Ekranların en fazla izlenen programı Stadyum?un yorumcularından Ömer Üründül, pek çok şirkete ortak olan zengin bir işadamı... Üründül basketbol yorumladığı için de eleştirenlere ?Meyve veren ağaç taşlanır. Tenisi de iyi biliyorum, tenis maçı bile yorumlarım? diye konuşuyor
İNCİ DÖNDAŞ / STAR
O bir işadamı, o kendi cebinden bilet alarak maçı giden bir futbolsever... Ekranların en çok izlenen programı Stadyum?da futbol maçlarını yorumlayan Ömer Üründül, yaptığı teknik analizler ve futbol literatürüne kazandırdığı ?kolektif futbol?, ?gömülü savunma? ve ?bloklar arası bağlantı? gibi sözleriyle büyük ilgi çekiyor. ?Ben uzun konuşma meraklısı değilim, az ve öz konuşurum, teşhisi koyarım? diyen Üründül, futbolu hobisi olarak tanımlıyor. Sinemaseverlere nasıl ?sinefil? deniliyorsa futbol hastası olan Üründül?e ?futbolfil? denilebilir. Peki onun futbol sevgisi nasıl başladı, yorumculuğa nasıl adım attı, adı ?milli yorumcu?ya nasıl çıktı? İşte yanıtları.
OĞLUM BENİM BİR KOPYAM
Aslında siz bir işadamısınız.
Üniversitede işletme okudum. Evlendim ve iş hayatına atıldım. Babam Sedat Üründül, Atatürk Barajı?nı yapan Ata İnşaat?ın yönetim kurulu başkanı. Burger King?i Türkiye?ye getiren TAT Gıda?nın yüzde 30 hissedarıyım. Babamın yüzde 30 hissedar olduğu Ytong?un da yönetim kurulu üyesiyim. Yoğun bir iş hayatım var, futbol ise tek hobim. Yorumculuktan para almıyorum. Bağımsız olmaya mecburum, çünkü bir iş hayatım var.
Bir yıl içinde yurtdışına giderek kaç maç izliyorsunuz?
Hiç saymadım ama Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası olduğu zaman yaklaşık 40 maç izliyorum. Şampiyonlar Ligi maçlarına gidiyorum. Eskiden Avrupa?daki lig maçlarına da giderdim ama şimdi TRT?deki programdan dolayı gidemiyorum.
Futbol sevginiz nasıl başladı?
Bu, küçük yaşta edindiğim bir hobi. Babamdan bana geçen bir şey. Babam beni ilk maça götürdüğünde dört yaşındaydım, Fenerbahçe-Kasımpaşa maçıydı. Benim iki erkek, bir kız üç çocuğum var. Küçük oğlum benim kopyam, futbolu çok seviyor. Futbol satranç gibi. Ben de futbolla muhakeme yapıp beynimi çalıştırıyorum.
YAZIMI JETONLA YAZDIRDIM
Hiç futbol oynadınız mı?
Çocukken oynadım ama o kadar. Şimdi tenis oynuyorum.
Nasıl yorumcu oldunuz?
Merakımdan dolayı dışarıdaki maçlara sürekli gidiyordum. Gittiğim yerlerde basın mensuplarıyla otellerde tanışıklığımız oluyordu. 1986?da seyirci olarak Meksika?daki Dünya Kupası?na gittim. Orada Tercüman gazetesinin spor müdürü Necip Kapanlı ile tanıştım. Bir gün bana ?Sen bu işi çok seviyorsun, gel bizde yazı yaz? dedi. Parasız yazmaya başladım. İlk yazımı Sakarya-Sarıyer maçı sonrası yazdım. O zaman cep telefonu yoktu, 10 tane telefon jetonu alarak maçı yazdırmıştım. 1996?daki Avrupa Şampiyonası?nda ilk kez milli maç yorumu yaptım.
O kadar çok milli maç yorumladınız ki size ?milli yorumcu? diyorlar...
Şansım da tuttu, Türklerin çok başarılı olduğu maçlarda yorum yaptım. 2000 Avrupa Şampiyonası?ndaki çeyrek final, 2002 Dünya Kupası?ndaki tüm maçlar ve 2008 Avrupa Şampiyonasındaki Türkiye maçlarını ben yorumladım.
Hiç antrenör olmayı düşündünüz mü?
Düşünmedim, çünkü benim bir işim var, o zaman işi bırakıp oraya odaklanmam gerekir. Ama 1978?de İstanbulspor?da yöneticilik yaptım. Antrenör ayrılınca, takımla birlikte iki maça çıktım. İki maç da berabere sona ermişti.
Oturduğum yerden gazel okumuyorum
Fenerbahçelisiniz ama Fenerbahçeliler size çok kızıyor.
Yaptığım bütün eleştirilerde haklı çıkıyorum o yüzden kızıyorlar. Zico, Semih?i oynatmıyor diye eleştirdim, Semih oynadığı yarı maçlarla gol kralı oldu. Şimdi tribünler Semih diye bağırıyor.
Derwall?in bir sözü var: ?Taraftarın takımı asla kazanamaz, çünkü hiç sahaya çıkmaz? diye. Boşuna mı kürek çekiyorsunuz?
Derwall, teknik direktör olarak bunu söylemiş olabilir. Ben sadece bir takımın analizini yapmıyorum ki. Dünyada oynanan pek çok maçı yorumluyorum.
Takımların yönetimleri sizin yorumlarınızdan etkileniyor mu?
Valla bilmiyorum ama ben yönetici olsam inandığım yorumcunun söylediklerini göz önüne alırım.
Ekranlarda bek çok yorumcu var; kimi eski antrenör, kimi eski futbolcu, kimi ise eski hakem. Futbol oynamadan da yorum yapılabilir mi?
En basiti ben... Çok iyi bir futbolcudan çok iyi bir teknik direktör olması mümkün değil. Çocukluğumdan beri her türlü yabancı spor dergisini takip ederim, maçlara gidiyorum, takımların idmanlarını bile izledim. Oturduğum yerden gazel okumuyorum, her şeyi takip ettiğim için konuşma hakkını kendimde rahatça buluyorum.
Geçen yıl olimpiyatlarda basketbol maçı yorumlamıştınız. Her şeyi bilir misiniz?
Bildiğim konuları bilirim. Basketbol, voleybol ve tenisten de çok iyi anlarım. Bildiğim şeyi yorumlayabilirim.
Hakan Şükür futbol oynasa Galatasaray şu an liderdi
Sergen Yalçın, Sinan Engin, Hakan Ünsal, Hakan Şükür, Rıdvan Dilmen yorum yapıyor. Hangisini beğeniyorsunuz?
Hakan Şükür?ü futbolcuyken çok takdir ediyordum, 12 yıl Türkiye?nin lokomotifi olan bir futbolcu. Yorumculuğa yeni başladı; futboldan anlıyor, konuşma üslubu düzgün ve çok başarılı olacak. Maç anında yorum yapanlardan Rıdvan?ı beğeniyorum, bilinçli yapıyor.
Hakan Şükür şu an futbol oynasaydı?
Galatasaray ligin lideri olurdu. Çünkü Galatasaray dar alan presinde oynayan bir takım ama sırtı dönük, kafayla rakibi bozacak bir santrforu yok. Baros, Nonda ve Ümit Karan bu yapıda oyuncular değil. Oyun tek kaleye döndüğünde yüksek ortaların hepsi duvar gibi dönüyor, bu da takımın dar alanda oynamasını engelliyor.
En beğendiği Türk futbolcu: Arda Turan.
En beğendiği Türk teknik direktör: Bülent Uygun.
En beğendiği yabancı futbolcu: Messi.
En beğendiği yabancı teknik direktör: Alex Ferguson.
Bu yıl kim şampiyon olur?: Bugünkü tabloda Beşiktaş.
Ligde hayal kırıklığı yaratanlar: Teknik adam Aragones. Bu sene bir tek golü olmayan Ümit Karan.
Mehmet Demirkol, Erdoğan Arıkan ve Hakan Şükür... Hangisi?: Erdoğan Arıkan.
Gün gelir Türkiye?den Liverpool veya Chelsea çıkar mı?: Çıkmaz, zor. Onların oturmuş düzenleri var.
Unutamadığı maçlar: Galatasaray?ın oynadığı UEFA finali, 2002 Dünya Kupası?nda Senegal ile oynadığımız maç ve 2008 Avrupa Şampiyonası-ndaki Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan maçları...
En iyi hakemler: Yunus Yıldırım, Bünyamin Gezer, Bülent Yıldırım.
Doğrucu Davut olduğum için beni tercih ediyorlar
Size ?futbol profesörü? diyenler de var...
Var. Sokağa çıktığımda herkes bir şey söylüyor, bana ?Hocam? diye hitap ediyorlar. Bunlar hoşuma gidiyor. Bazen yanımdan iki delikanlı geçiyor, biri diğerine bağırıyor: ?Kimdi ulan bu herif!? Geçenlerde Bebek?te eşimle yürürken, yanımızdan geçen otomobilin içinden biri kafasını dışarı çıkarıp ?Ömer Abi, senden başka büyük yok? diye bağırdı.
Para almadığınız için maçlarda yorumcu olarak tercih edildiğinize ilişkin laflara ne diyorsunuz?
Hiç üstünde durmuyorum. Milli maçlarda yorum yapmaya herkes balıklama atlar, kim para ister? Meyve veren ağaç taşlanır misali, bunlar beni hiç bağlamıyor.
Peki sizi neden tercih ediyorlar?
Yorumculuğun ince noktalarını da bilirim. Çok fazla konuşmam, insanları rahatsız etmem, doğru teşhislerde bulunurum, abartı yorumlar da yapmam. Ne görürsem söylerim, doğrucu Davut?um.
Para almadan maç yorumluyor
Para almadan maç yorumluyor, futbolu hobi olarak görüyor, Avrupa?daki lig maçlarını bile stattan izliyor, Rıdvan Dilmen?i çok beğeniyor, tenis maçı bile yorumlarım? diyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-29 02:20:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara