milyon 802 bin kişiye ulaştığını hatırlattı.
Küçüklerin için de paket çıkarılmalı
Türkiye'deki 19 milyon 779 bin kişilik istihdamın yüzde 60'ına yakınını (11 milyon 500 bin kişi) küçük işletmeler, yani çoğunlukla esnaf ve sanatkarların sağladığını bildiren Palandöken, işsizliğin önlenebilmesi için küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) ve küçük işletmelerin önlerinin açılması gerektiğini, asıl yapılması gerekenin küçük işletmeler için ekonomik paket açılması olduğunu kaydetti. Ülke genelinde en fazla istihdamın hizmet sektörünce sağlandığını bildiren Palandöken, kriz ortamının en çok küçük esnaf ve sanatkarı vurduğunu ifade etti. Daha önce bir işte çalışıp şu an işsiz olanların yüzde 41,5'inin hizmetler sektöründe, yüzde 27,4'ünün de sanayi sektöründe çalışmış olan işsizlerden oluştuğu bilgisini veren Palandöken, ''Sanayi kesimine yönelik destek paketleri açıklanırken, bizler de esnaf ve sanatkarlar olarak yaklaşık iki katı işsizlik oranına ulaşan küçük esnaf ve işletmelere yönelik ağırlıklı bir önlem paketinin beklentisi içindeyiz'' değerlendirmesinde bulundu.
Büyük işletmeler işsizliğe katkıda bulunamaz
Palandöken, büyük sanayi işletmeleri, insan emeğinden ziyade makine kullanan işletmeler olduğu için işsizliğin çözümüne doğrudan bir katkıda bulunamayacağını da ifade ederek, KDV ve ÖTV'si indirilen malların genelde büyük sanayi işletmelerinin ürettiği mallar olduğundan yakındı.
''Krizin olumsuz etkilerinin giderilebilmesi yalnızca büyük sanayi kuruluşlarına verilecek desteklerle çözümlenemez'' diyen Palandöken, şunları kaydetti:
''Esnaf ve sanatkarlarımız olmak üzere tüm küçük işletmeleri teşvik edici politikaların uygulamaya konulmasına ihtiyaç vardır. KOSGEB yasasında yapılan son değişikliklerin bu konuda önemli bir imkan oluşturduğu görüşündeyiz. 15-24 yaş grubundaki her 3 gençten 1'i iş bulamıyor.''
Palandöken, ''Devletin de sertifika almış kadınlarımıza sıfır faizli kredi desteği vermesini istiyoruz. İstek ve taleplerimize itibar edilmez ise 2009'un ilk üç ayındaki işsizlik rakamlarının daha da artacağı görüşündeyim'' uyarısında bulundu.
Kriz, 2007 baharında 'geliyorum' diyordu
SPK Başkanı Vedat Akgiray, önümüzdeki dönemde bütün denetleme ve düzenleme kurumları ile kredi notu veren şirketlerin sorgulanacağına işaret ederek, 'kriz, 2007 ilkbahar aylarında 'geliyorum' diyordu' diye konuştu.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, önümüzdeki dönemde, bütün denetleme ve düzenleme kurumları ile kredi notu veren şirketlerin, çok sorgulanacağını belirterek ''O sektörün çok değişeceği aşikar'' dedi.
Akgiray, krizin, 2007'nin ilk bahar aylarından itibaren kendini hissettirdiğini ancak, geçen yılın sonbaharında ortaya çıktığını anlattı. Dünyada, son 10-15 yıldır makro ekonomik bir dengesizliğin oluştuğunu vurgulayan Akgiray, Japonya, Çin ve bir kaç Uzak Doğu ülkesi ile bazı petrol üreticisi ülkelerde ödemeler dengesi fazlası, buna karşılık, ABD, İngiltere ve İspanya gibi bazı batılı ülkelerde ise dış ticaret açıklarının oluştuğunu ifade etti.
Akgiray, Çin ekonomisinin ve bu ekonomiye benzeyen diğer ülke ekonomilerinin sermaye piyasalarının gelişmediğini ve çeşitlenmediğini belirterek, bu ülkelerin, paralarının olduğunu ancak, değerlendirecekleri çok fazla alan bulunmadığını söyledi. Çin ve Japonya'da bu dönemde para fazlalığının oluştuğunu anlatan Akgiray, şunları kaydetti: ''Bu ülkeler, ellerindeki paralarla, ABD hazinesinin çıkardığı devlet kağıtlarını aldılar ve reel faizler, tarihin en düşük seviyelerine indi. Faizler düşünce, krediler bollaştı. ABD ve İngiltere'de, insanları döverek kredi vermeye başladılar. 100 liralık evi, 500 lira göstererek kredilendirdiler ve kredi pazarı anormal büyüdü. Ancak bu da bir muhasebe saçmalığına dönüştü. Aynı evin, bir çok kere kredilendirilmesi, bilançoları sanal olarak şişirdi. Daha sonrasında bu krediler ödenmemeye başlayınca, bilançolara, zarar yazıldı. Bilançolara zarar yazılınca, sermaye gidiyor. Bu sefer, gerçekten zarar etmeye başlıyorsunuz. Çok akla zarar bir muhasebe usulu yüzünden, başta finans kurumları batmaya başladılar.''
15 bin dolar geliri olana 750 bin dolarlık ev
Kredi pazarı büyüyünce, finans kuruluşlarının, daha yüksek karlar peşinde koştuklarını dile getiren Akgiray, aşırı kar hırsından dolayı, piyasaya yeni enstrümanların çıktığını ifade etti. Vedat Akgiray, toplam kişisel borcun, gelire oranının, son 40-50 yıldır artmadığına dikkati çekerek, ''Artan, finansal sektördeki kurumların, kendi aralarındaki borçlanmalarıydı. Yıllık geliri, 15 bin dolar olan kişilere, 750 bin dolarlık ev sattılar. Bu krediler ödenmemeye başlayınca da bankalar, evlere el koydu ve ev fiyatları düşmeye başladı'' diye konuştu. 1990'lı yılların kriz frekanslarının arttığı yıllar olduğunu dile getiren Akgiray, sözlerini şöyle sürdürdü:
''En son 2007 yılında ABD'de bir araştırmacı, ev fiyatlarındaki fazla fiyatlamayı belgeleyen bir rapor yayınladı. Bu, çok tamam bir çalışmaydı. Rapor diyordu ki; 'ev fiyatlarında toplam 1,8 trilyon dolarlık çeşitlilik var' yani; kriz, 2007'nin ilkbahar aylarında geliyorum diyordu aslında.Çok gelen parada bir sakatlık vardır. Daha tecrübeli olan JPMorgan Chase gibi finans şirketi sahipleri, bunu sorgulamaya başladılar ve geçen yılın yaz aylarında ve dediler ki; 'çok para geliyor ama niye geliyor tam anlayamıyoruz. Bu bölümleri kapatacağız'. Bunu söyleyenler batmadılar ama 'vay, korkaklar' diye alay eden Lehman Brothers, haftasında gitti.''
İşsizlik rakamları daha da artacak
Palandöken, işsizliğin yüzde 16,1 ile tarihi bir rekor kırdığına işaret ederek 'istek ve taleplerimize itibar edilmezse işsizlik rakamları daha da artacak' diye konuştu.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-05-17 10:28:00
Haber Ara