Osman Atalay*
2009 Yerel Seçimleri?nin sonuçları bir kez daha şunu gösterdi ki, Türkiye?de seçmenin oyu asla garanti değil. Seçmen, anketçileri de, liderlerini de, medyayı da yanıltıyor. Seçmeni kızdırmaya, azarlamaya, aşağılamaya ve seçmenin inançları değerleri ile oynamaya gelmiyor. Türkiye bu seçim sonuçları ile yeni bir sürece girdiğini de açıkça ilan etmiş oldu.
Ekonomik kriz insanların iş yerleri ve evlerine yeni yeni uğramaya başladı. Belediyelerde yaşanan yolsuzluklar ve yoksulluğun her geçen Gün hissedilmeye başlanması. AKP?nin medyada gözle görülür ağırlığı ters etki ve antipati oluşturdu. Hangi kanalı açsanız AKP sempatizanlığı ve ülkenin güllük gülistan bir fotoğrafını görüyorsunuz. Aynı durum yazılı medyada da devam etti.
Ezici bir üstünlük gösterisi gerek seçim meydanlarında gerek reklam ve tanıtım harcamalarında çok abartılı ve ölçüsüz kullanımı sempatiyi antipatiye dönüştürdü. Seçim ortamlarında azarlanan vatandaşların fotoğrafları, özellikle iktidar partisi vekil ve belediye başkan adaylarının tavırları üstü örtülü bir kibre varan noktalara geldi. Agresif bir seçim üslubu AKP?den ciddi kopuşları beraberinde getirdi. Bu seçimlerde taraflar hiç kuşkusuz iktidar partisinin maddi ve fiziki imkân olarak çok gerisinde yarıştılar.
Fakat AKP kurmaylarının hesap etmediği bir kayıpla yeni bir sayfa açıldı. 2009 Yerel Seçimlerin sonucunda ortaya çıkan tablo, bundan sonraki süreç de DTP ve güneydoğu seçmeni sorunun yoksulluk değil siyasi olduğunu, kendisini temsil etme hakkını da DTP ye verdiğini görüyoruz. Olaya etnik ve ideolojik baktığının kesin fotoğrafını ortaya koydular.
MHP?nin, AKP?ye gönderdiği oyların bir bölümünü aldığını ve moral motivasyonunu güçlendirdiğini gördük. CHP ise ilk kez Türkiye?de farklı bir strateji izledi ve bununda karşılığını gördü. Din ve dindarlarla slogan üzerinden kavga etmek yerine, yolsuzluklar ile dikkat çekti ve İstanbul?da ayrıca İzmir?de oylarını arttırarak umut vaat etti. AKP Davos?un avantajını ancak bu kadar kullanabildi.
Asıl seçimin en önemli belki de konuşulması gereken tek partisi bence Saadet Partisi?nin işaret fişeği idi. Oylarını ikiye katlayan saadet partisi, aslında tabanına moral verirken, bundan sonra ve genel seçimlerde ben varım, Saadet?in farkına varın mesajını teyit etti. % 5.5 ile SP yeni döneme iddialı girmiş oldu. Tabii yeni dönem çok partili bir meclisin haberini vermiş oldu. Eldeki veriler ekonomik krizin kısa sürede çözülemeyeceğini gösteriyor, AKP?nin kendini toparlaması aslında hiç de kolay görülmüyor.
AKP?nin sempati ibresi, antipatiye dönüşmeye başladı. Tolerans ve hoşgörü oyları tekrar evlerine dönecek gibi görülüyor. Yeni dönemde, Saadet Partisi?nin AKP?de bulunan potansiyel oylarını almaması için hiçbir neden yok. Bu seçimlerde Sadet Partisi?nin maddi imkansızlıklar ile boğuştuğunu da unutmamak gerekiyor.
Gazete ve televizyonlarda maalesef çok fazla yer edinemedi. Numan Bey kendisini çok fazla Türkiye kamuoyuna anlatma platformlarına sahip olamadı. İktidar partisinin imkânları karşısında aynı dili konuştuğu ve aynı tabana hitap ettiğini de hesaba katarsak, aslında iyi ve güzel bir başarı elde etmiş oldu.
Anket firmalarının manipülasyonları ve ilçelerde aynı geçmişi paylaştığı seçmene hitap etmesi gibi bir büyük engeli vardı. Rahat eleştiri yapamama sıkıntısı vardı.
Rakipleri ile kıyaslandığında Saadet Partisi ve Numan Bey, yerel seçimlerdeki performansına ara vermeden kendini ve projelerini, partisinin Türkiye?deki pozisyonunu anlatmaya devam etmeli. Saadet Partisi bu yerel seçimlerde işaret fişeğini gerçekten atmıştır. Bundan sonraki süreç Türkiye?nin çok partili bir sürece tekrar döneceğinin işaretini vermiştir.
*Gazeteci-Yazar
Saadet Partisi ve yeni dönem?
Saadet Partisi ve Numan Bey, yerel seçimlerdeki performansına ara vermeden kendini ve projelerini, anlatmaya devam etmeli.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-31 13:04:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara