Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Sıkı dostların dalaşında söz sırası Beki'de

Ahmet Hakan: Yalakalığın kitabını yazdı. Akif Beki: Dalaşmam, çalıyı dolaşırım...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-09 17:16:00

Sıkı dostların dalaşında söz sırası Beki'de


Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, 8 Nisan 2009 tarihli köşesinde ?Artık ayıp oluyor ama? başlığı altında Radikal gazetesi yazarı eski Başbakanlık sözcüsü Akif Beki?yi ?yalakalık? yapmakla suçlayıp, eleştirdi. Kendisini hala ?sözcü? gibi hissettiğini ileri sürdü. Beki, Hakan?a bir gün sonra ?Sana da bu yakışır? diyerek yanıt verdi. ?Seninle dolaşacağıma çalıyı dolaşırım daha iyi? dedi.

İşte Ahmet Hakan ve Akif Beki?nin birbirlerini hedef aldıkları yazıları.

Ahmet Hakan: Artık ayıp oluyor ama

SEVGİLİ Akif Beki...

İstersen önce dünkü Radikal'de yazdığın yazıdan şu cümleleri beraber okuyalım:

'Deprem acılarımız, daha çok tazeyken... İzmit'te Erkan bebeği kucağına alıp seven Amerikan Başkanı'nı çok sevmiştik. O Başkan, Sultanahmet Meydanı'nda tezahüratlarla karşılanmıştı. Obama, şimdi aynı sevgi gösterilerini bekliyor bizden. Ama işi kolay değil bu kez. Erkan bebekler, artık lider kucağına hasret değil çünkü. Bizde de, çocuklarımızı sevmeyi bilen bir Başbakan var artık. Yaralarımız sıcakken koşup gelebilen biri. O pozisyon dolu. Orada boşluğumuz yok bu kez.'

Akifçiğim...

Sence bu kadarı artık fazla değil mi?

'Başbakanlık sözcüsü' sıfatını taşırken bile söyleyemeyeceğin türden cümleleri, 'fıkra yazarı' kimliğine sığınarak pervasızca döktürmende herhangi bir sorun görmüyor musun?

Kısa bir süre öncesine kadar amirin olan 'Başbakan'a karşı nezaketini, saygını ve hatta sevgini korumanı anlayabiliyorum...

Ama 'tutkuyla bağlı olmak' ile 'yalakalığın kitabını yazmak' arasında bir yer yok mu kardeşim?

Hayır, hayır...

Sana artık, 'Benim gibi yap, bir tane Başbakan'a çak, ardından Baykal'la kafa bul... Yaramaz ol... Fırlamalık yap... Tribünlerden gelecek alkış ya da yuh seslerine oyna... Kimsesizliği seç... Kafana göre takıl... İcabında yık perdeyi eyle viran' falan demeyeceğim...

Çünkü şunu çok iyi anladım ki: Sen o işlerin adamı değilsin...

Kabul, tamam...

Ama birader, bu ne kıvamsızlıktır, bu ne ölçüsüzlüktür, bu ne bağlılıktır, bu ne cesaretsizliktir, bu ne kraldan çok kralcılıktır, bu ne sınırsızlıktır, bu ne sadakattir, bu ne gözü arkada kalmışlıktır...

Madem 'sözcülük' mesleğine bu denli gönülden bağlıydın, niye 'köşe yazarlığı'na heves ettin ki a benim sevgili 'Hurufi' kardeşim?

Akif Beki: Sana da bu yakışır

Sevgili Ahmet Hakan; görüyorum ki, benim yazıp çizdiklerimle pek bir alakadarsın.
Başbakan?a bakışımı, kendine dert edinmişsin.
Niye, Obama?ya bu işlerin eskisi kadar ucuz olmadığını hatırlattım?
Niye, ?Şimdiki Başbakan?ımızdan halkının sevgisini çalmak eskisi kadar kolay değil? dedim?
Niye, ?deprem zamanı gelen Amerikalı Clinton, kendi Ecevit?imizden daha çok sevebilmişti? imasında bulundum, diye?
Çok rahatsız olmuşsun.
Evvel zamanda senden duymuştuk bunları ama neyse?
Senin bugün münhal zannıyla talip olduğun ?minik kuş? pozisyonu da dolu ya, neyse?
Bilesin ki, bu konuda sana yardımcı olamayacağım.
Tavsiyem, kendine başka çareler aramandır.

Bana bir güzel sayıp sövmüşsün. Düşündüm, ne cevap vereyim, diye. Baktım ki, lafın da ancak senin kadar muteber.
Sözü eskitmiş, çok ucuzlatmışsın.
O kadar ki, diyecek bir şey inan bulamadım.
Aklıma, bir baba nasihati geldi.
Der ki:
Bununla dalaşacağına çalıyı dolaş, daha iyi.
Sen, bunu bile iltifat sayarsın ya.
Ne yapalım; çocukla çocuk olunmaz.
Kem söze, kem sözle mukabele edilmez.
O, sahibine aittir, zaten.
Artık ne yapsan yeridir.
En iyisi, muhatap düzeyin, yine Ruhat Mengi kalsın.
Sen, onunla pek bir yakışmışsın.
Aranızda daha fazla kalabalık yapmayı lüzumsuz bulurum.
Hadi bana müsaade?

Haber Ara