Filipinler Mindanao Adasından...
Filipinler, Asya Pasifik?te 7 bin 109 adalı bir takım ada ülkesi.. 110 milyon nüfusunun sadece yuzde-10?u Müslüman. Gerisi Katolik Hristiyan ve diğer dinlere mensup?
Türkiye?de yıllar önce, İslam Dünyası?nın pek çok yerindeki Müslümanlar için dualar edilirken Moro Müslümanları diye bir İslam diyarına dualar edildiğini belki aranızda duyanlar vardır. İşte 'Moro' dediğimiz Müslümanlar, Filipinler?in Luzon, Visaya ve Mindanao bölgeleri olarak adlandırılan üç bölgesinden en güneydeki Mindanao adasında yaşayan Müslümanların adı..
İslamiyet Filipinler?e, Tabiin döneminde, yani M.650-750 yılları arasında Yemenli tüccarlar vasıtasıyla gelmiş ve bu diyar, 1500?lü yıllara kadar Müslüman olarak, ?Raja? adı verilen Müslüman Sultanlıkların gölgesi altında yaşamıştır.
1500?lü yıllarda, başta İspanyol ve Portekizliler olmak üzere, Macellan vb. ekipler, güya Dünya?yı keşif amacıyla Güney Çin ve Hindistan?a doğru yola çıkmıştır.
Güya diyorum, çünkü o günlerde Avrupa elit kesiminin dünyayı keşif amacından öte, bambaşka bir hedefi vardı. Haçlı seferleri ile Hıristiyanlığı yeni alanlara ulaştıramayan Avrupa, bir çıkış yolu olarak Uzakdoğu Asya?yı seçmişti. Dünyayı keşfetmek isteyen ve aslında o günün Avrupa?sında çok da itibar görmeyen gezginler ise, bu ideallerine varabilmek için bu misyoner gemilerini kullanmışlardı.
İşte ?Moro? kelimesi, tarihin bu evresinde karşımıza çıkar. Bu misyoner gemiler, Filipinlerin güneyine geldiklerinde, tıpkı Morocco (FAS) Müslümanları gibi ezan okuyan, onlar gibi namaz kılıp ibadet eden insanlarla karşılaştılar. Ve bu halk kitlesine ?Moro? adını verdiler. O gün-bugündür, Mindanao Müslümanları kendilerini ?Moro? olarak tanıtırlar.
Sömürge kültürü-tarihi, bölgede Müslümanlar aleyhine sınırsız zulümlere şahitlik etmiştir. İspanyollar, 1800?lerin sonunda bu dünya harikası toprakları, Amerikalılara 80.000 altın (Sadece 80.000 altın) karşılığında satmışlardır.
2. Dünya Savaşı'na kadar bu topraklar Amerikan sömürgesi altında kalır. 2. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Japonlar Taiwan?ı istila edip kuzeyden Filipinler?e girerler.
KADIN ERKEK ORANI HALA DÜZELEMEDİ
Ele geçirdikleri esirleri kendi askerleri imiş gibi Filipinlilere karşı vuruştururlar. Amerika?nın zaten bölgede kayda değer bir askeri gücü yoktur. Ve General Mac Arthur komutasındaki Filipinli kuvvetler, Japon esiri Filipinlilere karşı savaşmak zorunda kalır. Filipinli Filipinli?yi öldürür. Bu acı olayın etkisidir ki, yıllardır nüfüsta kadın-erkek eşitliği sağlanamamış ve bugün dahi bölgede yüzde-65 hanım nüfusuna karşılık, yüzde-35 erkek nüfus orantısı sürmektedir.
2. Dünya Savaşı sonrası bağımsız olan Filipinler?de Müslümanlar 60'li yıllarda diktatör olarak iktidarı ele geçiren General Marcos?un acı ve ağır zulümlerine ve entrikalarına maruz kalmışlardır. Marcos, yıllar içerisinde Mindanao adasındaki demografik yapıyı Hristiyanlar lehinde değiştirmiş ve Müslümanlar, ne yazık ki, adada azınlık durumuna düşmüşlerdir.
Üç kıtada 30?dan fazla İslam ülkesi gezdim. Çoğunda ikamet ettim. Ama bugün rahatlıkla söyleyebilirim ki: ?Dünyanın en mütevazi Müslümanları Mindanao Müslümanlarıdır.?
Türkiye?mizi çok seviyor ve tahmin edemeyeceğiniz kadar çok yakından takip ediyorlar. Bunun delili olarak sadece iki örnek verip bugünkü satırlarıma son vereyim:
CUMA NAMAZINDA ABDULLAH GÜL'E EDİLEN DUA
Son Cumhurbaşkanlığı seçimi günlerinde, Mindanao?nun bir ucunda seyahat ederken, Cuma namazı vakti, bir kasabada, namaz için derme-çatma bir mescide girmiştik. Hutbe bitiminde imamın, isimlerini yad ederek Abdullah-Hayrünnisa Gül?e duada yer vermesi bizi ne kadar şaşırtmış ve bölge insanının onbinlerce km. öteden bizi ne kadar yakından takip ettiklerini hayretle müşahede etmiştik.
Ve son Davos sabahı, (sabahı diyorum, çünkü olay yaşandığında bizde sabah olmuştu) Müslümanı-Hristiyanı ile cep telefonlarımıza yağan o takdir ve tebrik SMS?leri, yine bizi tarihimiz ve milletimiz adına cidden utandırmıştı.
Bu samimi insanların bir siyasi beklentisi yok. Parti-patırtı da bilmezler. Tek umutları, Türkiye?nin şanlı tarihinde olduğu gibi, tekrar İslam Dünyasına sahip çıkması?
Bir sonraki yazımda Filipinlerin coğrafi yapısı ve ticari zenginlikleri eşliğinde Türkiye ve İslam Konferansı Örgütü ile ilişkilerini ele almaya çalışacağım.
Cennet vatanımıza sonsuz hasret ve muhabbet duyguları ile?
Kerem Emre ULUCAN / Filipinler / Haber 7