Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yazıcıoğlu öldü, 28 Şubat'ın sırrı çözüldü

28 Şubat'ta darbe hazırlığını deşifre eden belgeleri kimin ortaya çıkardığı aydınlandı...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-12 09:08:00

Yazıcıoğlu öldü, 28 Şubat'ın sırrı çözüldü

Ahmet Ünal/KanalAHaber-

Yazıcıoğlu, 28 Şubat ve gizli belgeler

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu?nun 28 Şubat?taki tavrı üzerine çok şeyler yazıldı. Fakat birazdan yazacağım konunun ayrıntılarını muhtemelen kendisi de bilmiyordu.

Telekulak olayının tartışıldığı günlerdeydi. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ve onbaşı Kadir Sarmusak hakkında ?köstebek? haberleri gazetelerde yayınlanmaya başlamıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu?nu bir TV kanalında gördüm. Elindeki belgeleri gösteriyor ve ?bu belgeler yayınlanırsa 28 Şubatçıların ne olduğunu herkes anlayacak? şeklinde sözler sarfediyordu. O günlerde görev yaptığım Zaman Gazetesi?nde, Yazıcıoğlu?nun yakını bir arkadaşım kanalıyla belgeleri istettim. Birkaç gün sonra, biri Deniz öteki Kara Kuvvetleri komutanlıklarına ait iki ayrı gizli emir elimdeydi.

Haber Zaman Gazetesi?nde birinci sayfadan fakat küçük sütunlarda yayınlandı. Belgelerin küpürünü kullanmadığımızdan olacak kamuoyundan beklediğim büyüklükte tepki oluşmadı. Gazete yönetimi büyük ihtimalle, Silahlı Kuvvetleri yıpratmamak ve kamuoyunda infial uyandırmamak kaygısıyla fazla büyütmek istemiyordu.

Necmettin Erbakan 28 Şubat kararlarını imzalayıp uygulamaya geçirmesine rağmen post- modern müdahale süreci hızlanıyordu. Komutanlar 13 Haziran 1997 akşamı Çankaya?da Süleyman Demirel?in işgal ettiği Cumhurbaşkanlığı Köşkü yakınındaki Camlı Köşk?te toplanmış ve müdahale kararını tartışmıştı.

Başkent?teki hemen herkes pimi çekilen bombanın mandalının ne zaman serbest bırakılacağını konuşuyordu. ABD - Türkiye arasındaki laiklik ve demokrasi vurgulu mesaj trafiğini hızlanmıştı. ABD?nin terazinin hangi tarafına ağırlık vereceği merakla bekleniyordu. Asker nizamiyeden çıkmak üzere, ?ileri marş!? emrini bekliyordu.

Kamuoyunun gerçekleri daha yaygın kanallardan öğrenmesi gerekiyordu. Deniz Kuvvetleri?ne ait 5 Mayıs 1997 tarihli belgeyi Sabah gazetesindeki bir muhabir arkadaşıma verdim. Kara Kuvvetleri?ne ait diğer belgeyi ise bir gün sonra Milliyet?e vermeyi planlıyordum. Ertuğrul Özkök, 28 Şubat müdahalesini açıkça desteklediğini söylediği için Hürriyet?in kullanmasını beklemiyordum.

10 Temmuz 1997 tarihli Sabah'ta haber belgesiyle birlikte manşetten yayınladı. Manşette şöyle yazıyordu:

?SABAH onbaşı Kadir Sarmusak'ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan çaldığı gizli belgeyi ele geçirdi. İçişleri eski Bakanı Meral Akşener'in ?darbe hazırlığını ortaya çıkardık? diye açıkladığı belgede Batı Çalışma Grubu'nun bazı kurum ve kuruluşlar hakkında istediği bilgilerin toplanması için yayınlanan emir yeralıyor.?

?Kişiye özel? ve ?Batı Çalışma Grubu Bilgi İhtiyaçları? konulu belge ile BÇG ilk kez resmen deşifre oluyor ve Türkiye?deki resmi veya sivil bütün yetkililerin ?fişlendiği? ortaya çıkıyordu. İçişleri Bakanı Meral Akşener belgeyi Başbakan Necmettin Erbakan?a, o da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel?e iletmişti. 31 Mayıs tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısının gündem maddesi olan belgede, biyografileri ve siyasi görüş/yönleri ile fişlenecek kişi ve kurumlar şöyle sayılıyordu:

Tüm dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ve konfederasyonları, Yüksek öğrenim kurumları (fakülte, yüksek okul ve enstitüler), Yurtlar (Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı, kurum kuruluşları bağlı, özel yurtlar), Üst düzey yöneticiler (Vali, Kaymakam, Büyükşehir Belediye Başkanları, Belediye Başkanları) ile diğer mülki makamlarda bulunan görevlilere (Müdür, Daire Başkanları)?

Yerel askeri makamlara, ?İl Genel Meclis ve Belediye Meclis üyeleri, Siyasi parti il ve ilçe teşkilatları yönetim kadroları, Yerel TV, radyo, gazete, dergi ve diğer basın-yayın kuruluşları?? hakkında da bilgi toplamaları emrediliyordu.

Ertesi gün, vermeyi düşündüğüm ama vermediğim diğer belge ilginç bir tesadüfle Milliyet gazetesinde geniş bir şekilde yer aldı. Aslında bu belgenin içeriği daha vahimdi. Subay ve astsubaylar eş ve çocukları ?muhbir? konumuna düşürülüyordu. Anladığım kadarıyla belgeler yüksek tirajlı gazetelere ulaştırılmış ancak kullanılamıyordu!

Kara Kuvvetleri Komutanlığı?nın alt birimlerine dağıtılan Kişiye Özel ve ?Haber Toplama? konulu 14 Şubat 1997 tarihli emri şöyleydi: (Bazı kelimelerin altı vurgu açısından tarafımdan çizilmiştir)

?1. Türkiye Cumhuriyetini ve Silahlı Kuvvetleri iç ve dış tehditlere karşı koruma ve kollamak, her Türk vatandaşının olduğu kadar T.S.K.leri personeli ve onların eş ve çocuklarınında en büyük milli görevidir.

2. Bu bakımdan kara Kuvvetlerinin tüm personeli ve aileleri birer haber toplama vasıtasıdır.

3. Tüm Kara Kuvvetleri personeli ve ailelerinin elde edeceği her türlü belge, bilgi ve haberi bu konunun üst komutanlık tarafından bilinip bilinmediği yorumunu yapmadan silsileler yoluyla üst komutanlığa ulaştırması ve personelin bu hususta bilgilendirilmesi ilgi ile emredilmiştir..?

Birkaç gün içinde Türkiye?nin gündemi değişmiş, belgeleri kullanmayan TV ve gazete kalmamıştı. BÇG?nin kurucu Oramiral Güven Erkaya basın toplantısı düzenleyip kendisini savunmak zorunda kaldı. Darbe hazırlıklarının en önemli isbatı sayılan belgeler deşifre olmuş ve 28 Şubatçılar zor duruma düşmüştü.

Belgelerin yankısı sürerken 17 Temmuz?da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Bülent Orakoğlu'nun, ?devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belgeleri elde etme? suçundan tutuklanmasına karar verdi.

Duruşmalarda, Orakoğlu?nun suçlandığı belgenin ?taslak? olduğu, imzalı nüshasının ise Sabah?ta yayınlanan belge olduğu anlaşıldı. Askeri makamların, Mahkemeye 'suç unsuru' taslağın kopyasını gönderdiği ortaya çıktı. Taslağın aslına ulaşamayan Mahkeme, gizliliği kalmayan yani basında yayınlandığı için aleniyet kazanan belge sebebiyle mahkumiyet verilemeyeceğine hükmederek Orakoğlu?nu 12 Eylül 1997?de tahliye etti.

Orakoğlu, hapisten çıktıktan sonraki yazı ve konuşmalarında bu belgenin Sabah?ta nasıl yayımlandığını merak ettiğini, bunu anlarsa 28 Şubat?ı daha net yorumlayabileceğini belirtiyor.

?Millete yöneltilen silaha selam durmam? diyerek 28 Şubat?ta darbeye karşı çıkan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu?nun, müdahale sürecinin deşifresinde de önemli bir payı vardı.

Sonsuzluğun Sahibi?ne ulaşması dualarımızla?

MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ORTAYA ÇIKARDIĞI BELGELER

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara