Topkapı Sarayı'ndan sonra İstanbul'da en çok ziyaret edilen ikinci büyük mekân olan Ayasofya, son yıllarda birbiri ardına gerçekleşen protokol ziyaretleriyle cazibe merkezi haline geldi. Başkan Prof. Dr. Haluk Dursun, yıllık ziyaretçi sayısı geçen yıllarda 2 milyonu geçen Ayasofya'nın ziyaretçi sayısının günlük 15 bin kişiye ulaştığını, bunun da bazen sıkıntılara yol açtığını söyledi.
Dünyadaki diğer uygulamalar gibi Ayasofya'ya da zaman zaman randevulu kabuller alınabileceğini ifade eden Dursun, ''Papa 16. Benediktus'un ziyaretinden sonra büyük bir ziyaretçi akını yaşayan Ayasofya'da son olarak ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyaretinden sonra daha büyük bir ilgi olacaktır'' dedi. Ayasofya'nın Türk halkının gözünde çok kıymetli olduğu halde eser hakkında halkın bilgisinin yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Dursun, Ayasofya?nın kapalı olduğu günlerde halkı bilgilendirmek üzere Ayasofya konuşmalarını başlattıklarını anlattı.
''Mekan, Zaman ve İnsan'' başlığı altındaki bu konuşmaları şimdilik kendisinin yürüttüğünü söyleyen Prof. Dr. Dursun, konferansın gezili konferansa dönüştüğünü, Ayasofya turu ile eserin yapım ve kullanım özelliklerini katılımcılara anlattığını dile getirdi. Prof. Dr. Dursun, sadece bir konferansa 200 kişi geldiğini vurgulayarak, bu sebeple konferansı randevulu sisteme dönüştürdüklerini söyledi. Etkinlikte katılımcılara ikramlarda da bulunduklarını belirten Prof. Dr. Dursun, bu çerçevede Ayasofya'nın tarihi sebillerini açıp su ikramı da yaptıklarını anlattı.
Prof. Dr. Dursun, bu ikram geleneği ile ilgili şunları kaydetti: ''Biliyorsunuz sebilden su içemiyorsunuz. Sebilde bir görevli size suyu bardaklara konmuş olarak ikram etmeli. Burada su Allah rızası için, ücretsiz olarak ikram edilir. Yapı burada duruyordu, ama fonksiyonu yoktu. İnsanlar bilmeden gelip geçiyordu. Yeniden bu işlevi kazandırdık. Hamidiye Suları sponsor oldu. Şimdi ziyaretçilere hijyenik bardaklarla su ikram ediliyor. Zaman zaman şerbet ikram ediyoruz. Soğuk zamanlarda da salep ikram ediyoruz. Bu bir kere kendi başına kültürel dünyanızı açmak anlamına geliyor. Yabancılar bundan çok etkilendiler. Niye böyle bir şey yaptığımızı sordular. Onlar için bu ikramlar çok hoş bir anı oldu.''