Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yargı, hakimler imparatorloğu mu istiyor?

Danıştay Başkanı Birden'in açıklamalarına anayasa profesörlerinden tepki geldi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-12 01:14:00

Yargı, hakimler imparatorloğu mu istiyor?

Danıştay Başkanı Mustafa Birden?in önceki günkü konuşmasında, Cumhurbaşkanı?nın ?yetki fazlalığı?ndan söz etmesi ve HSYK üyelerinin seçiminde hükümetin devredışı bırakılmasını istemesi, ?Yargı, hakimler devleti istiyor. Brifingli yargı, imparatorluk peşinde? yorumlarına yol açtı.

A. N. Sezer?in Cumhurbaşkanlığı döneminde hiç ?yetki fazlalığı?ndan söz etmeyen Birden, önceki gün yaptığı konuşmada; ?Cumhurbaşkanı?nın yargı erkine ilişkin görev ve yetkileri sınırlandırılmalı ve bu bağlamda Anayasa?nın 104. maddesi yeniden düzenlenmelidir? demiş ve HSYK üyelerinin seçiminde de Hükümetin devredışı bırakılması gerektiğini söylemişti. Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde konuşan Başkan Mustafa Birden'in konuşmasını değerlendiren Anayasa Hukukçuları, Birden'in önerdiği hukuk yapısının demokrasilerde değil; ancak Jüristokraside geçerli olduğunu söylediler.

ÖZBUDUN: ?DANIŞTAY BAŞKANI?NIN ÖNERDİĞİ SİSTEM JÜRİSTOKRASİDİR?

Anayasa Profesörü Ergun Özbudun, parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanı?nın önemli yetkilerinin bulunmaması gerektiğini belirterek, ?Biz hazırladığımız Anayasa taslağında, yüksek mahkemelerin ve HSYK gibi kurumların bir kısım üyelerinin Meclis tarafından seçilmesini öngördük. Böyle bir yapı hem batı demokrasilerine, hem de parlamenter demokrasiye uygundur. Sayın Danıştay Başkanı?nın önerdiği modelin adı Jüristokrasi, diğer bir deyişle hakimler devletidir. İleri demokrasilerde böyle bir sisteme rastlanmaz. 1982 Anayasası, devlet elitlerinin sözcüsü olarak seçilmiş iktidarlar üzerinde vesayet yetkisi kullanacak bir Cumhurbaşkanı yetkisi öngörmüştür. Sayın Gül, bu modele uymadığı için daha önce Cumhurbaşkanı?nın atama yetkisinden yakınmayan yüksek yargı başkanları, şimdilerde farklı öneriler getirmeye başlamışlardır? şeklinde konuştu.

ERDEM: YAYGARANIN SEBEBİ VESAYET REJİMİNİ SÜRDÜRMEK

Anayasa Profesörü Fazıl Hüsnü Erdem, 1980 darbe Anayasasının ikili bir iktidar sistemi kurguladığını belirterek, bu kurgunun Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle bozulduğunu dile getirdi. Erdem şunları söyledi: ?Darbeciler 1980 Anayasası'yla ikili bir iktidar modeli öngördüler. Bunlardan birisi, milleti temsil makamını oluşturan siyasi iktidar; diğeri ise bu siyasi iktidarı vesayet altına alan ve esas itibariyle yönetimde tüm ipleri elinde tutan devlet iktidarıydı. Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanlığı makamına seçilmesiyle birlikte bu kurgu bozuldu. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamı bu kurgunun kalbi olarak tasarlanmıştı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkartılan kriz de işte bu yapıyı korumak içindi. Şimdi yüksek yargı mensuplarının Cumhurbaşkanı?nın atama yetkilerini tartışmaya açarak yaygara kopartması, ?bari devlet iktidarının diğer organlarını koruyalım? kaygılarının bir sonucudur.?

BRİFİNGLİ HUKUKLA DEMOKRASİ OLMAZ

İçine ideoloji katılmış bir hukukla adaleti sağlamanın mümkün olamayacağını dile getiren Prof. Erdem, ?İdeolojik bir hukuk sistemiyle ne insan hakları, ne de hukukun üstünlüğü sağlanabilir. Her ülkenin Anayasası ve hukuk sistemi vardır ama her ülke demokratik değildir. Evrensel değerleri referans almayan sistemler asla hukuk devleti olarak kabul görmezler. Askerden brifing alan ve kararlarına ideolojisini bulaştıran bir hukuk sistemiyle demokrasi olmaz? dedi.

?YARGI İMPARATORLUĞU KURMAK İSTİYORLAR?

12 Eylül Savcısı ANAP Milletvekili Faik Tarımcıoğlu da, Birden?e tepki göstererek, ?Galiba Sayın Birden, sadece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ün yetkilerinin sınırlandırılmasını istiyor. Danıştay, Anayasa Mahkemesi?nin Meclis?in yerine geçerek karar verdiği gibi, idarenin yerine geçerek karar vermek istiyor. Hukuk sistemimizin dibine dinamit koyan anlayış budur. Yargı yüksek bürokrasiye bağımlılıktan vazgeçerse, ancak bağımsız olur. Bugün Türkiye?de yargının Meclis üzerindeki vesayeti tartışılmalıdır. Yüksek yargı, milli iradeye karşı bir yargı imparatorluğu oluşturmak istiyor. Hakimlerin sürekli olarak siyasete müdahale etme isteklerinin altında bu yatıyor.?

KUZU: ?YARGI REFORMU ŞART?

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Vakit?e yaptığı açıklamada, Türkiye?nin kendine has bazı özelliklerini kabul ettiğini belirterek, ?Birçok ülkede Anayasa Mahkemesi Üyeleri halk tarafından seçiliyor. Bazı ülkelerde belli oranda üye seçiyor. Biz 1/3?ini halk seçsin dediğimiz zaman, yargı bağımsızlığı diye kıyameti koparıyorlar. Yasama yürütmede halk iradesi vardır. Ancak yargıda bir kast sistemi vardır. Bu nedenle yargının da millet ile bağının kurulması gerekir. HSYK ve YAŞ kararları yargıya açılmalı, parti kapatmalar zorlaştırılmalı, Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değiştirilmeli. Yargıçlar halk tarafından seçilmelidir. Siyasetçinin yaptığı hataların hesabını verme imkânı vardır ama yargının yaptığı hataların hesabını kim verecek?..? dedi.

BİRDEN, SORULARA CEVAP VERMEKTEN KAÇINDI

Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Vakit?in konuyla ilgili sorularını cevaplandırmaktan kaçındı. Birden?e şu soruları yönelttik: ?Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde yaptığınız hiçbir konuşmada, Cumhurbaşkanı?nın yargı üyelerini atama yetkileriyle ilgili açıklamanız olmadı. Bu görüşleriniz şayet önceden da varsa, bunları neden o dönemde değil de şimdi gündeme getirdiniz? Yüksek yargı organlarının, üyelerini kendileri seçmesi halinde bir yargı imparatorluğu oluşacağı yönünde görüşler var; bu görüşlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir??

Vakit

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara