Dolar

42,8157

Euro

50,5763

Altın

6.166,51

Bist

11.340,10

Hangi şair nerede oturuyordu?

'Gezelim bakalım İstanbul'u sokak sokak, kim bilir nerede hangi yazarımızın, şâirimizin hâtırâlarıyla karşılaşacağız.'

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-12 09:15:00

Hangi şair nerede oturuyordu?

MAHMUT SAMİ ŞİMŞEK

İstanbul'un Boğaziçi sahilleri ve ?Eski İstanbul? denilen Sur içi İstanbul, ediplerimizin doğdukları yaşadıkları ve en muhteşem eserlerini serdettikleri, gözde mekânlar. Boğaziçi sahillerinde dolaşırken, yazın sıcak bir günde serinlemek ve şehrin ufunetli buhranından bir süre de olsa uzaklaşmak için gittiğiniz Adalar'da hâlen bir şairimize, bir yazarımıza ait bir köşk, bir yalı, cumbalı ahşap bir ev görür ve hayalen o döneme gider gelirsiniz. Gezelim bakalım İstanbul'u sokak sokak, kim bilir nerede hangi yazarımızın, şâirimizin hâtırâlarıyla karşılaşacağız.

Necip Fazıl Kısakürek, Çemberlitaş'ta doğmuş ve Beylerbeyi'nde oturmuştu. Beylerbeyi o dönemlerde İstanbul beyefendilerinin ve hanımefendilerinin, asilzadelerin ve ulema sınıfının oturduğu seçkin bir semtti. Hatta şu söz meşhur olmuştur: ?Kuzguncuğun haşeratı, Çengelköy'ün zerzevatı, Beylerbeyi'nin teşrifatı?? Necip Fâzıl'ın, ömrünün son demlerinde tutuklu kaldığı Toptaşı Cezâevi, şu an Marmara Üniversitesi'ne bağlı, restore edilmeyi bekliyor. Necip Fâzıl, hanımı Neslihan Kısakürek ve oğlu Ömer ile birlikte Eyüp mezarlığında medfun. ?Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz? sözü Beylerbeyi için söylenmiştir. Zira Osmanlı döneminde gayrimüslimlerin bu semtte, değil yerleşmeleri, kiracı olarak oturmaları bile yasaktı. Osmanlının son döneminde en makbul ve mûteber semtlerin başında geliyordu bu semt. Son devir Osmanlı aydınlarından Münevver Ayaşlı da Beylerbeyi'ndeki yalısında oturmuştu. Evliliğinin ilk yılları ise kayınpederi Sadullah Paşa'nın Çengelköy'deki kıpkırmızı yalısında geçmişti. Mezarı Âşiyan'dadır Münevver Ayaşlı'nın, eşi Nusret Ayaşlı ile birlikte.

KANDİLLİ

Yahya Kemal ve Abdülhak Hamit Tarhan, Kandilli'deki Kıbrıslılar Yalısı'nın müdâvimlerindendi. Şimdi her ikisi de Âşiyân Mezarlığında. Mezarlığa girer girmez ilk bu iki edip karşılıyor sizi. Kandilli, Ziya Paşa'nın da gençliğinin geçtiği yerdi. Kandilli'deki Kont Ostrorog Yalısı ise, Pierre Loti'nin en çok uğradığı yerlerin başında geliyor. Eyüp sırtlarındaki Piyer Loti Kahvesi, zâten şâirin orayı mesken tutmasından bu ismi almış. Gerçi Yahya Kemâl de buranın müdâvimlerindendi. Piyer Loti Tepesi'nden İstanbul'u seyrederek yazmıştı belki de bazı şiirlerini. Zîrâ yedi tepe İstanbul, en güzel bu tepeden görünüyor.

YENİKÖY

Recâizâde Mahmut Ekrem'in doğduğu yalı olan Recâi Efendi Yalısı, hâlâ Vaniköy'de. Meşhur romanlarını ve şiirlerini yazdığı, ömrünün en uzun dönemini geçirdiği yalı ise Yeniköy yalılar sırasının ilk yalısı.

BEYKOZ

Beykoz, Ahmet Mithat Efendi'nin semtidir. Büyük bir yalısı ve çiftliği vardı Beykoz'da. Yalısı hâlen mevcut. Son devrin ediplerinden Tercüman-ı Hakikat Gazetesi'nin kurucusu Ahmet Mithat Efendi, iki hanımı ile birlikte bu yalıda oturdu. İstanbul'un ilk şişelenen suyu olan Sırmakeş suyunun işletme hakkı Ahmet Mithat Efendi'nindi. Türkiye'ye ilk suni kuluçka makinesi ve fennî arı kovanı getiren Ahmet Mithat Efendi, Dârüşşafaka Mektebi'nde Muallimlik yaparken talebelerinin arasında vefat etti. Zâten bütün arzusu da bu idi. Mezarı Fâtih Camii hazîresinde.

FATİH

Ahmet Mithat Efendi'nin dâmâdı Muallim Nâci, Fatih'te oturmuştur. Millî Şâirimiz Mehmet Akif Ersoy'un da doğum yeri Fatih, Sarıgazi Mahallesidir. Vefât ettiği yer ise Taksim İstiklâl Caddesi'ndeki Mısır Apartmanı. İstanbul'da o apartmandan daha estetik bir apartman görmedim doğrusu. Mezarı da Edirnekapı Mezarlığında. İki yanında Süleyman Nazif ve Babanzâde Nâim ile birlikte.

Asıl adı Ömer olan Muallim Nâci de Fâtih'te doğmuş ediplerimizden. Babasını yedi yaşındayken kaybedince, âile Varna'daki dayısının yanına taşındı. Nâci mahlasını da Varna'da kullanmaya başlamıştı. Mekteb-i Sultanî, Mekteb-i Mülkiye ve Mekteb-i Hukuk'ta muallimlik yaptığı için de Muallim Nâci ismiyle meşhur oldu. Kabri 2. Mahmud Türbesi'nde.

MAÇKA

Ömrü yurt dışında diyar diyar dolaşmakla geçmiş olan Abdülhak Hamit Tarhan, uzun süre İstanbul Maçka Palas'ta bir dairede oturdu. 1928'de İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. Mezarı Zincirlikuyu'da.

TARABYA

İlk psikolojik roman olan Eylül'ün yazarı Mehmet Rauf, Tarabya'da oturmuştu. Tarabya'da bulunan Tokatlıyan Oteli (şimdiki adıyla Büyük Tarabya Oteli) aynı zamanda meşhur ediplerin haftalık toplantılarını yapıp ilmî sohbetlerde bulundukları mekândı.

ADALAR

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Reşat Nuri Güntekin ve Ahmet Hamdi Tanpınar, yazılarının ilham kaynağı olan İstanbul Adaları'nda ömürlerinin son demlerini geçirmişlerdi. Büyükada'daki evi hâlâ muhâfaza edilen Reşat Nuri Güntekin'in mezarı Karacaahmet'te. Hüseyin Rahmi, Heybeliada'yla özdeşleşmiş isimlerden biri. Hatta Heybeliada'da Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi de mevcut. Baş harflerinden dolayı (hrgl), bu güzîde eğitim yuvasına da, öğrencilerine de hergele diyorlar kendi öğrencileri, muziplik amacıyla. Mezarı da Heybeliada Mezarlığı'nın hemen girişinde, Ahmet Rasim'in mezarının çok yakınında. Sait Faik Abasıyanık, hayatını Şişli'de Bulgar Çarsısı'ndaki apartman ve Burgaz Ada'daki köşklerinde annesi ile geçirmişti. Evlenmedi. Ölümünden sonra Burgaz Ada'daki evi müze haline getirildi.

CİHANGİR

Orhan Veli'nin çocukluğu Cihangir ve Beykoz semtlerinde geçti. İlkokulu Galatasaray Lisesi'nde yatılı olarak okudu. Babasının bando şefi olması üzerine dördüncü sınıfta iken ailesi İstanbul'dan ayrılınca Ankara Gazi Okulu'na geçti ve ertesi sene Ankara Erkek Lisesi'ne başladı. Ankara'da, 10 Kasım 1950 gecesinde, yolda, onarım için kazılmış bir çukura kafa üstü düşerek yaralandı. İstanbul'a döndükten sonra, bir arkadaşının evindeyken, durumu birdenbire kötüleştiği için kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi'nde beyin kanamasından öldü. Âşiyândaki mütevâzı kabrinde medfundur. Sunay Akın der ki: Şiirinden kovduğu kâfiye, mezarında buldu O'nu: Orhan Veli, 1914-1950

RUMELİHİSARI

Rumelihisarı denince aklımıza hemen iki isim gelir. Tevfik Fikret ve Abdülhak Şinasi Hisar. Abdülhak Şinasi Hisar'ın, Hisar'a olan sevgisi soyadına da yansımış. Çocukluğunu Hisar'dan Adalar'a mekik dokumakla geçirdiğini hâtırâtında nakleder. Cihangir'deki evinde vefât etmiştir. Tevfik Fikret'in ise projesini bizzat kendi çizdiği Âşiyan Köşkü hâlâ Rumeli Hisarı sırtlarından Boğazı seyretmekte. İstanbul'da manzarası en güzel köşk, Tevfik Fikret'in köşküdür. Yatak odasının pencerelerini açtığınızda, karşınızda Küçüksu Kasrı, küçük bir masal evi gibi göz kırpıyor size. Âşiyan denilince buradaki Âşiyan Mezarlığını da ziyaret etmeden geçmemek gerek. Kimler yok ki bu mezarlıkta? Orhan Veli Kanık, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Münevver Ayaşlı, Hilmi Ziya Ülken, Özdemir Âsaf, Atilla İlhan, hep bu mezarlıkta medfun.

(Yenişafak)

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Topkapı Sarayı'ndaki 'Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi' ziyarete açıldı

Haber Ara