ALS hastaları, hurafelere ve fırsatçılara kanmasın

Türkiye genelindeki NT mağazaları çalışanlarının arasında yapılan anket sonucunda yılın annesini seçilen milli futbolcu rahmetli Sedat Balkanlı'nın eşi Şükran Balkanlı'ya ödülü takdim edilirken duygulu anlar yaşandı. Şükran Hanım'a plaketini, hediyelerini ve NT hediye çekini NT mağazaları Genel Müdür Yardımcısı ve Reklam Hakla İlişkiler Müdürü Kadiri Tekgül ile Reklam Müdürü Ali İmran Eren takdim etti.

Sedat ve Şükran Balkanlı çiftinin Gaziosmanpaşa'daki evinde gerçekleştirilen plaket töreninde duygulu anlar yaşanırken, Şükran Hanım kendisine takdim edilen plaketi alırken gözleri doldu. NT mağazalarına teşekkürlerini ifade eden Şükran Balkanlı, anneler gününde bu denli anlamlı bir hediye almaktan duyduğu mutluluğu dile getirirken kendisini bu ödüle layık gören herkese teşekkür etti.

NT Mağazaları Genel Müdür Yardımcısı ve Reklam-Hakla İlişkiler Müdürü Kadiri Tekgül, plaketi takdim ederken Şükran Hanım'ın ve tüm annelerin anneler gününü tebrik etti. Şükran Hanım'ın özveri ve sabrının herkese örnek olması gerektiğinin altını çizdi.

- ÖNEMLİ OLAN BUGÜNLERDE DESTEK OLMAK -

Şükran Balkanlı, çok zor günler geçirdiklerini, ama tek amacının eşine ve Türk insanlarına örnek olacak davranışlarda bulunmak olduğunu belirterek, ''Türk kadınlarına güzel örnek olmuşuzdur. Önemli olan bugünlerde destek olmaktır. Biz Sedat'la 12 yıl çok mücadele verdik. Dile kolay, zaman geliyor daralıyor, sıkılıyorsun, neden biz diyordum ya, o benim çocuğum gibiydi ben de onun annesi gibiydim. Öyle çok seviyordum. Hala da çok seviyorum. Bugüne kadar onunla çok gurur duydum ve bundan sonrada çok gurur duyacağım.'' dedi.

Sedat'ın, kendisinin eşi olduğu için çok mutlu olduğunu da belirten Şükran Balkanlı, ''Onun benim eşim olduğu için binlerce kez şükrediyorum. İyiki varmış bundan sonra bizler anısını yaşatacağız. Rabbime şükürler olsunki umreye de gitmeyi nasip etti. Rabbim şifasını verseydi beraber tekrar gidecektik ama ömrü buraya kadarmış. Ama onun için umresini yaptım. Çok dualar ettim ve şifalar diledim. Benim ALS hastası Sedat'ın eşi olduğumu öğrenen umre kafilesindeki tüm arkadaşlarımız da onun için dualar etti. Demekki rabbim şifasını böyle nasip etmiş. Bu umre beni gerçekten çok rahatlattı. Bazen de diyorumki acaba gitmeseydim de son onbeş gününü yanındamı geçirseydim. Çünkü umreden döndüğüm günün ertesinde hayatını kaybetti.'' diye konuştu.

'Genç kızlarımızın bu zamanlarda çok iyi bir örneğe ihtiyacı var. Bu örneğin siz olduğuna inanıyor musunuz? Onlara neler tavsiye edersiniz şeklindeki soruya ise Şükran Balkanlı, şöyle cevap verdi;

''İmza atarken, 'İyi günde kötü günde, sağlıkta' diye bir şey vardır. İyi günde herkes herkesin yanında zaten. Önemli olan böyle günlerde yanında olabilmek. Bilmiyorum herkesin düşüncesi farklı olabilir. Şu bir gerçekki kimsenin hayatı garanti değil. Onun yerinde ben de olabilirdim böyle düşünmek gerekiyor. Gerçekten bir nebze Allah korsusu ve vicdan varsa zaten terk edip gitmez sonuna kadar mücadele edersin. Rabbim neyi nasip etmişse gerçekten hayat o şekilde devam eder. Sedat çok iyi bir insan melek gibiydi. İnanıyorumki güzel bir yerdedir.''

Şükran Balkanlı, geçtiğimiz cumartesi günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın evlerine geldiğini de belirterek, ''Başbakanımız ezberden Yasin-i Şerif'i okudu, dualar etti. Nasihatlar verdi. Ölümün herkez için hak olduğunu söyledi. Kendisine çok teşekkür ediyorum.'' dedi.

- HURAFELERE VE FIRSATÇILARA KANMASINLAR -

İnsanın çaresizlik içinde kaldığında akıl almaz yollara başvurduğunu, hiç bir faydası olmayacak şeyler denediğini de belirten Şükran Balkanlı, hurafelere inanılmaması ve fırsatçılara kanılmaması gerektiğini söyledi.

'Tıp hastalığın ismini koymuşsa asla tıpbın dışına çıkmamak gerekiyor. Başka bir yerlerde birşey arayanlar faydalı olabilmek için gerçekten birşey yapmak istiyorlar. Faydasını görmeyince de büyük yıkım yaşıyorlar diyen Şükran Balkanlı, daha sonra şöyle konuştu;

''Tıbbın birşeyler dediği yerde asla dışına çıkmamak gerekiyor. Çünkü bazı kişiler çok ümit verip kendilerini ortadan kaybettiriyorlardı. Bu da hastalar için büyük bir kayıp, yıkım oluyordu. O hastanın moralini düzeltmek için çok büyük mücadele istiyordu. Dediğim gibi tıp adını koymuşsa önce rabbimden istesinler aracı koymasınlar. Kanaat önderlerinden dualar istemek güzel ama hurafelere, asılsız şeylere kanmasınlar. Afyon Emirdağı'na gittik sadece bir kaya vardı. Bir zat yatıyor dediler. Sormadık da bu zat kimdir ne yapmış diye. Birilerine şifa mı vermiş, peygamberler zamanında mı yaşamış? Onun yanında iki gün yatması gerekiyormuş biz de hiç sormadan o kaya parçasının yanında iki gün yattık. Gerçekte orada böyle biri var mı bilmiyoruz. Burada şifasını bulacağını söylemişlerdi, döndüğümüzde şifamızı bulamadık gerçekten çok yıkıldık.''

Eşinin ALS hastalığından ölmediğini de belirten Şükran Balkanlı, ''Şunu hatırlatmak istiyorum bir de, Sedat bu hastalıktan ölmedi, dört ay önce kanser teşhisi kondu ve Sedat'ı kanserden kaybettik. Rabbim bu hastalığı Sedat'a verdi. En azından bu hastalık Sedat'ın sayesinde duyuldu. Hiç kimse bilemiyordu. Bu hastalığın adının ALS hastalığı olduğunu. Fenerbahçeli Sedat'ın hastalığı dendiği zaman çok iyi biliniyordu. Ben inanıyorumki tıp kitaplarına bu şekilde yazılacak. Ne mutlu ona ki eğer adı tıp kitaplarına geçerse ismi hep yaşayacak. Ama kalbimizde ama kitaplarda hep yaşacak. Düşünün insana ne kadar gurur verici bir olay. Torunların nesilleri ve bu benim dedem dediği zaman gurur verici şeyler. Allah demekki seçilmiş insan yaptı. En güzel yerde de olduğuna inanıyorum.'' diye konuştu.

(CİHAN)