Obama'nın, yaptığı basın toplantılarında, 'önceden planlanmış' listede adı bulunmayan gazetecilere söz vermemesi, diğer basın mensuplarının tepkisini çekti.
ABD Başkanı Barack Obama, denizaşırı ilk gezisinde ziyaret ettiği ülkelerde, Beyaz Saray'ı sürekli izleyen Amerikalı gazetecilerden oluşan ''önceden planlanmış'' listenin dışına çıkarak salondaki yabancı gazetecilere de söz vermeye özen gösteriyor.
Londra'da yapılan G-20 zirvesi sırasında, Beyaz Saray basın ekibiyle seyahat eden Çin Halk Cumhuriyeti'nden bir gazeteci, Obama salonda ''Amerikalı olmayan'' bir gazeteci arayışına girince, ülkesinin ismini defalarca yüksek sesle tekrar edip söz istedi. Obama, ''O kadar ısrar ettiniz ki sözü size veriyorum'' dedi. Çinli gazeteci, bu hakkını, sorduğu sorunun yanı sıra gidilen her noktada sürekli Amerikalı gazetecilere söz verilmesini ve bunun önceden belirlenmiş bir listeden yapılmasını eleştirerek kullandı. Obama, daha çok Beyaz Saray'ı sürekli takip eden gazetecilere soru sorma hakkı tanımasını, ''Ben ABD'nin Başkanıyım. Çin'in, Japonya'nın veya başka bir ülkenin değil. Kendi topraklarımdaki insanlara karşı sorumluluklarım var. Beni onlar seçti'' diyerek açıkladı.
Ancak mesaj alınmıştı. Obama, Londra'dan sonra geçtiği NATO zirvesinin yapıldığı Strasbourg ile Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da, Amerikalı olmayan, listesinin dışında bulunan isimlere daha fazla soru sorma şansı tanıma çabası gösterdi. Obama, Washington'da düzenlediği basın toplantılarında da elindeki bir listeden gazetecilerin isimlerini okuyarak söz veriyor. Bu uygulamayla ilgili konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, ''Biz daha yeniyiz. Bu işleri yeni öğreniyoruz'' değerlendirmesini yaptı ve yabancı gazetecilerin de söz hakkı almasına gayret göstereceklerini söyledi.
'Başbakanınız çok iyi bir adam'
Obama'nın yabancı gazetecilerle konuşurken samimi bir hava içinde olduğu da görüldü. G-20 zirvesi sırasında salondan söz verdiği Hindistan'dan bir kadın gazeteci, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ile ilgili bir soru sordu. Obama, ''Başbakanınız çok iyi bir adam'' deyince Hintli gazeteci, ''Çok teşekkürler'' yanıtını verdi. Bu yanıt, salondaki gazetecilerin gülüşmelerine neden oldu ve Obama, ''Görüyorum ki Başbakanınızın iyi olmasından siz kendinize de pay çıkarıyorsunuz. Bilmem gereken bir şey var mı?'' sözleriyle şakalaştı.
Hintli gazeteci ise ani reaksiyonundan mahcubiyetini belirtirken, ''Kusura bakmayın. Başbakanımızla çok gurur duyuyorum'' dedi.
ABD Başkanı grip atlatıyor
İlk denizaşırı ziyaretinde G-20 ve NATO gibi iki büyük zirveye katılan ve Prag'da bugün ABD-AB zirvesinde de yer alacak Obama, Londra'da basın önünde konuşurken iki kez üst üste hapşırdı.
Gazetecilerden özür dileyen Obama, ''Bir haftadır çekiyorum'' dedi. Beyaz Saray yetkilileri, Obama'nın kendisini bugün daha iyi hissettiğini söyledi.
Nato Zirvesi'nde Beyaz Saray gazetecilerinin zaferi
NATO zirvesinin gerçekleştirildiği Strasbourg'da, güvenlik nedeniyle çok geniş önlemler alınırken, genel olarak gidilen her yerde Beyaz Saray'ı takip eden gazetecilere sağlanan en ön sırada oturma, en yakından fotoğraf ve görüntü çekme, diğer gazetecilerden önce sıraya girme imkanı gibi ayrıcalıkların tanınmayacağı duyuruldu.
Beyaz Saray tarafından, her gidilen ülkede gazetecilere dağıtılan ve ayrıcalıklı muamele sağlayan akreditasyon kartlarının NATO'da geçerli olmayacağının söylenmesi üzerine, salonda ön sırada yer tutmak isteyen gazetecilere, öğleden sonraki toplantı için saat 10.30'dan itibaren servis otobüslerine binmeleri tavsiye edildi. Basın toplantısının yapıldığı salonun önüne gelindiğinde ise güvenlik güçleri, gazetecileri içeri almadı ve otobüse binerek basın merkezine geri dönmeleri tavsiyesinde bulundu.
Yüzlerce gazeteci, akreditasyon kartları olduğu ve ağır bir güvenlik taramasından geçtikleri halde içeri alınmamalarını protesto edince, kalabalık gazeteci ordusuna karşı takviye güvenlik güçleri gönderildi. Otobüsle geri dönmeyi reddeden gazetecilerin bazıları, barikatların önünde saatlerce içeri alınmayı bekledi.
Beyaz Saray yetkililerinin çabası sonunda Obama ile seyahat eden gazeteciler, salona ilk girenler arasında yer aldı. Beyaz Saray ile seyahat eden gazetecilerin salondaki yeri, belki ortadaki en iyi görüş açısı olan yer değildi, ama solda en önden birkaç sıraydı.
Londra'da G-20 zirvesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in farklı fikirler beyan etmesiyle başlamasına karşın Obama, dünya sahnesine çıktığı bu ilk büyük zirvede başarılı bir sınav verdi ve ''Her şeyde anlaşmasak da, finansal kriz hepimizin ortak sorumluluğu. Burada anlaşıyoruz'' mesajını vurguladı.
Zirve sonunda somut bir eylem planı çıkması da G-20'ye ilişkin beklentileri aşacak düzeyde oldu.
NATO zirvesinde, Türkiye'nin Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e ilişkin çekinceleri en çok konuşulan konuların başındaydı. 60'ıncı yılını kutlayan NATO'dan ortak bir ses çıkmasında, Obama'nın yoğun çabası rol oynadı ve kaygılarının giderileceği inancını taşıyan Türkiye, son anda Rasmussen'in bir sonraki NATO Genel Sekreteri olmasına onay verdiğini açıkladı.
Beyaz Saray'dan üst düzey bir yetkili, daha erken saatlerde bir telekonferans sırasında, bir soru üzerine yeni NATO genel sekreterinin belirlenmesi için bir aciliyet hissi bulunmadığını söylemiş ve Haziran ayına kadar, şimdiki genel sekreterin görevini sürdüreceğini hatırlatmıştı. NATO'da böyle bir uzlaşma sonucu çıkması, bu ilk Avrupa ziyaretinde, ABD'nin liderlik vasfını yeniden inşa etme arayışında olan Obama hanesine de olumlu bir puan olarak yazıldı.