''Avrasya Bölgesinin Türkiye Ekonomisi İçin Önemi'' konulu konferansta konuşan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı, 'İstikbal göklerdedir' dendiği gibi Türkiye'nin istikbali (Avrasya) bu coğrafyadır' dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Avrasya İş Konseyleri tarafından düzenlenen ''Avrasya Bölgesinin Türkiye Ekonomisi İçin Önemi'' konulu konferansta konuşan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı, geçen yıl Türkiye ile Rusya arasında 33 milyar dolarlık ticari bir hacmin gerçekleştiğini, iktisadi kriz dönemlerinde bile bu ticari hacmin yükseldiğini bildirdi.
Ortaylı, Rusya ile Türkiye'nin ve öbür tarafta Kafkasya üzerinden Orta Asya'nın, tarihte olmadığı kadar yakın ve yoğun ticari bir ilişkinin içine girdiklerini söyledi.
Avrasya ile Türkiye'nin turist mübadelesinin 3 milyon kişiye yaklaştığını kaydeden Prof. Dr. Ortaylı, gelen turistlerin Batı Avrupa ve Amerika'dan gelen turistlere benzemediğini, çünkü Avrasya'dan gelenlerin uzun bir dönem kaldıklarını ve bunun getirdiği farklı sonuçların oluştuğunu anlattı.
Ortaylı, bu dünya ile olan ilişkilerde bazı şeylerin göz önüne alınması gerektiğini vurgulayarak, ''Mesela Avrupa Birliği bize 'İran'a vize zorunluluğu getir' dese, buna karşı duruşumuzu göstermemiz gerekir. Niye? Çünkü 2 milyon insan İran'dan Türkiye'ye geliyor ve aynı zamanda ticari faaliyetlerde bulunuyor'' diye konuştu.
Avrasya ülkeleri ile yapılan yatırımların ve ticari faaliyetlerin artmasıyla Türkiye'ye yeni alanlar açacağını, bunun başında da eğitimin geldiğini ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, bu ülkeler arasındaki kültürel ve eğitim faaliyetlerinin tam manasıyla kurumsallaşmadığını söyledi.
Eğitim ve kültürel faaliyetlerinin yavaş olmasının, ticari faaliyetlerin artmasına da engel olacağına işaret eden Ortaylı, siyasi yakınlaşma ve ittifakların, dış politikada ortak hareket etmekle, bugün için belki ''hayalperest'' sayılacak bir yaklaşım beklemediklerinin altını çizerek, ''Türk siyasi çevrelerinin, Avrasya siyasi çevrelerinin, ekonomi çevresindeki iş adamları ve akademik grupların bir an evvel harekete geçip aktif bir rol oynamaları gerekir'' diye konuştu.
Prof. Dr. İlber Ortaylı, bu dünya ile yakınlaşma için AB ve Amerika ile çatışma veya ''soğuma'' gibi siyasi süreçlere ve usullere ihtiyaç olmadığını vurguladı. AB ve Amerika ile olan yakın ittifaklar yüzünden bu dünya ile olan ilişkilerden vazgeçilmemesi gerektiğini dile getiren Ortaylı, ''Bu dünya ile olan ilişkilerimize birinci derecede önem vermeliyiz. Çünkü 'İstikbal Göklerdedir' dendiği gibi, Türkiye'nin istikbali bu coğrafyadadır'' dedi.
Rusya'dan krize karşı program
Rusya Federasyonu parlamentosu alt kanadı Duma milletvekili Sergey Markov ise küresel krizin hem dünya hem de Rusya'da büyük problemler yarattığını söyledi.
Rusya'da krize karşı bir program hazırlandığını, görüşmelerin sürdüğünü anlatan Markov, bu görüşmelerin 2 Nisan 2009'da biteceğini ve açıklanacağını ifade etti. Bu programın yedi ana maddeden oluştuğuna değinen Markov, bu maddeleri şöyle sıraladı:
''Rusya Hükümeti sosyal sorumluluktan vazgeçmeyecek, emeklilik maaşı enflasyon oranından daha fazla artacak, sanayi ve teknoloji potansiyeli için korumalar artırılacak, iç arz desteklenecek, modernizasyon programı oluşturulacak, iş çevrelerinde bürokrasi yükü hafifletilecektir. Hükümet finansal çevreleri koruyacak. Bizdeki bankacılık batmadı. Enflasyon önlemi alınacak, ek para basılmayacak ve ruble bölgesel bir döviz olarak rol oynayacak ve ekonomik işbirlikleri artırılacaktır.''
Avrasya bölgesinde sosyal, kültürel ve iktisadi endüstrilerin kurulması gerektiğini belirten Markov, ''Ortak enerji antlaşmaları yapmamız gerekiyor. Böylece enerji fiyatlarındaki ani düşüş ve yükselişleri durdurabiliriz'' dedi.
İşbirliğini geliştirmek için pazarların açılması gerektiğini, serbest bölgelerinin oluşturulması gerektiğini kaydeden Markov, Avrasya para birimi oluşturabileceklerini, eğitim ve bilimde işbirliğinin oluşturulmasının fayda sağlayacağını ifade etti.
Markov, işbirliğini ve karşılıklı anlaşmaları engelleyen tek şeyin önyargılar olduğunu dile getirdi.
'Ukrayna ve Gürcistan ulusal çıkarlarına göre hareket etmiyor'
Ukrayna ve Gürcistan'ın ulusal çıkarlarına göre değil dışarıdan etki üzerine hareket ettiğini savunan Markov, kendilerine ve bölgedekilere Avrupa Birliği'nin gerekmediğini, birlik olunarak ondan sonra AB'nin masasına oturulmasının önemli olduğunu söyledi.
Rus-Türk Araştırmaları Merkezi (RUTAM) Başkanı Hakan Aksay da krizden en çok etkilenen ülkelerden birisinin Rusya olduğunu kaydetti.
Rusya'da krizden en çok yara alan sektörlerin bankacılık ve inşaat olduğunu, rublenin yüzde 35 değer kaybettiğini, yaklaşık 3,5 milyon kişinin işsiz olduğunu, ancak Rusya'nın batmadığını belirten Aksay, bu kriz döneminde yeni fırsatların ve işbirliklerin ortaya çıkabileceğini ifade etti.