Dolar

36,5144

Euro

38,0834

Altın

3.368,37

Bist

9.658,72

Bilinmeyen Savaş

Ekonomik kriz derinleştikçe, otoriteler halkta baş gösteren rahatsızlıkları toplumun kontrol edilemeyen kesimleriyle bastırmayı daha fazla deniyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-20 14:03:00

Bilinmeyen Savaş

Boris Kagarlitsky*

Bir taraftan ekonomistler ekonomik krizin etkilerinin azalıp azalmadığını tartışır, ünlüler şaşaalı partiler düzenler ve sıradan vatandaşlar sarsılan bütçelerini toparlamaya çalışırken, bir taraftan da sokaklarda sessiz ama bir o kadar da acımasız bir savaş vuku buluyor. Kamuoyunda ya da medyada pek gündem olmasa da faşist ve anti-faşist gruplar şu sıralar vahşi bir yarış içinde.

Birkaç aydan beri faşist gruplar yabancılara, azınlıklara ve göçmen işçilere saldırıp her ay bir kaçını öldürüyor. Anti-faşist grupların üyelerinin bile bu kurbanların arasında adları geçiyor ve anti-faşistler de bir yandan hareketleri gittikçe güçlenirken bir yandan da bu saldırılara karşı cevap veriyor. Burada bahsedilmesi gereken şey söz konusu cinayetlerin bir tanesinin bile anti-faşist gençliğe atfedilmemesi; zira bu gençlik her ne kadar gittikçe sertleşse de yapacaklarının her zaman bir sınırı var.

Bu arada aşırı sağ radikaller de kamu görevlileri arasından beklenilmeyecek bir şekilde müttefikler buldu. Buna bir örnek olarak holiganizm ile suçlanan anti-faşist Alexei Olesinov?un davasının gereksiz yere aylardır sürmesini verebiliriz. Dava pek inandırıcı gözükmüyor; zira ?mağdur? henüz mahkemeye çıkarılmış değil ama nedense Olesinov hala gözaltında tutuluyor. İşin doğrusu ise soğuk, nemli bir hücreye tüberküloz hastası tiryakilerle birlikte tıkılan Olesinov?un hastalanması ve en sonunda mahkemenin bunun farkına varıp duruşmaların devam edebilmesi için acil tıbbi yardım gereksinimde bulunması.

Yargıçlar ve savcılar Alexander Rukhin, Stanislav Korepanov ve diğer anti-faşistlerin öldürülmesi davalarını çözmek için çok az istekli davranıyor. Birçok sol görüşlü sanığı savunan ve hatırı sayılır miktarda dava kazanan Avukat Stanislav Markelov, Ocak ayında Moskova?da öldürülmüştü.

Otoritelerin hem radikal saldırganları hem de kendilerini savunanları holiganlar olarak nitelemesi alınabilecek en iyi kararlardan sayılıyor. Ermeni bir ailenin evinin önüne yerleştirilen bomba vakası, bir polis memuru bombayı imha etmeye çalışırken yaralansa bile, ?mala zarar verme? suçu olarak nitelendiriliyor. Otoriteler Nazi sembollerinin afişlenmesi, saldırgan gruplar tarafından organize edilen halkı küçük çapta rahatsız etme eylemleri ve azınlıklara hakaretler yağdırılması gibi ?eşek şakaları?nı görmezden geliyor. Moskova?da irili ufaklı hemen hemen her kitapçıda bulabileceğiniz faşist yayınlar göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu kesime gösterilen tolerans gerçekten üzücü. Benzer yayınların yazarlarının ve dağıtıcılarının cezalandırılacağı Almanya?ya kıyasla, günümüz Rusya?sında Nazi propagandası neredeyse hiçbir sınırlamaya tabi tutulmuyor.

Dahası, Nazi yanlısı grupların toplantıları, mitingleri hiçbir engelle karşılaşmazken, radikal anti-faşistler sürekli erteleme kararları ya da yasaklarla karşılaşıyor. Buna benzer en son olay radikal sol düşünceleriyle tanınan Amerikan grup Strike Anywhere?in konserinin verileceği Moskova bulunan Plan B kulübünde yaşandı. Polis kulübü kordonlarla çevirdi ve bir arama başlattı. Çoğu sadece müzik dinlemeye gelen 500den fazla kişi, arama bitene kadar soğukta beklemek zorunda kaldı.

Tüm bunlara rağmen tarafsız olmak adına belirtilmeli ki; yargıçlar ve savcılar geçen aylarda neo-Nazi gruplarına karşı yavaş yavaş da olsa harekete geçti. Her ne kadar gözaltındaki bir şüphelinin tatbikat yaparken yanındaki polisleri atlatarak olay yerinden kaçabildiği garip bir olay yaşansa da, birçok önemli dava geçen aylarda sonuçlandı.

Ekonomik kriz derinleştikçe, otoriteler halkta baş gösteren rahatsızlıkları toplumun kontrol edilemeyen kesimleriyle bastırmayı daha fazla deniyor. Burada sorulması gereken soru ise şu: Rusya toplumu kamu yararına aslında kimin bir tehdit olup kimin olmadığını ayırt edebilir mi?

-------------------------------------------

*Boris Kagarlitsky Moskova?daki Küreselleşme ve Sosyal Hareketler Enstitüsü Direktörü ve aynı zamanda da Uluslararası Enstitü?nün bir üyesi. Son kitabı ise ?Çevrenin İmparatorluğu Rusya ve Dünya Sistemi? (2008). The Moscow Times yazarı.

Bu makale Ersen Akyıldız tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara