Erdoğan, küresel dalga sebebiyle dünyanın en ileri ülkelerinde bankaların battığını, zincirleme iflasların yaşandığını, üretimin durma noktasına geldiğini ve dev markaların birer birer çöktüğünü belirtti.
Buna karşılık 'Türkiye'de böyle bir dramatik yıkım olmadığını, kriz şartlarını mukayeseli olarak mümkün olan en alt seviyede yaşadığını'' vurguladı.
KÖTÜ ŞARTLAR ELBETTE BİZE DE DOKUNACAK
Erdoğan, iyimserliğini korurken şu mesajı verdi: 'Evet, altı seneyi aşkın bir süredir istikrarlı büyüme trendimizde bir duraklama olmuştur. Evet, bazı insanlarımız işlerini kaybetmiş, bazı sektörlerimiz sıkıntılı bir dönem yaşamıştır. Bütün bunlar doğrudur ama bir doğru daha var ki Türk ekonomisi dimdik ayakta kalmıştır. Şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim ki Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara ulaşacağına dün ne kadar inanıyorsam bugün de o kadar çok inanıyorum. Hamd olsun, batan bankalarımız yok, yine inanıyorum marka, güçlü firmalarımız yok ve ben kriz Türkiye'yi teğet geçecek derken işte bunu kastediyorum; elbette bu kötü şartlar bize de dokunacak, elbette bizim de sıkıntılarımız olacak ama biz milletçe ayakta kalmayı, hedeflerimizi kaybetmemeyi başaracağız.'
Erdoğan, bütün sıkıntıları gidermek, mağdur insanları en kısa zamanda çok daha iyi şartlara kavuşturmak için samimiyetle çalıştıklarını ifade ederken, sabır ve dayanışma istedi. 'Türkiye'nin sıkıntıları vardır, çözülmesi gereken meselelerimiz vardır, ama umutsuz olmak için hiçbir sebebimiz yoktur.' diyen Erdoğan, herkesin dikkatli olması, bu ülkenin insanlarını ümitsizliğe, paniğe sevk edecek tavır ve açıklamalardan kaçı- nılmasının önemine dikkat çekti. Sıkıntıları iyi bildiklerini belirten Erdoğan, özellikle ve öncelikle, üretimi ve istihdamı teşvik edecek adımlar attıklarını, paranın dolaşımını hızlandıracak, iç talebi canlandıracak tedbirler almaya devam edeceklerini anlattı.
Konuşmasında yerel seçim sonuçlarına da değinen Erdoğan, milletin demokrasiye bağlılığını ve ülkenin geleceğine olan inancını bir kez daha teyit ettiğini söyledi. Erdoğan, '29 Mart'ta milli irade bir kere daha bu doğrultuda tecelli etmiş, Türkiye'de demokrasinin ne kadar yerleşik bir varlık kazandığı millet oyuyla bir kere daha tasdik ve tescil edilmiştir. Umudumuz, Türk siyasetinin bütün kurum ve bireyleriyle 29 Mart'tan doğru sonuçları çıkarması ve Türkiye'nin geleceği için çözüme dönük, yapıcı, olgun, istikrarı güçlendiren yeni bir siyaset döneminin el birliğiyle açılmasıdır. Bu sinerji, ülkemizin ve milletimizin en önemli, en hayati ihtiyacıdır.' ifadelerini kullandı.