Dolar

34,9522

Euro

36,6088

Altın

3.025,17

Bist

10.058,63

AK Parti Güneydoğu'da neden kaybetti?

Erdoğan, 'Diyarbakır kaledir. Kale verilmez' diyordu ama DTP karşısında fark yedi. Hükümetin Kürtçe açılımları da bölgedeki sonucu değiştirmedi. Peki neden?

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-05 22:12:00

AK Parti Güneydoğu'da neden kaybetti?

Mete Çubukçu'nun yazısı...
 
29 Mart seçimlerinin Güneydoğu Anadolu bölgesinde ya da Kürtler arasında yerel seçim olmaktan çıkıp bir referandum gibi algılandığı, seçimin DTP ile AKP arasında gövde gösterisine, biraz abartırsak bir varoluş savaşına dönüştürdüğü söyleniyordu.

Öyle de oldu. Bölgede 2007?de diğerlerinin sadece tabela partisine dönüşmesinin ardından AKP ve DTP arasındaki yarışından DTP galip çıktı. Belediye başkanlığı sayısını arttırdı. Bir anlamda ?buralarda DTP?nin dışlandığı herhangi bir formül geçerli olmaz' mesajını verdi.

Seçim gecesi Diyarbakır DTP İl Merkezi?nin önünde binlerce kişi toplanıp DTP?nin galibiyetini kutluyor; kentin farklı yerlerinden patlama sesleri geliyor. Ama bu kez patlamaların kaynağı havai fişekler. 10 yıl önce farklı patlamalara alışkın kent için ironik bir durum.

İl Merkezi?nin önünde sevinç gösterisinde ?Biji?? ile başlayan malum bildik sloganlar hakim. Sloganlara pek karışan da yok. Bir gazeteci ?eskiden DTP İl Merkezi?ne girmeye korkardık. Şimdi sonuçları onlardan alıyoruz? diyor.




 Diyarbakır kaledir. Kale verilmez.

 
Recep Tayyip Erdoğan

Yerel gazetelerde ?Kale Düşmedi? manşetleri yer alıyor. Malum başbakan Erdoğan?ın ?Diyarbakır?ı istiyorum? sözü ile başlayan tartışmaya Diyarbakır Belediye Başkanı ?Diyarbakır Kaledir. Kale verilmez? diyerek yanıt vermişti.

Yerel gazetelerse seçimlerden sonra kale metaforundan yola çıkarak ?Kale Düşmedi? başlığını kullanmayı tercih ediyor. Yine Başbakan?ın ?ya sev ye terk et? anlamına gelen sözlerine Diyarbakır sokaklarından verilen yanıt biraz da espiyle karışık ?sevdik ve geldik? şeklindeydi.

Başbakanın bölge ile ilgili sözleri rüzgarı tersine çevirmiş. Ya da bölgede siyaset normal mecrasına dönmüştü.

Bir genç ?abi? demiş ve eklemişti: ? Oyumu Osman Baydemir için kullandım. Ne olursa olsun ona veririm. Ama lütfen söyleyin. Türkiye?ye örnek bir belediyecilik yapsın. Demokratik bir yöntem uygulasın ve hizmet ağırlıklı bir belediye olsun. Hem şehir güzelleşsin hem de O?nu hizmet vermiyor diye eleştirenler mahcup olsun.?

Ertesi gün bir başka Diyarbakırlı ise ? Kürtleri buzdolabı çamaşır makinesi ise satın almak istediler. Biz satılık değiliz. Ve bunu da gösterdik? demişti.

DTP?nin 5 ildeki Belediye Başkanlığı sayısını 8?e il ilçe ve belde bazındaki belediye sayısının 54?den 98?e çıkması bölgede ?zafer? olarak değerlendiriliyor.

Hatta, Ağrı, Bingöl ve Bitlis?te çok az farkla kaybedildiği de düşünülürse DTP?lilerin zafer tanımlaması çok da yanlış değil.

Diyarbakır, Şirnak, Hakkari, Batman, Tunceli?ye Siirt, Van ve Iğdır?ı ekleyen Demokratik Toplum Partisi?nin bir başka özelliği Tunceli?de bayrağı yine bir kadın belediye başkanını teslim etmesi; hatta partinin her düzeyde 14 kadın belediye başkanı ile yola devam etmesi.

Tunceli hemen herkesin dilinde. İşte bu konuda yapılan latifelerden birkaçı:

?Hem beyaz eşyaları aldık hem DTP?ye oy verdik.?

?Daha fazla beyaz eşya DTP?ye daha fazla oy demek.?

Bunlar tabii ki latifeler ama genel kanı seçim öncesi hükümet eliyle yapılan seçim yardımlarının onur kırıcı hale geldiği.

Bu tespit seçim öncesinde Diyarbakır?ın kadim mekanlarından ulu cami önündeki bir kadının Kürtçe tepkisini hatırlatıyor bize:

?Ne sizin 200 milyonunuzu alacağım ne de size oy vereceğim.?

Bu yüzden seçim öncesinde iktidarın kesenin ağzını açmasının pek bir işe yaramadığını konuşuyor. Bir de yapılan siyasi gafların.

Seçim sonrasında DTP?nin Iğdır Belediye Başkanlığını kazanmasının ardından Bakan Cemil Çiçek?in Türkiyeli Kürtleri kastederek ?Şimdi de Ermenistan sınırına vardılar? sözleri bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde yapılan gafların devam ettiği şeklinde yorumlanıyor.




AKP ?yardım' edince

Güneydoğu?da seçim iki parametre üzerine oturtuldu: Kürt kimliği ve hizmet. Herkes bu seçime Kürt kimliğinin damgasını vurduğunu kabul ediyor. Ancak bölgeye dışarıdan bakanlar Kürt kimliğini sanki yeni bir konu, yeni bir tartışmayışmış gibi algılıyor.

Hatta Kürtler arasında artık ?Kürt kimliği söyleminin modasının geçtiğini? söyleyenler bile var. Oysa Batı?da Kürtlerle ilgili yeni keşfedildiği düşünülen şeyler oralarda eskimiş oluyor.

Bu nedenle ?TRT Şeş var. Silopi?de kuyular kazılıyor. Bunlar çok önemli. Kürtler niye heyecanlanmıyor? diye sormak da tuhaf karşılanıyor.

Kürtler bu gelişmelerden heyecan duyuyor ama yetinmiyor, devamını görmek istiyor; Diyarbakır?da Kürtçe yayın yapan bir televizyon kapatılırken TRT Şeş?in yayında olması dürüst bulunmuyor.

Yani batıya çok sıcak gelen tartışmalar Doğu?da çoktan soğumuş olabiliyor.

Kimlik politikası tartışması da biraz böyle. Zaten bundan sonraki seçimlerde Kürt sorununa yönelik açılım getirmeyen, Kürt kimliğini reddeden hiçbir parti bölgede varlık bulamayacak gibi.

Bu yargı AKP?liler de dahil olmak üzere birçok siyasetçiye ait. Bu vurgunun bundan sonra ne oranda yapılacağı ise o siyasi partinin tercihine kalacak. Ama 29 Mart seçimlerinin bölgedeki en önemli sonucu bu.

Seçim sonrası konuştuğumuz birçok kişinin buluştuğu ortak nokta ?Elbette hizmet istiyorum ama kimliğimden vazgeçerek değil? şeklindeydi.

Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Doç. Mazhar Bağlı hizmet konusunda şu örneği veriyor:




 Elbette hizmet istiyorum ama kimliğimden vazgeçerek değil.

 
Bir Diyarbakırlı seçmen

?Van ve Siirt?te AKP?nin kaybetmesi sadece Kürt kimliğine yeteri kadar vurgu yapılmadığı için değil, yeterli hizmet verilmediği içindir. Oysa bu iki ile büyük yardım ve destek verildi. Parti seferber edildi. Her türlü olanak sağlandı. Ama olmadı. Bu yüzden insanlar hizmeti de önemsiyor.?

Malum seçim gecesi yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan?ı ?üzen? şehirler arasında milletvekili seçildiği Siirt de vardı. Ama bazen olmuyor. İnat politikasına Kürtler inatla yanıt veriyor. ?Sen bizi tanımazsan biz de seni tanımayız? demek istiyorlar.

Nitekim 2007 seçimlerinde AKP?nin çıkışının yarattığı olumlu hava Kürtleri umutlandırmış, Kürt meselesinde yeni bir açılım umudunu artmıştı. AKP, aldığı oy oranına bakıp bölgedeki dinamikleri yok sayarak tek başına hareket etme yanılsamasına düşünce kaybetti.

Çünkü Kürtler 2 yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçimindeki mağduriyet üzerinden AKP?yi destekleyerek safını belirlemişti. Önemli bir Kürt yazarın deyimi ile ? AKP o dönemde resmi söylem ve politika dışında görülmüş, halk inanmıştı.

Ama bu kez DTP seçimde sadece resmi ideoloji ile değil bu söyleme sahiplenen AKP ile de mücadele etti?.

DTP?nin bu çıkışını AKP?ye de borçlu olduğu söylenebilir. Birincisi Başbakan Erdoğan?ın kendi yarattığı popülariteyi yine kendi sözleri ile yerle bir etmesi, amiyane tabirle kendi ayağına kurşun sıkması.

İkincisi ise 2007?de AKP?nin nefesini ensesinde hisseden DTP?nin gevşemenin bedelinin ağır ödeyeceğini anlaması. Yani, AKP?nin Urfa?daki ?ceket koysak kazanırız? tuzağına bu kez DTP?nin düşmeyip, parti teşkilatını nefes almadan çalıştırdı.



  Burada insanların iki önemli değeri vardır. Din ve milliyet. Herhangi birisi üzerinden negatif politika yaptığınız zaman halk hemen cevap verir. Kürtler de böyle yaptı.

 
Galip Ensarioğlu, Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı


AKP?nin nasıl kaybettiğini Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu şöyle özetliyor:

?Burada insanların iki önemli değeri vardır. Din ve milliyet. Herhangi birisi üzerinden negatif politika yaptığınız zaman halk hemen cevap verir. Kürtler de böyle yaptı.?

'AKP tek başına çözemez'

Bölgeye yönelik önyargı ve engellemeler de yok değil.

2007?deki yüzde 42?lik oy oranı göz önüne alınırsa bu kez yüzde 65 oyla yeniden Belediye Başkanı seçilen Osman Baydemir büyük fark attıkları iddiasında.

Ankara?nın kendilerine uzak durmasından yakınıyor. Trabzon sağlanan olanakla Diyarbakır?a sağlanan arasında 1?e 10 fark olduğunu söylüyor.

?Bu kez Ankara?nın peşini bırakmayacağım. Kapıdan kovarlarsa, pencereden oradan da kovarlarsa tünel kazarak ulaşmaya çalışacağım? diyerek ?Kale Tartışması?a artık son vermek istiyor: ?Biz barış kalesinden elimizi uzatmak istiyoruz. Bu kez elimizi geri itmesinler.?

Baydemir her şeyin mükemmel olmadığını da kabul ediyor. 5 yıl içinde gerçekleştireceği onlarca proje sayıyor. Bunların hayata geçip geçmeyeceğini zaman gösterecek. Ama 2007?de AKP?nin çıkışı göz önüne alınırsa siyaset ve hizmet açısından gevşemenin yine kayıpla sonuçlanacağını tahmin ediyor gibi.

Seçim günü AKP Diyarbakır milletvekili Abdurahman Kurt kaygılıydı. Sandıkta DPT?nin usulsüzlük yaptığını iddia ediyordu. Kendisine ? Siz iktidar partisisiniz ve yakınıyorsunuz. Nasıl oluyor bu?? diye sorduğumuzda yanıtı ?Baskı yöntemleri uyguluyorlar. Seçim sürecinde de böyle yaptılar ? olmuştu.

Kurt?un yanıtının daha geniş açıdan ele alırsak bu seçimin en önemli mesajına ulaşmış oluruz. Bu mesajı Doç. Mazhar Bağlı şöyle açıklıyor:

?Bölgede AKP?nin hatası 2007?den sonra tek başına politika yapabileceği yanılsamasına kapılmasıydı. Burada aktörler farklı AKP Kürt sorunun kendi başına çözemez. DTP?yi kaale alamadan çözüm bulmaya çalışmak mümkün görünmüyor.?

Seçimin adından DTP genel Başkanı Ahmet Türk?ün İl Merkezinde yaptığı konuşma da Bağlı?nın söyledikleriyle örtüşüyor.

Türk mikrofonlara ? 29 Mart Kürtsüz. Kürt politikacısız bu sorunun çözülmeyeceği ortaya konmuştur? demişti. Diyarbakır sokaklarında gençler korna çalarak DTP bayrakların ile tur atıyor. Eskiden böyle kutlamalar yapmaya korkulurdu.

Gelişmeleri çok yakından izleyen eski bir Kürt siyasetçi ?şimdi her şey değişti. Toplum, resmi siyasetin çok önünde gidiyor. Buralarda siyasetin ve halkın nabzı, dinamiği farklı atıyor. Çok politik bir toplum. Her gelişme yorumlanmaya çalışılıyor. Açılımlar destekleniyor ama keşke daha önce yapılsaydı deniliyor. Çünkü Batı?da açılım gibi görünen birçok şey bölgede geç kalmış, zaten atılmış olması gereken adımlar olarak algılanıyor. Bazen bu işin altında ne var acaba diye düşünüyor insanlar. Bir samimiyet, güven sorunu var? yorumun yapıyor.

Birçok kişiye göre bu sözlerin tercümesinin bir kısmı ?Kürtler AKP?ye şu an için güvenmiyor ve emanet oyları geri alıyor? şeklinde.

Merak edilen DTP?nin zaferinin bu bahar ve yaz aylarına nasıl yansıyacağı. Söylenen ?sonuçların pozitif moral etkisi ile bölgede sükunetin bir süre daha devam edeceği.?

Ancak DTP ve AKP?nin sırtına büyük yük biniyor. Her şeye rağmen DTP?nin seçimlere damgasını vurduğu Genel Başkan Ahmet Türk?ün deyimiyle ?yeni fırsatların doğacağı bir döneme girildiği ve bu fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiği.?

Seçimin ertesi günü bir meslektaşımızla konuşurken şu kanıya varıyoruz:

Bölgenin dinamiği farklı atıyor. Belki de 29 Mart?ın Güneydoğu?daki sonuçlarına biraz da böyle bakmak, içerden okumak gerekiyor.

BBC Türkçe

 

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara