Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'1 Mayıs, gerilim günü olmaktan çıkmalı'

Faruk Çelik: ''Bundan sonra 1 Mayısları herkesin katılımıyla dünyaya örnek olacak olgunlukta kutlamamız, demokrasimize büyük katkılar sağlayacaktır'' dedi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-16 12:17:00

'1 Mayıs, gerilim günü olmaktan çıkmalı'


TBMM İçişleri Komisyonunda, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanuna, 1 Mayıs'ın ''Emek ve Dayanışma Günü'' adıyla tatil günü olarak eklenmesini öngören kanun tasarısı, aynı yönde verilen kanun teklifleriyle birleştirilerek, görüşülmeye başlandı.

Çelik, komisyondaki konuşmasında, çalışma barışı ve demokrasi kültürünün gelişmesi açısından son derece önemli bir tasarıyı ele aldıklarını ifade etti.

Dünyanın, sanayi devrimiyle birlikte endüstriyel ilişkilerde hızlı bir gelişme gösterdiğini, ancak bu gelişimin, emek ve alınterinin sömürülmesini de beraberinde getirdiğini belirten Çelik, ''Daha çok kazanma ve üretim adına, insanlar günde 15-16 saat karın tokluğuna çalıştırılmış, bu da çalışanların dayanışma zorunluluğunu, hak arayışlarını hızlandırmıştır'' dedi.

Hak arayış sürecinde ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde ölümlerle sonuçlanan acı olayların yaşandığına işaret eden Çelik, tatsız olayların, emeğin tüm dünyada dayanışmasını daha da pekiştirdiğini kaydetti.

Çelik, 1 Mayıs'ın dünyada ve Türkiye'deki tarihsel gelişimine yer verdiği konuşmasında, 1889'da 1 Mayıs'ın Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kabul edildiğini anımsattı.

Türkiye'de ise ilk kez 1906'da kutlanan 1 Mayıs'ın, 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde işçi bayramı olarak benimsendiğini, ancak yasal düzenleme olmadığı için 1925'ten itibaren kutlamaların yapılamadığını anlatan Çelik, 1 Mayıs'ın, 1935'te yayımlanan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile bahar bayramı olarak, genel tatil günlerine dahil edildiğini dile getirdi.

-''DÖNEN ÇARKIN DİŞLİSİ DEĞİL, İŞİN SAHİBİ''-

Bakan Çelik, 1 Mayıs'ın işçi bayramı olarak 1923-1975 yılları arasında kutlanamadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''1976'da ilk kitlesel kutlamalara sahne olan 1 Mayıs, 1977 kutlamalarında maalesef kana bulandı. Hak ve özgürlüklerin askıya alındığı 12 Eylül 1980 müdahalesiyle bu bayram, çalışanların elinden alınırken, sendikal örgütlenmeye de yasaklar getirildi. Aradan geçen süre içinde Türkiye ve dünyada birçok şey değişti. Çalışma yaşamında, çatışmacı anlayış terk edilerek, sosyal devlet, sosyal diyalog ve insan merkezli çalışma politikaları hayata geçirilmeye başlandı. İşçi, dönen çarkın dişlisi yerine, işin sahibi olarak görülmeye başlandı. Bu anlayış alınterinin sembolü olan 1 Mayıs'ı, ülkemizde korku günleri olmaktan çıkarıp, işçi ve emekçinin dayanışma gününe dönüştürmüştür.''

-''TABU VE FOBİ OLMAKTAN ÇIKARIP...''-

Çelik, 25 Nisan 2008'de aldıkları kararla 1 Mayıs'ı tabu ve fobi olmaktan çıkararak, Emek ve Dayanışma Günü ilan ettiklerini anımsatarak, bugün bir adım daha atarak, tüm dünyada coşkuyla kutlanan 1 Mayıs'ı, çok konuşulmasına rağmen yapılamayan bir hizmeti, önemli adımı gerçekleştirdiklerini belirtti.

1 Mayıs'ın tatil günü ilan edilmesine ilişkin tasarıyı, 29 yıl aradan sonra gündeme getirdiklerini kaydeden Çelik, 1 Mayıs'ın 148 ülkede tatil olduğunu, 28 ülkede bayram olarak kutlandığını, 15 ülkede işçi bayramı nedeniyle 1 Mayıs haricinde farklı günlerin tatil ilan edildiğini vurguladı.

Bakan Çelik, 1 Mayıs ile birlikte bayram ve tatil günleri sayısının 14,5 güne ulaşacağını bildirerek, sözlerini, ''1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, emeğin dayanışması, çalışma hayatının sorunlarının irdelendiği, demokrasi kültürünün zirveye çıktığı, sevgi ve barışın yeşerdiği bir gün olarak hafızalarda yer etmeli. 1 Mayıs, artık gerilim günü olmaktan çıkmalı. Bundan sonra 1 Mayısları herkesin katılımıyla, dünyaya örnek olacak olgunlukta kutlamamız, demokrasimize büyük katkılar sağlayacaktır'' diye tamamladı.

Tasarının görüşmelerini, bu yönde teklif veren milletvekilleri ile Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ve Yönetim Kurulu üyeleri de izliyor.

Haber Ara