Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları AD Öğretim Üyesi, Hastane Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Doç. Dr. Güven Çelebi, Bartın ve Zonguldak'ta ortaya çıkan Hantavirüs hastalığı hakkında basın toplantısı düzenledi.
ZKÜ Tıp Fakültesi Başhekimlik Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıya ZKÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Mungan da katıldı. Bartın ve Zonguldak'ta ortaya çıkan hastalık nedeniyle araştırmaların sürdürüldüğünü söyleyen Mungan, fakültenin konu ile ilgili gerekli donanıma sahip olduğunu dile getirdi. Mungan, hastalığın ortaya çıkmasını sağlayan Doç. Dr. Güven Çelebi'nin başarılı çalışmalar içerisinde olduğunu söyledi.
Basın toplantısında Hantavirüs hastalığının olgularını, hastalığın saptanma sürecini, korunma yöntemleri hakkında bilgi veren Çelebi vatandaşların korunma yöntemleri ile hastalıktan uzak durması gerektiğini söyledi. Hastalığın saptanma süreci hakkında bilgi veren Çelebi, '20 Şubat 2009 tarihinde hastanemiz acil servisine yüksek ateş, üşüme-tireme, karın ağrısı gibi şikayetler ile başvuran bir hastanın kan trombosit sayısında azalma ve böbrek işlevlerinde bozulma saptanmıştır. Daha önce benzer nitelikte bir-iki hastanın daha başvurduğu dikkatimizi çekmiş ve olası bir salgın hastalıktan şüphelenilmiştir. Hemen Anabilim Dalımız öğretim üyeleri tarafında bu konuda bir araştırma başlatılmıştır.
Öncelikle kendi hastane kayıtlarımızda geriye dönük olarak benzer vakaların varlığı araştırılmıştır. Diğer taraftan bu vakarın ortak özellikleri belirlenerek 'şüpheli olgu' tanımı yapılmış ve Bartın İl Sağlık Müdürlüğü ve Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü aracılığıyla bölgedeki sağlık kurumlarından 'şüpheli olgu' tanımına uyan hastaları bildirmeleri istenmiştir. Yeni olguların ortaya çıkması bir salgın hastalık şüphemizi desteklemiştir.
Bu olgularda ön tanı olarak öncelikle Hantavirüs enfeksiyonu düşünülmüştür. Hantavirüs bir 'kanamalı ateş' etkenidir ve ülkemizde bu virüse bağlı gelişen enfeksiyon hastalığı günümüze kadar bildirilmemiştir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi şüpheli olgular konusunda ivedilikle bilgilendirilmiştir. Ayrıca ulusal düzeyde ilgili meslek grupları hastalık konusunda uyarılmış ve bilgi alış verişinde bulunulmuştur. Bu çerçevede, hastanemize başvuran hantavirüs şüpheli olguların kesin tanısına yönelik laboratuar testleri Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Viroloji Laboratuarı'nda ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Laboratuarı'nda eş zamanlı olarak çalışılmaktadır. Mart ayı başında Sağlık Bakanlığı tarafından bu amaçla oluşturulan bilim komisyonu çalışmalara başlamıştır. Diğer taraftan, ZKÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Sağlık Bakanlığı, RSHM, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü ve Bartın İl Sağlık Müdürlüğü hekimlerinden oluşan ekipler ile hem Zonguldak hem de Bartın illerinde inceleme ve araştırmalar yürütülmüştür. Bu konuda halen çok sayıda araştırma planlanmakta veya devam etmektedir' dedi.
'TOPLAM OLGU SAYISI HALEN 16 KİŞİ'
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Servisi'nde Şubat ayı ortasından itibaren Hantavirüs şüphesi nedeniyle izlem ve tedavi sürdürülen olgu sayısının halen 16 kişiye ulaştığını söyleyen Çelebi, bu olgulardan 3'ünün laboratuar testlerinin henüz sonuçlanmadığını ifade etti. Laboratuar testlerinde sonuçlanan 13 olgudan 9'unda hantavirüs karşı oluşan antikorun pozitif olarak saptandığını açıklayan Güven Çelebi, 'Hantavirüs karşı antikor testi pozitif olan bir olgu kaybedilmiştir. Halen serviste izlenen olgu sayısı 5'tir. Diğer olgular şifa ile taburcu edilmiştir' dedi.
'HANTAVİRÜS NEDİR?'
Açıklamasında Hantavirüs hakkında genel bilgiler veren Doç. Dr. Güven Çelebi, virüsün doğada çok sayıda tipi bulunduğunu bunlardan bir kısmının insanda hastalık oluşturduğunu dile getirdi. Bölgede şu ana kadar saptanan olguların hastalık bulguları daha iyi seyirli olan 'böbrek yetmezliği ile seyreden kanamalı ateş' ile uyumlu olduğunu söyleyen Çelebi şöyle devam etti: 'Hantaviruslar Bunyaviridae ailesinde yer almaktadır ve doğada çok sayıda tipi bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı insanda hastalık oluşturmaktadır. İnsanlarda oluşturduğu hastalık virüsün tipine bağlı olarak 'böbrek yetmezliği ile seyreden kanamalı ateş' veya 'Hantavirüs kalp-akciğer sendromu' adları verilen klinik tablolara neden olmaktadır. Bunlardan ikincisi daha ağır seyirlidir ve ölüm oranı yüksektir. Bölgemizde şu ana kadar saptanan olguların hastalık bulguları daha iyi seyirli olan 'böbrek yetmezliği ile seyreden kanamalı ateş' tablosu ile uyumludur. Hantavirusların doğadaki başlıca rezervuarı fare gibi çeşitli kemiricilerdir. Virüs bu kemiricilerin idrar ve dışkısıyla çevreye atılmaktadır. Virüsün insanlara bulaşması genellikle iki yolla gerçekleşmektedir. Gıdalara bulaşmış virüsün ağız yoluyla alınması veya çevreye bulaşmış virüsün toz halinde havaya saçılması ve bu tozların solunum yoluyla vücuda alınması. Ayrıca virüsü taşıyan bir kemiricinin insanı ısırması sonucu da hastalık insana bulaşabilir. Bu nedenle farelerle temas olasılığı daha yüksek olan çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar, liman işçileri gibi meslek grupları daha çok risk altındadır. Hastalığın kuluçka süresi 1-3 hafta arasındadır. Kuluçka süresinin sonunda ani başlayan yüksek ateş, üşüme-tireme, halsizlik, yaygın adale ağrıları, baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bu şikayetlerin başlamasından kısa bir süre sonra kan trombosit sayısında azalma ve böbrek işlevlerinde bozulma görülmektedir. Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip kendiliğinden iyileşeceği gibi diyaliz gerektiren ciddi böbrek yetmezliğine de sebep olabilir. Hastalığın insandan insana direkt yolla bulaştığına dair bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle hastaların karantinaya alınması gibi önlemelere gerek yoktur. Ancak hantavirüs ile enfekte bir hastan kan, idrar gibi çıkartılarının doğrudan mukozalara teması ile hastalık bulaşabilir. Bu nedenle bu hastalara bakım veren sağlık personelinin standart korunma önlemelerine uyması önerilmektedir. Hastalığın tanısı genellikle hastaların kanında hantavirüse karşı oluşan antikorların gösterilmesi ile doğrulanmaktadır. Diğer taraftan hastanın idrar, kan gibi örneklerinde virüse ait genetik materyal polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemiyle gösterilebilir.'
KORUNMA YÖNTEMLERİ
Hastalığı önlemeye yönelik halen etkili bir aşı olmadığını söyleyen Güven Çelebi korunma yöntemlerini sıraladı. Ölü bir kemiriciye çıplak elle temas etmenin uygun olmadığını açıklayan Güven, ölü kemiricilerin ortalıkta bırakılmamasını, derince açılmış bir çukura gömülmesi gerektiğini söyledi. Güven hastalıktan korunma yöntemleri hakkında şunları söyledi:
'Hastalığı önlemeye yönelik halen etkili bir aşı yoktur. Korunmada en önemli unsur, insanların ev, işyeri gibi yaşam alanlarında kemirici kontrolünün sağlanmasıdır. Bu amaçla konunun uzmanları tarafından önerilen mücadele yöntemleri kullanılmalıdır. Kemiricileri kesinlikle canlı olarak yakalamaya çalışmamalıdır. Çünkü kemiricinin ısırması veya tırmalaması yoluyla hastalık bulaşabilir. Ölü bir kemiriciye çıplak elle temas etmek uygun değildir. Mutlaka eldiven giyilmeli veya maşa gibi bir araç kullanmalıdır. Ölü kemiriciler ortalıkta bırakılmamalı, derince açılmış bir çukura gömülmelidir. Bu işlemlerden sonra eller mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır. Yiyecek ve içecekler mutlaka kemiricinin giremeyeceği kapalı dolaplarda saklanmalıdır. Yiyecek - içecek kaplarının ağzı kapalı bırakılmalıdır. Kemiricinin idrar ve dışkısı ile kirlenmiş yüzeyler yüzde 10'luk çamaşır suyu kullanılarak silinmelidir. Kemiricilerin idrar ve dışkısıyla kirlenmiş yüzeylerden havalanan tozların solunum yoluyla alınmasıyla insanlara hastalık bulaşabilir. Bu nedenle fare idrar veya dışkısıyla kirlenmiş riski alanların temizliği yapılırken süpürge, elektrik süpürgesi gibi toz kaldıran temizlik yöntemlerinden kaçınılmalıdır. Bu tür riski alanlar öncelikli olarak yüzde 10'luk çamaşır suyu ile nemlendirilmeli ve sonrasında silme- yıkama gibi yöntemler kullanılmalıdır. Genel olarak el temizliğine dikkat edilmeli, riskli yerlere temas sonrasında eller su ve sabunla yıkanmalıdır.'
Kemirgenlerden uzak durun
Bartın ve Zonguldak'ta ortaya çıkan Hantavirüs hastalığı hakkında basın toplantısı düzenledi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-04-15 15:10:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara