M. K. Bhadrakumar*
Küresel kriz Orta Asya?ya doğru yayılıyor. Bu durum Hazar enerji kaynaklarının kontrolü üzerinde oynanan Büyük Oyun?un kaderinin değişmesine neden olabilir. Rusya ve Batı belirsiz finansal durumları üzerinde kara kara düşündükleri ve bu yüzden kendi ekonomilerini düzeltmeyi önceleyecekleri için görünüşte rakipler arasındaki gerilimin azaldığı düşünülebilir.
Fakat Büyük Oyun?un yavaşlaması yanıltıcı bir görünüm de arz edebilir. Zira Çin değişen dengelerden karlı çıkan taraf oluyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden sadece Çin?de hükümetin 4 trilyon yuanlık (585 milyar dolar) teşvik paketi ülke ekonomisini Başbakan Wen Jiabao?nun geçen Perşembe dediği gibi ?beklenenden daha iyi? hale getirerek etkili sonuçlar vermeye başladı.
İyileşen ilk büyük ekonomi olma olasılığı Çin?e genelde dünya ekonomisini özelde ise Orta Asya bölgesini yönlendirmek gibi önemli bir rol veriyor. Geçtiğimiz şubatta Rusya?ya 25 milyar dolar kredi veren Çin, bunu takiben Kazakistan?a da 10 milyar dolar borç vermeyi taahhüt etti. Çin Hükümeti buna karşılık her iki ülkenin de enerji kaynaklarını Çin?e açmasını bekliyor.
Orta Asya jeopolitiğinde sismik değişikliklerin işaretlerine tanık oluyor olabiliriz. Acımasız bir ekonomik görünümle karşı karşıya olan bölge, içgüdüsel olarak bir kurtuluş yolu bulması için Çin?e yöneliyor. Bu da Çin?e bölgeyi kanatları altına alması için büyük bir fırsat sunuyor. Bir diğer deyişle, Hazar ikramiyelerinin talihlisi olmak isteyen çok.
Uluslar arası Para Fonu (IMF) bölgeye dair en son raporunda Orta Asya için gayet gerçekçi bir ekonomik öngörüde bulundu. IMF 2007?de %12, 2008?de %6 olan ekonomik büyümenin bölgede ve dünyada var olan ?büyük küçülme? dolayısıyla 2009 yılında %2?nin altına ineceğini belirtti. Önemli bir IMF görevlisi yakın döneme kadar bölgenin ihracat makbuzları, sermaye akışları ve para havaleleri ile fazlaca haşır neşir olduğunu ve bunun da geçen yıllarda GMSH (gayrisafi milli hasıla) oranının etkileyici bir miktarda yükselmesini sağladığını belirtti.
Fakat durumlar kötüye gidiyor. Petrol ve gaz ihracatçıları küresel talepteki azalma ve fiyatlardaki ucuzlamadan olumsuz olarak çok fazla etkilendi. Aynı zamanda, Orta Asya ülkeleri uluslar arası finans pazarlarının finans sağlamadaki kısıtlamalarından, diğer bir deyişle yabancı sermaye çekmede karşılaşılan sıkıntılardan ağır darbe yediler.
Şubatta Moskova?da toplanan Avrasya Ekonomi Topluluğu zirvesinde Rusya, üye ülkeler Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan?ın ekonomilerine yardımcı olmak için kendisi ve Kazakistan tarafından finanse edilecek 10 milyar dolarlık bir kurtarma fonu kurdu. Fakat Rusya ve Kazakistan?ın böyle bir rol oynayabilme kapasitelerinin olup olmadığı tartışmalı. Zira krizin Rusya ve Kazakistan?da derinleşmekte olduğunu göz önünde bulundurursak, şubat ayının üzerinden çok fazla zaman geçtiği söylenebilir..
Rusya?nın istatistik kurumu Rosstat, martın sonuna doğru yayınladığı raporda ülke ekonomisinin sıkıntıda olduğunu belirtmişti. Temel mal ve servislerin üretimi ve sağlanması şubatta %11.6?ya kadar düşerken, toplamını petrol ve doğal gazın oluşturduğu ihracat gelirleri ise %40?lık bir düşüş gösterdi. Dünya Bankası ülke ekonomisinin 2009 yılında %4.5 oranında düşeceğini ve iyileşmenin ise zaman alabileceğini öngördü. Rusya ise şimdiye kadar istikrarı sağlamak için 85 milyar dolar harcadı bile.
Rusya?nın yaşadığı kriz petrol ve doğal gaz ihracatı gelirlerindeki keskin düşüşle doğrudan alakalı. Enerji devi Gazprom geçen günlerde Avrupa?ya ihraç ettiği doğal gaz fiyatını bin metreküp başına 257.9 dolar olarak belirledi. 2008?de fiyat ise bin metreküp başına 409 dolardı. Rus gazetesi Vedomosti, bin metreküp başına ortalama 260 dolarlık fiyatın sene sonunda doğal gaz ihracatından elde edilen gelirin 44 milyar dolar olacağı anlamına geldiğini bildirdi. Oysa bu rakam geçen yıl 73 milyar dolardı.
Ticari gazete Kommersant, Rus doğal gazına olan talebin azaldığını, Gazprom?un likidite problemi yaşadığını ve bunun da Rusya?nın yeni doğal gaz arazileri bulmak için acilen gereksinim duyduğu yatırım programlarını ciddi bir şekilde etkileyebileceğini bildirdi.
Rusya?nın Sovyet döneminden kalma en büyük doğal gaz arazileri artık kurudu. Bu yüzden Moskova yeni devasa arazilerin bulunmasıyla üretimdeki düşüşün telafi edilebileceğini düşünüyor. Yamal üzerindeki Bovanenkovskoye arazilerinde 2011?de, Shtokman?da ise 2015?te doğal gaz üretiminin başlanacağı düşünülüyordu. Fakat batıdaki ekonomik kriz yeni yatırımları olumsuz yönde etkiliyor.
Bu arada Gazprom?un da 2008?de 550 milyar metreküp olan doğal gaz üretiminin 2009?da 510 milyar metreküpe düşeceği bekleniyor. Bu yüzden Gazprom geçen sene 179 milyar metreküp olan doğal gaz ihracatını 170 milyar metreküpe indirmek zorunda kalabilir. Bu yüzden Rusya?nın doğal gaz sıkıntısı beklenenden daha erken baş gösterdi denilebilir.
Bu anlamda ucuz enerji kaynağı olarak Orta Asya?nın Rusya için öneminin arttığını dile getirebiliriz. Gazprom şuanda kabaca belirtmek gerekirse Türkmenistan?dan 50, Kazakistan?dan 15 ve Özbekistan?dan 7 milyar metreküp doğal gaz ithal ediyor. Geçen sene Orta Asya üreticileri Gazprom?un toplam üretiminin %14?ünü karşılıyordu. Fakat şimdi, Orta Asyalı doğal gaz üreticileri Rusya?nın enerji işbirliğindeki yükümlülüklerini yerine getirebileceği finansal kaynaklardan yoksun olduğunu görebiliyor.
Türkmen Devlet Başkanı Kurbankulu Berdimuhammedov martın sonunda Moskova?ya geldiğinde, ziyaretin iki yıl önce üzerinde anlaşılan Prikaspiiski boru hattı uzantısının hayata geçirileceği kararıyla sonuçlanacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Rusya, Türkmenistan?dan daha fazla doğal gaz satın alabilmek için projeyi hayati bir öneme haiz olarak görüyordu. Çünkü proje Sovyet döneminden kalma doğal gaz boru hattının Hazar Denizi?nin doğu kıyısından Kazakistan yoluyla Rusya?ya uzatılmasını içeriyordu. Fakat Berdimuhammedov geri adım attı.
Beijing, Şubat 17?de Rusya ile benzersiz bir ?petrole kredi? anlaşmasını imzalarken bu acil şartları göz önünde bulundurmuş olmalı. Anlaşmaya göre Çin Kalkınma Bankası, Rusya?nın kamuya ait petrol şirketi Rosneft?e ve petrol boru hattı tekeli Transneft?e yıllık %6 faizle 25 milyar dolar verecek. Buna karşılık olarak ise Rusya Çin?e 2011?de başlamak üzere 20 yıl boyunca yıllık yaklaşık olarak 20 milyon ton petrol verecek. Bu anlaşma çerçevesinde Rusya?nın sağladığı toplam petrol miktarı Çin?in şu anki petrol tüketiminin %4?üne ve şimdiki ithalatının da %8?ine denk düşüyor.
Rosneft Çin?in verdiği krediden toplam 15 milyar dolar alacak. Transneft ise Doğu Sibirya?daki Skovorodino?dan Çin?in Daqing petrokimya merkezine uzanan Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu ( DSPO) boru hattına inşa edeceği rampa hattı için geri kalan 10 milyar doları alacak. Çin daha önce de projenin fizibilite çalışması için 37 milyon dolar ödemişti.
DSPO?nun ilk basamağında yıllık 30 milyon tonluk petrol akışı sağlayabilecek bir kapasite oluşması beklenirken, ikinci basamağında bu kapasitenin 80 milyon tona çıkması bekleniyor. Transneft?in ilk basamağı (Taishet ? Skorovodino hattı) bu yılın sonunda bitirmesi beklenirken; ikinci basamağın inşasına başlaması için ise Aralık ayı öngörülüyor. Tüm proje ise 2010?un sonuna kadar tamamlanmış olacak.
Açıkça görülüyor ki, para sıkıntısı çeken bu iki Rus enerji şirketi Çin kredisiyle 2009?da tekrar finanse edilecekleri ve sermaye harcamalarını karşılayabilecekleri için büyük bir rahatlama yaşayacaklar. Kredi aynı zamanda Rusya?dan kaçan Batı sermayesini de belli bir oranda telafi edecek.
Şüphesiz ki, Çin bu krediyi vererek akıllıca bir adım atmış oldu. Zira ilk olarak denilebilir ki uzun dönemli enerji anlaşmaları yapmak her zaman zekice bir iştir. İkincisi, Rus petrol fiyatları Çin?in şuanda petrol ithalatının toplamını yaptığı spot marketlerden kesinlikle daha ucuz olacak. Üçüncüsü, Çin Rusya?yı tek bir boru hattıyla ülkesine petrol vermeye ikna etti. Dördüncüsü, Çin Orta Doğu petrollerine olan bağımlılığını azaltıyor. Beşincisi, Çin Malakka Boğazları?ndan geçen uzatılmış ulaşım rotasına olan bağımlılığını da azaltmış oluyor.
Belki de en önemlisi ise, Çin Moskova?yı petrollerinin önemli bir miktarını geleneksel Avrupa pazarından çekmeye ikna etmiş bulunmakta. Moskova daima Asya pazarını çeşitlendirmeyi vaat eder, fakat Batı pazarında sabit kalırdı. Artık bu anlayış değişiyor. Çin uzun bir aradan sonra tekrardan Rusya ile kapsamlı bir enerji işbirliği programı hayata geçirdi. Oysa Çin-Rus enerji işbirliği Mart 2006?daki o zamanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin?in Çin?e umut vaat eden ziyaretinden sonra duraklama belirtileri göstermişti. Şimdi başbakan olan Putin, o zaman Çin?e 6.700 km uzunluğundaki, 10 milyar dolarlık yeni Altay boru hattıyla 40 milyar metreküp Rus doğal gazını ihraç etmeyi söz vermişti. Fakat o tarihten itibaren neredeyse hiçbir adım atılmadı ve görünürde var olan bir fiyatlandırma sorunu üzerinde çıkarılan bir tartışmayla, Moskova Avrupa doğal gaz pazarında kalmayı yeğledi. İşte şimdi bu tavır değişiyor.
Başkan Dimitri Medvedev?in şubat ayında Çin Devlet Başkanı Hu Jintao?ya iki taraflı enerji projelerinde kapsamlı işbirliği teklif eden mektubuyla Kremlin, Altay projesini canlandırmaya karar verdi. Bu tarihten itibaren Gazprom, Çin Ulusal Petrol Şirketi ile uygun fiyatlandırmanın karşılığı olarak Çin pazarındaki perakende doğal gaz satışlarında yer alabileceği ortak doğal gaz ticareti girişiminde bulundu.
Orta Asya?nın bir numaralı enerji üreticisi Kazakistan ise Rusya?nınkine benzer bir ekonomik krizle karşı karşıya. Kazak Başbakanı Kerim Mesimov bu gerçeğe krizi savaş zamanı koşullarına benzeterek değindi ve abartmıyordu.
Geçen sene temmuz ayında varil başına 150 dolar olan petrol fiyatının bu sene 50 dolara kadar düşmesi şiddetli bir kaynak sıkıntısının var olduğunu gösteriyor. Ayrıca Kazakistan krizin uzun süreli olabileceği konusunda endişe etmekte de haklı. Şurası da bir gerçek ki Kazakistan ulusal gelirinin neredeyse 15 milyar dolarını, yani %14?ünü, teşvik paketlerine harcayabiliyor. Fakat bu sefer de kamu işletmelerinde işten çıkarmalara başladı. İş alımlarına ise yasak getirdi. Maaşları sabit tutan yeni altyapı sağlama projelerine dair başlangıçta var olan umutlar söndü. Önemli bir politik sorun olan işsizlik ise yükseliyor.
Bu gerçekler ışığında, Çin Kazakların yardım talebine cevap verdi. Nazarbayev?in beş günlük (Nisan 15-19) ziyareti süresinde, geçen Perşembe Beijing?de Kazakistan?ın aldığı 10 milyar doları bulan krediye karşılık Çin?i Orta Asya ülkesinin enerji sektöründe, diğer farklı haklarla birlikte, büyük pay sahibi yapan iki anlaşma imzalandı. Çin Eksimbank?ı Kazakistan Kalkınma Bankası?na bu bağlamda 5 milyar dolar borç verecek. Ayrıca Çin?in kamusal Çin Ulusal Petrol Şirketi de Kazak ulusal petrol şirketi KazMunaiGas?a 5 milyar dolar borç verecek.
Bu iki petrol şirketi aynı zamanda Çin Ulusal Petrol Şirketi?nin MangistauMunaiGas (MMG) adlı yerel bir petrol üretim şirketinin %49?luk hissesine sahip olmasını sağlayacak ayrı bir anlaşma daha imzaladı. ( Kazakistan ve Çin aynı zamanda Batı Çin ve Avrupa?yı birbirine bağlayan ?nakliye kanalı yolu? inşa etmek için bir ön anlaşma imzaladı. Üzerinde anlaşmaya varılan diğer konular ise tarım, eğitim, finans ve telekomünikasyon sektörlerinde iş birliği içeriyor. )
Beijing?in niyeti gayet açık: Çin 1.95 trilyon dolarlık nakit kaynaklarının musluğunu Orta Asya?nın mümkün olan her yerinde enerji arama haklarını satın almak için açacak. Nazarbayev, Çin?den ayrıldığı akşam Xinhua haber ajansına Çin?in rolünün küresel öneme haiz olduğunu belirtti ve dev pazarı, bol döviz kaynakları ve ?etkili kriz önlemleri? ile Çin?in dünya ekonomisinin tekrar canlanması için çok büyük bir destek oluşturduğunu söyledi.
Tüm bunlara rağmen, Kazakistan da güvenli bir yatırım merkezi. Dünya?da bilinen petrol kaynaklarının %3?üne sahip. Kriz patlamadan önce de, 2007?de arama ve üretim yatırımlarından 21 milyar dolar kazandı. İlginç bir biçimde, Çin her ikisi de kamu şirketi olan Rusya?nın Gazprom?u ve Hindistan?ın PDGK?sından (Petrol ve Doğal Gaz Komisyonu) daha fazla teklif vererek MMG?nin satın alımına dahil oldu. Çin Ulusal Petrol Şirketi ne Rusya?nın ne de Hindistan?ın yarışabileceği bir biçimde 10 milyar dolarlık yatırım paketi teklif ederek yarışı kazandı. Bariz bir şekilde görülüyor ki, bu teklifi verirken Çin uzun vadeli düşündü. MMG?nin 1.32 milyar varillik ham petrol kaynaklarına sahip olduğu düşünülüyor ve ayrıca bir perakende istasyon zincirini yönetmesi dışında, Pavlador petrol rafinerisinin de %58?ine sahip.
Çin, Kazakistan?ın enerji sektöründe yeni bir yatırımcı değil tabii ki. Günde 120.000 varil petrol üreten Aktobemunaigas?a ve günde 150.000 varil petrol üreten PetroKazakistan?ın %68?ine sahip. Çin, ayrıca, Hazar Denizi?nden Çin?in Xinjiang sınırına uzanan ve günde 200.000 varilin nakliyesinin yapıldığı boru hattının Kazak devlet petrol şirketi KazMunaiGas ile denk partneri.
Bu arada, Türkmenistan?dan Özbekistan yoluyla Çin?e uzanan doğal gaz boru hattı projesi çalışmaları da hedefler arasında. Çin bu projeyi finanse ediyor. Boru hattının Türkmenistan?daki kısmı 188 km uzunluğunda ve 2009?un sonunda tamamlanacak. 1.200 km?den fazla boru hattı ise Kazakistan ve Özbekistan?da yerleştirildi bile.
Eğer Beijing, Çin?in batı sınırına doğal gaz getirecek olan boru hattını güvence altına almak için avucunu gevşetmeye başlarsa bu şaşırtıcı gelmemeli. Zira bu yeni boru hattıyla sağlanacak olan doğal gaz alışverişi Orta Asya bölgesinin doğal gaz ihracatını Rusya ve Avrupa?dan kaydıracak ve bölgede yatırım anlamında önemli çeşitliliklere neden olacak.
+++++++
*Büyükelçi M. K. Bhadrakumar, Hindistan Dış İlişkiler Servisi?nde diplomat olarak önemli bir kariyer yaptı. Görevlendirildiği yerler Sovyetler Birliği, Güney Kore, Sri Lanka, Almanya, Afganistan, Pakistan, Özbekistan, Kuveyt ve Türkiye?ydi.
Bu makale Ersen Akyıldız tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
Nakit zengini Çin Hazar'a göz kırpıyor
Türkmenistan?dan Özbekistan yoluyla Çin?e uzanan doğal gaz boru hattı projesi çalışmaları da hedefler arasında. Çin bu projeyi finanse ediyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-04-24 01:23:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara