Tecrübeli pilot kazayı değerlendirdi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş'in de aralarında bulunduğu 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasını değerlendiren 39 yıllık pilot Feyzi Altunbulak, 'Anten kırık diyerek olayı kapatacaklar. Cihaz arızalı dendiği zaman Medair ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü suçlanacaktı ama cihazın anteni kırılırsa herkes kurtulmuş olacak' dedi.

ELT cihazının anteni kırıldığı için çalışmadığı iddialarını mesnetsiz bulduğunu ileri süren 39 yıllık pilot Feyzi Altunbulak, ' Kaza anında işe yaramayacak bir cihaz neden üretilir ki bana göre bu yanlıştır. Kaza kırım heyetinde kara kuvvetlerinden helikoptercileri var mı bunlara bakmak gerekiyor. Sivil havacılıktan ise ben bunlara güvenmiyorum. Bu konuda sertifikaları bile yok. Bunların daha önce 'pilotaj hatası' dedikleri kazaların yüzde yüz arızadan olduğunu kanıtladım. ELT cihazı bir kaza anında hava aracının bulunduğu yeri gösterecek ve sinyal verecek nitelikte yapılmıştır. ELT cihazı yumuşak inişlerde çalışmaz doğru ancak bu kazada yumuşak iniş dememiz mümkün değildir. ELT cihazının çalışması gerektiği kadar şiddetle helikopter dağılmış ve insanlar ölmüştür' diye konuştu.
Çalışmayan cihazın helikoptere monte edilmesinin başlı başına bir ihmal olduğuna dikkat çeken Altunbulak, 'Bu gibi cihazlar kaza anında devreye gireceği için darbelere dayanıklı olması gerekir. Aksi takdirde bu cihazın üretilmesine ve lisanslanmasına izin vermezler. Hava araçlarında kullanılmasına izin vermezler. Darbeye maruz kaldığında görev yapmak üzere üretildiğine göre, sağlam dayanıklı olması gerekir. Karakutu da böyledir en şiddetli kazaya bile dayanıklıdır. Benim teorim; anten kırıksa bile daha önceden kırıktı kazadan önce kırıktı çalışmıyordu ya da birileri kırdı. Böyle bir şey olamaz bu takdirde o cihazı üreten fabrikayı sorgulamak gerekir. Bir çarpmayla anten kırılacaksa görevini yapmayacaksa o cihazı lisanslandıran firmayı sorgulamak gerekir. Bu iddia doğru bir iddia değildir' diye konuştu.

Sivil Havacılık Genel Müdürü'nün Japon olması halinde çoktan intihar edeceğini öne süren pilot Altunbulak, 'Maalesef gerektiği gibi yönetilmiyor ve ehil ellerde değil. Bu kazayla ilgili görevi ihmal suçu işlenerek insanların ölümüne sebebiyet verilmiştir. Silahlı Kuvvetler haricinde bizim arama kurtarma görevlilerimiz yoktur. SHGM bu görevi yapabilecek yeterlilikte değildir. Havacı olmayan havacılığı yönetenlere sormak gerekir. Sivil Havacılık Genel Müdürü'nün atanmasıyla ilgili 5431 sayılı kanunda üç tane önemli hüküm vardır sivil havacılık genel müdürü 4 yıllık havacılık okulundan mezun olması gerekir. En az üç yıl havacılık görevinde bulunması gerekir. Aynı zamanda dil sınavından 215 puan almış olması gerekir. Müdür bu üç şartı da yerine getirmiş olmuyor. Havacılıkla hiç ilgisi olmayan bir kişinin havacılığı yönetmesi mümkün değildir. Sivil havacılığımız hasta olduğu da bu kazada ortaya koymuştur istifa etmesi gerekir. Ben konuşuyorum diğerleri ekmeğini kaybetmekten korktuğu için konuşmuyor. Benim sivil havacılık genel müdürüm Japon olsaydı çoktan intihar etmişti' şeklinde konuştu.

Feyzi Altunbulak, helikopterin düşüş sebebinin büyük bir ihtimalle kötü hava şartları olduğunu iddia eden Altunbulak sözlerini şöyle sürdürdü;

'Helikopterler ya da hava araçları görerek ya da aletle uçarlar. IFR uçuş yetkisine sahip değildirler. Bu şu demektir gece ve bulut içi uçamaz. Görerek uçmak zorundadır. Göl, karayolu, tepe, dağ bulunduğu yerden Çağlayancerid Yozgat'a bir haritada çizgi çekecek ve bu çizgi üzerindeki nirengileri takip edecek. Ancak tamamen açık havada düz bir hat üzerinde uçabilir. Hava kapalıysa zikzak çizebilir. Buluta girmemesi gerekir. Görerek uçuşa hava müsait miydi benim kanaatim o ki kazadan hemen sonra arama kurtarma için giden helikopterler geri döndüğünden de anlaşıldığı gibi hava görerek uçuşa müsait değildi. Aynı anda ya da yarım saat sonra hava kuvvetlerinin helikopterleri hava kapalı diye geri geldi. Düşen helikopterin pilotu yakıt almak üzere Kahramanmaraş'a gitti. Orada hem yakıt aldı hem de burada uçuş izni formu doldurdu. Pilot kalkış yaptıktan sonra uçuş izni aldığı hava şartları yoktu. Artık hava tahmini de değişebilir. Kritik bir hava olduğu ortada ancak hızla gelişen kötü bir hava şartı vardır artık. İlgili Ankara hava trafik kontrol merkezi bu şartlarda helikopterlerin kalkışına izin vermemesi gerekirdi. Kontrol merkezi 'Bu hava şartında görerek uçamazsın şu andaki meteorolojik durum senin görerek uçuş yapamazsın' diyerek helikopteri kaldırmaması gerekirdi. Böyle bir ihtimalin olduğunu düşünüyorum. Uçamayacağı bir hava şartında kalkıp bulut altında kalmaya teşebbüs edip kalamadığını, belki de geriye dönemediğini, mecbur kaldığı için buluta girdiğini düşünüyorum. Bulut içerisinde de önünü göremediği için tepeye çarptığı kanaatindeyim.'