MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak, 'Hukukun siyasi amaçlara alet edildiği, adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair endişeler toplumumuzda giderek yaygınlaşmaktadır' dedi.
Bahçeli, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Soruşturma ve yargılama safhalarının parça parça sürdürüldüğü tefrikayadönen hukuki süreçler, kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuzluk kaynağı haline geldiğini ifade eden Bahçeli, 'Hukukun siyasi amaçlara alet edildiği, adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair endişelert oplumumuzda giderek yaygınlaşmaktadır. Herkes Türk adaletine güvenmeli ve hukukis üreçlerin sonuçlarını soğukkanlılıkla beklemelidir' dedi.
Bahçeli, 'Ancak, bu süreçlerin zamana yayılarak sürekli gündemde tutulmaması, adil yargılama ilkesine uygun olarak biran önce tamamlanması da toplumsal güven ve huzur açısından büyük önem taşımaktadır. Beklentimiz, suç ve suçluyu tasnif ederken masum olabilecek insanların haysiyetlerini incitecek davranışlardan uzak durulması, adli uygulamaların elbette ki hukuka uygun ve ancak insani ölçüleri de dikkate almasıdır' diye konuştu.
MHP lideri, Aksi tutumların devamı halinde adalet siyasetin ve ideolojik çekişmelerin gölgesinde kalarak güven kaybedecektir. Bugün geldiğimiz noktada bu hususlarıntüm ilgili taraflarca anlaşılması ve değerlendirilmesi, bir zorunluluk halini almıştır' ifadesini kullandı.
'Manevra alanlarımız sınırlandı'
Uluslararası ilişkilerin merkezinde, Türkiye'nin vazgeçilmez hak ve menf aatleri, Türk milletinin bekası, Türk kültür ve tarihinin şeref vehaysiyetinin yer alması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, 'Bugünkü siyasi sınırlarımız kendiliğinden oluşmamış ve kolaylıkla elde edilmemiş, dönemin küresel güçlerinin Türklüğe biçtikleri ve dayattıkları sınırlı bir alanın reddedilmesi sonucunda kanla yazılmıştır' dedi.
Bahçeli, 86 yıl boyunca, nispeten istikrarlı bir çizgi izlemiş olan Türk dış siyasetinin bütün dengelerinin, AK Parti'nin iktidarı döneminde bozulduğunu ileri sürdü.
MHP lideri, 'Türkiye, Başbakan Erdoğan'ın ruh halini kendi ağzından tam anlamıyla yansıtan 'kuzu kuzu yaptırırlar' anlayışıyla taviz üstüne tavizler vererek, tam bir boyun eğmişlik hali, maalesef diplomasiye ve dış politikaya hakim olmuştur. AKP hükümetinin duyarsızlığını ve teslimiyetini fırsat bilen bütün ülkeler Kıbrıs'tan, Ermeni meselesine, Ruhban okulundan, sözde ekümenik iddiasına, Iraklı aşiret reisleri ile ilişkilere, küresel terörün önlenmesinde Mehmetçiğe verilen uluslararası görevlere kadar her alanda dayatma listelerini birbiri ardıncas ıralamaya başlamışlardır' dedi.
Bahçeli, 'Milletimiz için ne büyük talihsizliktir ki, seyahat ederek itibarkazandığını zanneden bir zihniyet maalesef işbaşındadır. Bu zafiyetiyle AKPhükümeti, Türkiye üzerinde hesapları olan mihrakların ve çıkar çevrelerinin de ümit ve geçim kapısı haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 86 yılık politikbirikimlerini ve avantajlarını çözüm adı altında yabancılara birer birer teslimeden AKP zihniyeti, devletimizin manevra alanlarını giderek sınırlamıştır' şeklinde konuştu.
'İhanete hız vermişlerdir'
AK Parti zihniyetinin 'ABD'nin bölgesel projelerinin ve AB'nin iç ve dış politikalarını Türkiye için tek kurtuluş ve iktidarı için meşruiyet fırsatı olarak gördüğünü' söyleyen Bahçeli, Türkiye'nin haysiyetiyle sürekli oynanmasınagöz yumulduğunu iddia etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 'AKP hükümetince verilen taahhütlerin, imzalanan belgelerin, yapılan anlaşmaların ve onaylanan dayatmaların bizi götüreceği nihai netice, maalesef Türkiye'nin onurunun zedelenmesi, milli birliğinin parçalanması ve dönüşü olmayanbir stratejik uçuruma düşülecek olmasıdır. Son günlerde başta Sayın Cumhurbaşkanı'nın açtığı yolda ve hükümetin girdiği çıkmaz sokakta ilerleyen Ermenistan ile ilişkiler ve sözde Ermeni soykırım iddialarının içte ve dışta aldığı yeni boyut, bu kapsamda ele alınmalı, hükümetin sonu gelmeyen tavizlerinin, karşılık bulmayan adımlarının beklenen sonucu olarak görülmelidir' şeklinde konuştuç
Bahçeli sözlerine, 'Bugün dış dayatmaların toplumda neden olacağı tepkileri asgariye indirmekve iç kamuoyunu yönlendirmek için Erbil, Brüksel, Washington ve Erivan lobilerihükümetle tam bir işbirliği ve eş zamanlı adımlarla ihanete hız vermişlerdir. Hükümet baştan yanlış kurguladığı gelişmelerin mahkumu haline gelmiş, asılsız Ermeni soykırımı iddialarını sözde önleme adına Ermenistan'la tek taraflı ilişkikurma ve üstelik iddiaları da zımnen kabul etme noktasına kadar sürüklenerek,Türkiye'yi giderek daralan bir husumet kıskacının içine düşürmüştür. Bugün, heruluslararası ilişkide bir dayatma unsuru ve ilişkilerin devamında bir ön şarthaline gelen Ermeni meselesi, giderek içinden çıkılmaz bir hal almaktadır' diye devam etti.
Değiştirilen 301. madde
AK Parti'nin, Türkiye'ye yönelik soykırım iddiasını ve toprak taleplerini tırmandırarak sürdüren Ermenistan'a, sınır kapılarını açmayı dile getirdiğini, ecdadın yargılanması konusunda ümit ve cesaret verdiğini savunan Bahçeli, 'Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değiştirdiği Türk Ceza kanunu'nun 301. maddesine ilişkin baskıların odağında da Ermeni soykırımı yalanının Türkiye'de serbestçe taraftar bulmasını sağlamak yatmaktadır. Yapılmak istenen, aydıngeçinen bazı çevrelerin Erivan'ın ağzıyla konuşarak Türk milletinin ve tarihinin karalanmasının önünü açmaktı. AKP buna yeltenmiş, ancak tepkimizden dolayı şimdilik istediğine tam anlamıyla kavuşamamıştır' diye konuştu.
Geçen yıllardan beri AB ile ilişkilerde Türkiye'yi ilgilendiren herraporda, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözülmesinin ön şart olarakaçıkça yer aldığına da değinen Bahçeli, Türkiye'den Ermenistan'la ön şartsız olarak diplomatik ilişki kurulmasının, sınırın açılmasıyla uygulanan ambargonunkaldırılmasının açıkça istendiğini söyledi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinde benzer taleplerin gelmesinin Hükümet üzerindeki dayatmaların dozunu artırdığını ifade eden Bahçeli, 'Adına 'normalleşme' denilerek, bir yandan Ermenistan'la ikili, üçlü görüşmelerle; maç izleme bahanesiyle yürütülen ilişkilerle süreç Ermenistan'a tek taraflı taviz verme aşamasına kadar dayanmıştır' dedi.