Alperenlerin sabrı zorlanıyor

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, tüm saldırılara rağmen provokasyonlara gelmeyeceklerini söyledi. Son zamanlarda bazı ulusal ve yerel basın yayın organlarında Genel Başkanları merhum Muhsin Yazıcıoğlu hakkında akla, izana ve insafa gelmeyecek türden haber ve yazılarla karşılaştıklarını dile getiren Topçu, bu türden haber ve yorumların en hafif değerlendirmeyle 'eleştiri' sınırlarını aşan ideolojik düşmanlık ürünü bilinçli karalama faaliyetleri olduğuna dikkat çekti.

BBP Genel Başkanı Topçu, helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu hakkında çıkan haberlere yaptığı yazılı açıklama ile tepki gösterdi. 'O'nun şahadetini fırsat bilerek içlerindeki kini kusan fırsatzadeler bilmelidir ki, ebedi siyasi liderimiz ve dünyadaki bütün iyi insanların Kahramanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismi, misyonu ve davası sonsuza kadar sürecektir.' diyen Topçu, 'Bu çevreleri uyararak O'nun manevi şahsiyetine aşkla bağlı milyonların varlığını bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. 'Ağzı olanların konuştuğu ülke' olmaktan artık kurtulmamız gerekir diye düşünüyorum. Muhsin Yazıcıoğlu'nun pür-ü pak alnı, elleri, hayatı, gönlü ve vicdanı ile yaşadığı hayat, bizce malum bir kısım şer odaklarının attığı çamurları tutmayacak kadar temizdir. Mesnetsiz iddialar öne sürerek, toplumda var olan Muhsin Yazıcıoğlu ismi ve gücünden kendine reklâm fırsatı yakalamaya çalışanları ciddiye aldığımız anlaşılmasın. Onların sözlerini önemsemiyoruz. Fakat sinek küçük olsa da mide bulandırıyor. Tabanımız ve teşkilatlarımızın tahammül sınırları sinsice zorlanıyor.' dedi.

Tahrik içerikli yazılarla tabanın provoke edilerek camia olarak acı haberin alındığı günden beri gösterdikleri vakar ve saygın duruşu bozmak isteyen çevrelerin kirli oyunlarına gelmeyeceklerini vurgulayan Topçu, söz konusu çevrelerin tabanlarını tahrike yönelik sözleri ve yazıları karşısında BBP Genel Merkezi olarak her türlü yasal haklarını kullanacaklarını kaydetti.

Başta basın savcıları olmak üzere bütün yetkili organları da sorumlu ve duyarlı davranarak bu meyanda yayınları uyarma ve çeşitli yaptırımlar uygulamaya davet eden Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Muhsin Yazıcıoğlu, yaşadığı gibi vefat etmiştir. İlahi takdir en şanlı şekliyle tecelli etmiş ve az sayıda kula nasip olacak şekilde bu fani dünyadan uğurlanışı şanlı bir vuslata dönüşmüştür. Taraflı, tarafsız ezici bir çoğunluk tarafından Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşadığı tertemiz hayata ve hayattaki duruşuna saygı ve övgü dolu sözler söylenmiştir. Birkaç kendini bilmezin sözleri ve yazıları 'havanda su dövmek' kabilinden ve 'şöhret olma' sevdasından mütevellit kötü niyetli sözlerdir. Rüzgâr kayadan ne kadar toz alırsa, bu çevrelerin Yazıcıoğlu isminden alacakları da ancak o kadardır. Bizce malum bu çevreler ebedi siyasi Liderimiz Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun Türk-İslâm Dünyasında ve bütün iyi insanların yanında Büyük Türk Milleti'nin kahir ekseriyetinin gönlünde müstesna bir makamda yaşıyor olmasını kendilerine yedirememektedirler. O'nun 'Bütün iyi insanların Kahramanı' olmasını kendi siyasi çıkarları açısından sakıncalı görmektedirler. Ne yaparlarsa yapsınlar şu gerçek hiçbir zaman değişmeyecektir; Muhsin Yazıcıoğlu sadece ve sadece milleti ve davası için her türlü riski göze almış ve bedeller ödemiş, şanı ve şerefiyle yaşamış ve muhteşem bir son ile hayata gözlerini yummuş olsa da milletimizin ve Dünyadaki bütün iyi insanların yüreğinde sonsuza kadar yaşayacak bir 'Siyasi Lider'dir. Keşke herkes O'nu tanıyabilme şansına erişebilseydi.' (CİHAN)