İsmail Zelvi/ TİMETURK
Doğu?nun bilge şairi Muhammed İkbal, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Urdu Dili ve Edebiyatı Bölümü?nün düzenlediği sempozyumla anıldı.
2. Uluslar arası Doğu Dilleri ve Edebiyatları Sempozyum?un açılışına Pakistan Büyükelçisi Tarık Azizuddin, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Dekanı Korkut Tuna, Pakistan, İran, Hindistan, ABD, İngiltere, Almanya ve Türkiye?den bilim adamları katıldılar. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Halil Toker, Çağımızın en büyük düşünürlerinden biri olan İkbal gibi çok yönlü bir şahsiyeti anlayabilmek ve anlatabilmenin kolay bir iş olmadığını söyledi.
İKBAL TÜRK HAYRANIYDI
İkbalin düşüncelerinin felsefi, derin ve hassas konuları içerdiğini belirten Toker, ?İkbal?in düşüncesindeki yol gösteğrici aydınlık ve felsefesindeki rehberlik onu anlama ve kavrama yönündeki tüm güçlüklerin üstesinden gelinmesini sağlamaktadır. Onun en önemli özelliklerinden bir tanesi tüm insanlığın geleceği üzerinde kapsamlı bir şekilde düşünmesidir. Hissederek ve yaşayarak daldığı bu derin düşünme sayesinde İkbal, bilim adamlarının yıllardır açıklamaya çalıştıkları çeşitli prensipler ortaya koymuştur. İkbal Türk insanının kendi toprağından ve kendinden kabul ettiği bir şahsiyettir. Son derece kritik bir dönemde Türklerin özgürlüklerini korumak için direnmeleri, diğer bazı milletler gibi köleliğiasla kader olarak kabul etmemeleri ve bunda da başarılı olmaları İkbali cesaretlendirmiş ve Türklere karşı hayran bırakmıştır? şeklinde konuştu.
DOĞU?NUN VİCDANI OLDU
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Korkut Tuna, Doğu dili, edebiyatı ve felsefesinin tartışıldığı uluslar arası bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Doğuda sözün bilgeliğin tezahürü olduğunu belirten Tuna, ?Muhammed İkbal sınır tanımayan bir biçimde toplumların ortak vicdanı olmuştur. Şiiriyle ortak kültüre sahip doğu toplumlarının duygularını ifade etmiştir? dedi.
SADECE ALLAH?TAN EMİR ALMAYI SALIK VERDİ
Prof. Dr. Akhtar Awan, ?İkbal Kur?an üzerine çalışa ve kendi akılını ve gönlünü kullanarak Kur?an-ın bilgeliğini anlamak için çabalayan büyük filazoftur. İkbal, Allah?ın insana bahşettiği bu iki kabiliyet ?akıl ve gönül- ile Kur?an?ın özünü kavradığında düşüncelerini dünyaya yaymaya başladı. Kur?an?ın gerçek mesajlarını içeren ?İslam?da Dini Düşüncenin Yeniden İnşası? adlı çalışmasını ortaya çıkardı. İkbal?in mesajı şudur, Allah?tan başka kimseden emir almayın, böylelikle manevi krallığı tekrar ele geçireceksiniz.? Şeklinde konuştu. Prof. Dr. Atiya Syed ise, Molla Sadra ile İkbal?i karşılaştırdığı tebliğinde, İkbal ile Sadra?nın düşüncelerinin birbirlerine kesin olarak benzemesinin tesadüfi olmadığını söyledi.
DOĞU BATI HESAPLAŞMASI
Prof. Dr. Mahut Kaya ise, 20. yy İslam dünyasında en dikkate değer şahsiyetlerden birinin İkbal olduğunu hatırlatarak, ?İkbal çağında İslam dünyasındaki sorunları cesaretle dile getiren büyük bir filazoftur. İslam dünyasında 9. yy ile 13. yy arasında çok yoğun bir bilim düşünce hareketi oldu. Daha sonra korumlar oturarak bilim ve düşünce hayatımız durağanlaştı. Kendini yenileyerek yeni kurumlar üretemedi. 17. yüzyıla kadar doğu ile batı bilim ve teknolojide eşit düzeyde idi. 17. yüzyıl sonrası Batı kendini yenilemiş doğu yerinde saymıştır. Muhammed İkbal batıda olanları çok yakınen inceleyen doğulu bir düşünürdür. İslam dünyasını geri bırakan akımlarla mücadele etmiş, bir nevi İslam dünyasındaki kurumların özeleştirisini yapmıştır.? şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Muhammed Yelken ise, Muhammed İkbal 1910 yılından itibaren ?İsam?ı? toplumsal ve siyasal bağlamda bütünleştirici bir olgu olarak kabul ettiğini halkına ileterek bu konuda bazı ilkeleri de sistem şeklinde aktarmaya başlamıştır. Mehmet Akif Ersoy?da çalışmayı motive eden, medeniyeti takip konusunda azimli ve uyarıcı bir kavram olarak değerlendirmiştir. Muhammed İkbal, İslamı toplumsal ve siyasal ideal olarak önererek zor durumdaki Müslüman toplumların toparlanabileceği mesajını vermiştir.? Dedi.