Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dilipak Başbuğ'a isyan etti

Genelkurmay'ın bazı gazetelere yönelik yaptığı akreditasyon uygulamasına Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak isyan etti. Dilipak Org. Başbuğa açık bir mektup yazdı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-13 16:12:00

Dilipak Başbuğ'a isyan etti

Haber Merkezi / TİMETURK

Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a akreditasyon uygulamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği bir mektup yazdı. Mektupunda bu konuda duyduğu rahatsızlığı dile getiren Dilipak, 'kendimi aşağılanmış ve dışlanmış hissediyorum' dedi. Dilipak, uygulamanın TSK için zarar verici olduğunu belirterek 'Akreditasyonun kriterleri, şartları ne?' diye sordu. İşte Dilipak'ın Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği mektup...

'Sayın Genelkurmay Başkanı, sizi akreditasyon uygulaması konusunda rahatsız ediyorum. Bu konuda üzgünüm ve kırgınım, kendimi aşağılanmış ve dışlanmış hissediyorum..

Bu anlamsız ve faydasız işi bu şekilde sürdürmenin kimseye bir faydası olduğunu sanmıyorum.. Bu uygulama doğrudan TSK için zarar verici bir şey. Akreditasyonun kriterleri, şartları ne? Mesela diyin ki, ?5 yıllık sarı basın kartı taşıyan gazeteci olacak.? ?Savunma Muhabiri olacak.? ?TSK ve devletin bütünlüğüne karşı suç işlememiş olacak? de, ne dersen de, o zaman o şartları konuşuruz da, hiç olmazsa birileri niçin akredite olmadığını anlar.
Kamuda keyfilik söz konusu olmaz. Bizim çocuklarımızı da askere alıyorsunuz. Askerin görevi bu ülkeyi ve bu ülke vatandaşlarını korumak. Bizim için canınızı vereceğinizi söylüyor, ama bizim görmek bile istemiyorsunuz? Tamam çalıştığım gazeteyi istemiyorsunuz, peki ben ne oluyorum. Kaldı ki, bu gazetenin yüz binleri bulan okur kitlesinin haber alma hakkı yok mu? Bu gazeteyi dışlarken onları da dışlamış olmuyor musunuz? Yoksa siz de o 312 Generalden biri misiniz? Kişisel davanız yüzünden mi bu boykot!. Kamu kurumu ve Kamu otorisi ile davalık olmak aslında böyle bir uygulamanın gerekçesi olmamalı. Hiç bir kamu otoritesi, kişisel davasını resmi işlerine alet edemez. Peki o zaman sebeb ne?
Eğer sizin yaptığınız doğru ise, Emniyet, ya da Yargıtay, başka devlet kurumları da sizin gibi davranacak olursa ne olur? Hayır buna hakkınız yok. Bu iş Çankaya?yı ya da Meclis resepsiyonlarını boykot gibi bir şey ve bunların tümü de yanlış. Ve bu uygulamalar muhatabından çok uygulayıcılarına zarar veren tasarruflar ve ben sadece kendim açısından değil, bu ülkenin bir kurumu açısından TSK ye bu şekilde zarar verilmemiş olmasını da içime sindiremiyorum.
Bu boykotun pratik hiç bir faydası yok.. Bütün açıklamaları biliyoruz okuyoruz, görüyoruz. Katılan arkadaşların çoğu ile de aramızda görüş ayrılığı yok aslında. Bizim sorularımızı orada onlar da dillendirebilir. Sorun bu değil. Üslup! Eğer gerçekten, Vakit hakkında benim bilmediğim bir tehlikeli tutum varsa, söyleyin ben de ayrılayım bu gazeteden, kimse de okumasın. Ya da elinizdeki bilgileri, belgeleri yargıya intikal ettirin. Kimse, neyse bunlar bilelim. Sayın başkan, Ben 40 yıllık yazarım.. Komuta kademesindeki bir çok kişinin mesleki kariyerinden daha fazla kendi alanıma mesleki kariyere sahibim.60 ın üzerinde kitabım yayınlandı. Benim sanık olarak mahkeme koridorlarındaki serüvenim, beni yargılayan hakimlerin kıdemlerinden daha fazladır. Ve ben sonu hapishanede biten hiç mahkumiyet kararı almadım. Tazminat davalarında ise, Güven Erkaya davası vesilesi ile bu Cuma icrada evimin satışı var.. Gıyabımda yargılayıp mahkum ettiler..Hem de ?Hakkımı helal etmiyorum, toprağı bol olsun? dedim diye. Oysa bu gün ki iddianamede o döneme ilişkin yazılanlar yanında benim söylediklerim devede kulaktı.. Bu gün Ergenekon davasının sanıklarından Hurşit Tolon?un kendi komutanı olduğu askeri mahkemedeki dava adli yargıda devam ediyor. JİTEM konusunda Sayın Komanla davalık oldum. 28 Şubatta hakkımdaki suç duyurularında, doğrudan ve dolaylı olarak inanılmaz hakaretlere muhatap oldum..Bir başka davada, sözü söyleyen ve onu yazanları beraat ettirip, beni yazmadığım bir yazıdan ve söylemediğim bir sözden dolayı tazminata mahkum ettiler. Davalar AİHM de. Bana hakaret edenler berat ettiler, benim eleştirdiklerim tazminat kazandılar. Çünkü ben bir kara deriliyim. Belki de kara derili olduğum için sizin toplantınıza çağrılmıyorum. Oysa Sayın Kıvrıkoğlu göreve geldiğinde, Genel Kurmayda, Güneydoğu?da, Harp Akademilerindeki toplantılara katılmıştım. Sakalımla ve kravatsız olarak. Ben değişmedim, peki bu arada değişen ne?
Sayın başkan, sizin bu konuda önemli kararlar alabileceğinizi düşünüyorum.. Kurumlararası çatışma değil, birlikte yüzümüzü gelece çevirmemiz gerekiyor.. Bu ülkede herkes, dini, mezhebi, vicdani ve felsefi kanaati ne olursa olsun, farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşayabileceğimizi düşünüyorum.. TSK ise bu birlikteliğin zırhı ve kalkanı olarak kalmalı..
Bu düşüncelerimle kimseyi üzmek istemiyorum.. Ama uygulamanın sebeb olduğu kıurgınlıkları ve yürek bıurkuntularını başka türlü ifade edemezdim.
Bu vesile ile saygılar sunuyorum..'

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara