Özak: Fatih Terim'e güvenim tam!

Özellikle gençlere yönelik açılımlarda bulunan Özak, sporu tabana yayma gayesinde olacağını söyledi. Siyasetin, futbolu yönlendirmemesi gerektiğine dikkati çeken Özak, Süper Lig'deki şampiyonluk şansını da yorumladı. Bakan, şiddetin önlenmesine dair projelerine ayrı bir paragraf açtı.

Faruk Özak, kabine revizyonunun ardından Bayındırlık Bakanlığı'ndan devlet bakanlığına kaydırıldı. Sorumlu olduğu bölüm, tam da onun en fazla ilgi alanına giren konulardan biri oldu: Spor. Yıllarca Trabzonspor'da top koşturan, kaptanlığını ve başkanlığını yaptığı Bordo-Mavililerle özdeşleşen bir isim o. Spor camiasının da en sevdiği isimlerden birisi. Öyle ki onun bakanlığına en fazla sevinenler sadece Trabzonlular değil, tüm spor kesimi oldu. Yeni görevinin ardından ilk röportajını Zaman'a veren Devlet Bakanı Faruk Özak sorularımızı cevaplandırdı.

Sporun içinden gelen bir siyasetçi olarak ilgi alanınızdan sorumlu bir bakanlığa kaydırıldınız. Yakın çevrenizden aldığınız tepkiler nasıl?

Spor camiasıyla zaten hiç kopmamıştık. Bu alanın sorunlarını yakından tanıyan kişilerden biri olduğumuz için çok olumlu tepkiler alıyorum. Gayet pozitif bir hava var spor camiamızda. Bu görevi tevdi eden Başbakan'ımıza, Cumhurbaşkanı'mıza da çok teşekkür ediyorum.

En önemli hedefleriniz neler olacak?

Spor 21. yüzyılın en önemli sosyolojik olgusu. Toplumsal bir hareket. Ülkelerin ilişkilerine de çok önemli katkıları var. Türkiye'de 28 yaş altında 30 milyondan fazla gencimiz var. Sporu çok seven ama az spor yapan bir ülkeyiz. Benden önceki bakan arkadaşım Murat Başesgioğlu Bey'in zamanında toplanan Spor Şûrası'nda alınan kararları okumaya başladım. Başbakan'ımız, Cumhurbaşkanı'mız sporu çok seviyor. Bizim için bir şans bu. Hatta muhalefet dahil milletvekillerimiz de çok seviyor. Sporla ilgili bir yasa varsa bu hemen Meclis'ten geçiyor. Onun için ilgili ne yasa varsa hazırlıklarını yapıp yapısal anlamda ihtiyaç duyulan her konuyu tamamlamak istiyorum. En önemli amaçlarımızdan birisi de olimpiyatları Türkiye'ye getirmek.

Türkiye'nin 2020 Olimpiyat Oyunları'nı alması için bakanlığınızca nasıl bir çalışma yapılacak?

Türkiye çok büyük organizasyonlara imza atıyor. 2020'de Olimpiyatları hedef almalıyız. Kolay bir iş değil; bunu almak ama çok lobi yapmalıyız. Hemen niye bu işe başladık, çünkü 'Türkiye bunu yapabilir mi?' yapar. Bunu başarır mıyız, başarırız. Avrupa'nın 6., dünyanın 17. ekonomisiysek, İKÖ ve NATO'da çok önemli bir pozisyonumuz varsa, bu bölgenin lideriysek, bütün bunları yapabiliyorsak, olimpiyat işini de yaparız. İhracatının yüzde 90'ını Avrupa'ya yapan bir ülke bu işi en iyi şekilde yapabilir mi, yapar. Bu çok önemli. Barcelona, Seul bu organizasyonu düzenlemeden önce neydi, ne oldu? Bu, gelişmişliğin de bir göstergesidir. Olimpiyatlar, turizme, tesise, gayri safi milli hasılaya, istihdama önemli katkıları olan gelişmişliğin göstergesidir.

Öteden beri spora ilişkin en önemli arzunuz nedir?

Spor yapan insan kişiliğini geliştiriyor, kendine güveni artıyor. Çabuk karar verebiliyorsunuz. Demokrasi ve hoşgörü var. Spor yapan insan demokrat oluyor. Sporun tanıtıma inanılmaz katkısı var. Türkiye var olan güzellikleriyle zaten 25 milyon turisti çekebiliyor. Bakın bir Türkiye'yi ABD'deki bir basketbolcumuzla, başarı gösteren bir kulübümüzle tanıyanlar var. Demek ki spor, tanıtımda çok önemli. Sporda kaliteyi yükseltmek, kaliteli sporcu sayısını artırmak en büyük hayalim. Lisanslı sporcu sayımız 400 bindi 2 milyona çıktı. Hedefimiz 4 milyonu aşmak. Federasyonların özerkleşmesi de bu sürece katkı yapacak. Hem denetim, hem gözetim bizden çıktı. Artık Futbol Federasyonu'nun tam etkisi ve yetkisi var.

Siyaset-futbol ilişkisi hep tartışılır...

Siyaset, futbola destek vermeli ve hizmet etmeli. Siyaset, futbolu yönlendirmemeli, o kendi ayakları üzerinde durmalı, duruyor. Zaten bu konuda gerek Başbakan'ımız, gerek Sayın Mehmet Ali Şahin Bey'in gerek Murat Bey'in çok önemli katkıları oldu. En son yasayı da Murat Bey hazırladı, geçirdi. Bu zaten FIFA ve UEFA'nın bir talebiydi. Kanunla yönetilen, kanunla oluşturulan bir futbol federasyonu dünyada az. Sivil toplum kuruluşu bu. Sporda demokrasiyi biz ortaya çıkardık. 50'den fazla federasyon artık özerk. Gerçi bunların bir kısmı maddî olarak dönemiyor; ama biz katkıda bulunuyoruz.

Gençliğin spora kazandırılmasıyla ilgili göreviniz süresince ne yönde adımlar atılacak?

Gençlikle ilgili kurumlarımız var ama daha alt düzeyde. Uzmanlarla, üniversitelerle bir çalışma yürütüyoruz. 2011 Kış Olimpiyatları var Erzurum'da. Bunlarla ilgili hazırlık düzenleme kurulları var. Bunları harekete geçiriyoruz. İncelemeyi başlattım, sorunlar azalmış. 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için de Antalya, Ankara, İzmir ve İstanbul var. Antalya'ya ilişkin sıkıntıyı çözemezsek başka bir formül bulacağız, bugün yarın çözeceğiz.

Turkcell Süper Lig'de son üç haftaya girdik. Şampiyonluk konusunda favoriniz kim?

Üçü de olabilir. Beşiktaş ve Sivas daha yakın. Trabzonspor da onları yakından takip ediyor. Şu olur demem doğru olmaz. Hangisi hak ederse o kazansın.

Bu sezonu genel olarak değerlendirebilir misiniz?

Bu yıl şunu görmemiz lazım. Puanlar aşağı doğru indi. Galibiyet sayısı önceki senelerde daha fazlaydı, bu sefer azaldı. Bana göre alttaki takımların kalitesi yükseliyor. Bu tablo, şampiyonluğa oynayan takımların zikzaklarını da gösteriyor olabilir.

Aynı zamanda koyu bir Trabzonspor taraftarısınız. Bu sezon nasıl buldunuz takımınızı?

Trabzonspor bu sezon yeni bir takım kurdu. Bayağı bir oyuncu da aldı. Bana göre puan olarak ulaşılan noktaya 'iyi' diyorum. Bazıları eleştiriyor ama bence iyiydi. Kendi sahasında puan kaybetmesine rağmen dış sahada çok puan aldı. Üç hafta kaldı. Birinci olabilir mi, üçüncülüğü kaybeder mi zaman gösterecek. Ama üçüncülükteki durumu da gayet iyi ve hâlâ şampiyonluk için iddialı konumda.

Trabzonspor'a tavsiyeniz nedir?

Gelgitler çok oldu. Çok zikzak çizildi. Futbolda bunlar olabilir. Fair play içinde önemli olan yarışmak. Bütçe durumunu korumak, çok borçlanmamak, idarî-malî konularda, doğrudan devamlılık sağlamak önemli. Her iki yılda bir gelen yönetimin yapılanı yıkmaması lazım. Her takım için geçerli bu. Aksi durum Türk futboluna zarar veriyor.

Terim'e güveniyorum ancak Millilerin işi zor

Milli Takım'ın 2010 şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milli Takım'ımız da Türk futbolundaki iniş çıkıştan maalesef büyük ölçüde etkilendi. Yurtdışındaki oyuncularımızın zaman zaman kafileye katılmaması, kimi zaman da formsuz oluşları etkiledi. İşimiz biraz zor.

Fatih Terim için ne dersiniz?

Milli Takım'ımızın başındaki Fatih Terim çok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım. Karşılıklı uzun yıllar top oynadık kendisiyle. Ona inanıyorum, güveniyorum.

Milli Takım'a ilişkin sizin çizdiğiniz gelecek vizyonu nedir?

Türk Milli Takımı'mız dünyada en önemli takımlardan birisi. Daha önce dünya üçüncülüğünü yakaladık. Avrupa Şampiyonası'nda çok iyi başarılar elde ettik. Öncelikle o yüksekliği hep korumamız gerekiyor. Kulüplerimizdeki genç ve yetenekli oyuncu sayısını da artırırsak Türk futbolu adına çok önemli katkılar sağlanacaktır. Amacımız önceki başarılarımızın üzerinde bir noktayı zorlamak.

En çok beğendiğiniz futbolcu kim?

İsim söylemeyeyim isterseniz. Süper Lig'de çok değerli oyuncular var. Ama şunu söylemek isterim. Genç oyuncuları hemen yukarı çıkarıyorsunuz ama ondan sonra oyuncularda olumsuz olunca yön ve yol göstermemiz lazım.

Stat terörü önemli bir sorun. Taraftara mesajınız nedir?

Türkiye'nin kalitesine, büyüklüğüne bu milletin dünyadaki yeri ve konumuna layık bir seyircimiz olması gerekiyor. Sonuçta bu bir spor oyun. Mağlubiyet-galibiyet olarak sürekli görüp değerlendirirsek olmaz. Medyanın da tavrına dikkat etmesi gerekiyor. Aynı şekilde yöneticiler de tahammüllü olmalı. Sahadaki futbolcunun tavrı dahil bütün unsurlar tabii stadın psikolojisini etkiliyor. Herkesten daha sorumlu olmalarını ve ülkemize yakışmayan görüntülere meydan vermemelerini istiyoruz.