Mehmet Ali Tekin / VAKİT
Rusya'nın 11 Aralık 1994 tarihinde, Çeçenistan'a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Cehar Dudayev, 'Son Çeçen canını vermeden, Ruslar ülkemize hakim olamaz' diyerek, halkına 'Cihad' emrini verdi. 21 Nisan 1996 günü Ruslar, Dudayev'in bulunduğu yeri füzelerle vurdular, Dudayev şehid oldu. Dudayev, milletinin bağımsızlığı için, türlü meşakkatlere katlandı. Sıkıntılı ve zorlu bir hayatın sonunda Rabbi?ne kavuştu. O da şehidler arasına katıldı.
ÇEÇEN SAVAŞINDAN KARELER
Kafkas halkları asırlardır Ruslarla mücadele içerisindeler. Tarihte olduğu gibi, bugün de Ruslar ile Kafkas halkları arasındaki mücadele, eşit olmayan şartlarda sürmekte. Günümüzde devam eden Rus Çeçen mücadelesinde de bu açıkça görülmekte. Bir tarafta 140 milyonluk Rusya, diğer tarafta ise birbuçuk milyonluk Çeçenler. Ruslar birinci ve ikinci Çeçen savaşında iki yüz elli binin üstünde Çeçen?i öldürdüler. Bunun 40 bine yakını çocuk. Hâlâ, öldürmeye devam ediyorlar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Çeçenler Ruslara karşı mücadeleden yılmamaktalar.
Günümüz mücadele öncülerinden Şehid Cehar Dudayev de; İmam Mansur, Gazi Muhammed, İmam Şamil gibi, atalarının açtığı çığırdan ilham alarak; Sovyetler Birliği'nin dağılmasını da bir fırsat olarak değerlendirip, Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesinde yeni bir meşale yaktı. Tüm Çeçenler, bu meşalenin altında toplandı ve tek bir yürek oldular. Uluslararası İnsan Hakları Komitesi'nin gözetiminde, 27 Ekim 1991 günü yapılan seçimlerde, Cehar Dudayev'i Devlet Başkanı seçerek, kendisine bağlılıklarını tüm dünyaya ilan ettiler. Yüzde 92 oyla Devlet Başkanlığı'na seçtikleri Cehar Dudayev kimdi?
Çeçenistan'ı özgürlüğe kavuşturma mücadelesinde şehid olan Cehar Dudayev, 1944 yılının Şubat ayında, Çeçenistan'ın Yalho köyünde doğdu. Hayata gözlerini açar açmaz, Rus baskısı ile tanıştı. 23 Şubat 1944'te Sibirya'ya sürgün edilirken, daha annesinin kucağında 15 günlük bir bebekti.
ATEİST ORDUDAN GENERALLİĞE
Cehar Dudayev, çok kalabalık bir ailenin, on üçüncü ve en son çocuğuydu. Babası Musa'nın iki karısı vardı. İlk karısı Danna'dan dört oğlu, iki kızı olmuştu: Beksolt, Bekmurza, Murzabek, Retsem ve Albika ile Nurbika. İkinci karısı Rabiat'tan (kısaca Labi) da dört oğlu, üç kızı olmuştu: Maharbi, Bashan, Halmurz, Cehar, Bazu, Basira ve Hazu. Labi'nin çocukları, Danna'yı da öz anneleri gibi severlerdi. Danna, Labi'nin çocuklarını ömür boyu sevgiyle ve şefkatle karşılamıştı. Hasta yatağından kalkar, onlara yemek hazırlar, ziyaret edildiğinde onları ayakta karşılardı. Bu derin muhabbetin anısına, Cehar ilk kızına Danna adını verdi; bu asil kadının adını yaşatmak için. Sürgünde geçen bu çocukluk günleriyle ilgili olarak Cehar Dudayev şunlan söylüyordu:
'Ben dinimi annemin koynunda öğrendim. Ben ateist bir eğitim aldım ve ateist bir ordu olan, Kızılordu'da generalliğe kadar yükseldim. Burada size tarihi bir hakikati nakledeyim. Okul öncesi çok iyi bir terbiye aldım. Sürgünde olduğumuz o yıllarda, neden anavatandan çok uzaklarda olduğumuzu, sürgün edilişimizi ve halkımıza yapılan zulmü, rahmetli anam başta olmak üzere büyüklerimden öğrendim. Çocukluğumda, arkadaşlarımla oyun aralarında, hep bunları konuşurduk. Aramızda hep anavatanı hayal eder, mutlaka bir gün kendi vatanımızda, özgür olacağımıza olan inancımızı söyleşirdik. Bugün o çocukluk yıllarımı hatırladığımda düşünüyorum... Bugün Çeçenistan'da olanlar, geleceğin büyükleri olacak çocuklarımız nasıl değerlendirecek acaba? Bu işgali ve zulmü unutmayacakları bir gerçek! Ben Müslüman olduğumu, hiçbir zaman unutmadım.'
Çocukluk yılları, Sibirya bozkırlarında, çok güç şartlar altında geçti. Orta öğrenimini burada tamamladı. 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek Okulu'ndan, 1966 yılında da Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi'ni de bitiren Dudayev, 1. Sınıf pilot ve mühendis unvanını kazandı. S.S.C.B. hükümeti tarafından kendisine, 12 madalya verildi. Tümgeneralliğe yükseldi. Sovyet tarihinde, Stratejik Hava Kuvvetleri'nde, Tümen Komutanı olmayı başaran, İlk Müslüman olarak, adından bahsettirdi. Çeçenistan Devlet Başkanı olmadan önce, Baltık Cumhuriyetleri'nde yaşanan bağımsızlık hareketlerini bastırmadığı için, adı isyancı generale çıktı. 1989'da Estonya'da Stratejik Hava Kuvvetleri Filoları Komutanlığı'nda görev yaparken; Baltık ülkelerinde başlayan bağımsızlık hareketlerinin, kuvvet kullanılarak bastırılması için, Moskova'dan emir aldı. Ancak bu emri, 'Yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın, üstüne bomba atmam' diyerek, yerine getirmedi. Moskova bu itaatsizliği hazmedemedi ve Dudayev'i ceza olarak, askeri birliği ile birlikte Caharkale'ye sürgüne gönderdi. 1990 yılının Mayıs ayında, görevinden istifa etti.
HALK HAREKETİNİN BAŞINA GEÇTİ
Rusya, bu 'isyancı' komutanın önderlik edeceği birçok olaya gebeydi. Kasım 1990'da toplanan Çeçen Halkının Kurultayı'na davet edildi ve sonradan 'Çeçen Ulusal Kongresi' adını alan bu halk meclisinin, icra kurulu başkanlığına seçildi. 19-21 Ağustos 1991'de Gorbaçov'a karşı girişilen, başarısız darbe teşebbüsü sırasında; darbecilerin karşısında yer aldı. Akabinde, darbecilerle işbirliği yapan, Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Hükümeti'ni düşürmek için, başlatılan halk hareketinin başına geçti. Demokratik güçler, aydınlar ve tüm Çeçen halkı, kendisini destekledi.
27 Ekim 1991'de yapılan seçimlerde, yüzde 85 oranında aldığı oyla, Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı'na seçildi. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yapılan, yemin merasimi ile ilgili olarak, daha sonraları, bir gazeteciye şöyle diyecekti: 'Namaz kılmasını ve Kur'an okumasını okul öncesi ve okul sırasında, annem ve diğer büyüklerimden öğrendim. Düzenli bir dini bilgi almam imkânsızdı ve zaten yasaktı. Çocukluğumda geceleri yatakta annem okur, ben tekrarlardım. Namaz surelerini böyle öğrendim. Allah'ın birliğine, Hz. Muhammed Aleyhisselam O'nun kulu ve resulü olduğuna; kendimi bildim bileli, iman etmiştim ve bu imanımı, o günden bugüne, Allah'a çok şükür muhafaza ettim. Bu inancım sayesinde, ateist okulların ve komünistlerin etkisinde kalmadım. İnanıyorum ki inanç, insanların mücadele gücüdür. Toplumların birlik ve beraberliğini sağlar. Cumhurbaşkanı seçildiğimde, kendime taraftar toplamak için değil, inandığım için yemin törenimi, İslâm'a göre yaptım ve Kur'an üzerine yemin ettim. Bu vesileyle, yüce Allah'a hamd ediyor ve bu iman ve inançla O'na kavuşmamı bana nasip etmesini niyaz ediyorum.'
Rusya'nın 11 Aralık 1994 tarihinde, Çeçenistan'a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Cehar Dudayev, 'Son Çeçen canını vermeden, Ruslar ülkemize hakim olamaz' diyerek, halkına 'Cihad' emrini verdi. Dudayev'in önderliğindeki Çeçen halkı, iki yıla yakın bir süre devam eden şanlı bir istiklal mücadelesi verdi. Sonunda Mayıs 1996'da Çeçenistan, Ruslardan temizlenerek Kafkas tarihine yeni bir altın sayfa eklendi.
CEHAR DUDAYEV NASIL ŞEHİD EDİLDİ
'Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehidliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar, ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım.'
21 Nisan 1996 günü Ruslar, Dudayev'in bulunduğu yeri füzelerle vurdular, Dudayev şehid oldu. O günlerde Rusların, Dudayev'in yerini nasıl bulduğu, nasıl tespit edebildiği anlaşılamamıştı. Ruslar, defalarca Dudayev'i öldürmeye teşebbüs etmiş, her defasında yanlış yeri vurmuşlardı. Bu sefer, nasıl oldu da, bulunduğu yer, tam olarak tespit edilip, nokta atışı yaparak, füzeyle vurulabilmişti. Bu muamma, yıllar sonra çözüldü. Gerçi o günlerde de gözler Amerika'ya çevrilmişti, ama kimse kesin bir bilgiyi, kamuoyuna sunamıyordu. 4 Haziran 2001 tarihli Hürriyet gazetesinde, Washington'dan Kasım Cindemir'in geçtiği haber şöyleydi:
'ABD istihbarat servislerinin süper gizlisi olarak bilinen, National Security Agency (NSA)'da çalışmış olan Wayne Madsen; Çeçen lider Cehar Dudayev, uydu telefonunu kullanıyordu. NSA yerini ve koordinatlarını belirledi ve Başkan Clinton'a bildirdi. Bill Clinton, Moskova'da idi, Boris Yeltsin'in yeniden Başkan seçilmesini istiyordu. Çeçen lider Cehar Dudayev'in yerini ve koordinatlarını, Yeltsin'e bildirdi. Ruslar Dudayev'i hemen öldürdü. Boris Yeltsin de, Clinton da yeniden seçildiler. Aslında Başkan Clinton'nın yaptığı yasalara aykırıdır.' Cehar Dudayev, Çeçenlerin hür ve bağımsız yaşaması için, hayatını milletine adadı. Dudayev isteseydi, Rus ordusundan emekli olduktan sonra, bir kenara çekilip refah ve rahatlık içerisinde, hayatını idame ettirebilirdi. Ama o, sıkıntılı ve meşakkatli bir yolu, milletine öncülük ve cihadı seçti. Milletinin bağımsızlığı için, türlü meşakkatlere katlandı. Sıkıntılı ve zorlu bir hayata katlandı ve sonunda Rabbi?ne kavuştu. O da şehidler arasına katıldı.