Mustafa Balbay'ın günlüklerinde Ahmet Necdet Sezer'in, Org. Hilmi Özkök hakkındaki ağır ve suçlayıcı ifadeleri ortaya çıktı. Buna rağmen Org. Özkök, kendisine sorulan Sezer sorularına devlet adamlığının gerektirdiği biçimde saygılı cevaplar verdi.
Özkök: Darbeler devri kapandı
Emekli Orgeneral, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Milliyet?ten Fikret Bila?ya 'Savcılık davet ederse gider konuşurum' deyince herkes heyecanlandı.
Özkök, savcıya ne anlatacak? Görev süresi boyunca birlikte çalıştığı eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer?le ilişkisini nasıl tarif ediyor? Askeri darbeler hakkında ne düşünüyor?
İşte bu soruları Orgeneral Özkök?e yönelttim ve biri hariç yanıt aldım. Özkök?ün bir de ricası oldu, 'Lütfen ikinci ve üçüncü sorunuza verdiğim yanıtları, ilk sorunuz çerçevesinde yorumlamayın, karıştırmayın' dedi.
Bence haklı ve gerekçesini okuyunca anlayacaksınız.
* * *
- Savcılık iddianamesinde yer aldığı bildirilen, Ayışığı ve/veya Sarıkız gibi isimlerle anılan yasadışı örgütlenme veya niyetlerden haberdar oldunuz mu, yanıtınız evet ise ne zaman?
- Yorum yok.
- Sizi yeterince sert bulmayan bazı komutanlar, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer?i çok överler. Görev sürenizde Sezer ile ilişkilerinizi nasıl tarif edersiniz?
- Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer ile ilişkilerimizi saygın, karşılıklı anlayış içerisinde, olması gereken kalitede, devlet idaresine katkıda bulunacak yapıda olarak sıfatlandırıyorum. Kendisinin Cumhurbaşkanlığı makamındaki varlığı, zorlu dönemin sıkıntılarını atlatmakta bana en büyük destek ve güvence olmuştur. İstikrarlı fikir ve davranış tarzının bahşettiği tahmin edilebilirliği, laik ve demokratik Cumhuriyet?in beka ve gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Kendileriyle devlet yönetimine ilişkin paylaştığımız birçok hassasiyetlerimiz mevcuttu. Farklı olarak düşündüğümüz konular da olmuştur. Ben farklı olarak algılanabilecek görüşlerimi dahi, en azından dinleneceği bilinciyle kendilerine arz ederdim. Görüşlerimizi birbirimize dayatarak kabul ettirmek gibi bir davranış sergilemedik. Esasen bu devlet yapısındaki konumlarımızın dikte ettirdiği bir davranış biçimidir. Tabii bunlar benim kişisel değerlendirmelerimdir. Katılıp katılmamak kendilerinin takdiridir.
* * *
- Kamuoyunda bilinen ve teslim edilen demokrat kimliğinize dayanarak soruyorum, Türk Silahlı Kuvvetleri?nin darbe geleneği sizce sona erdi mi, ermeli mi?
- Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin ulaştığı entelektüel seviye, haberleşme teknolojisindeki evrim, demokraside ulaşılmış olan aşama, politik, ekonomik ve diğer milli güç unsurlarındaki gelişmeler, TC?nin gittikçe artan uluslararası kurum ve kuruluşlara katılımı, sivil toplum kuruluşları ve diğer sivil güç unsurlarındaki artış ve gelişim, önceki olaylardan alınan dersleri oluşturma tekniklerindeki gelişmeler, darbeler devrini kapatmıştır. Yakın gelecekte Türkiye, her işin, onu yapması gerekenlerce yapılacağı bir ülke olacaktır. Bence halk rüştünü ispatlamıştır. Halk; hak ve hukukunu sadece vekiller eliyle arama alışkanlığından yavaş yavaş sıyrılarak doğrudan ve itidalli bir şekilde arama seçeneklerini de kullanmaya başlamıştır. Onu anlaması gerekenler de yavaş yavaş ezberlerini bozarak onu anlamaya, iktidarın kaynağının sadece oy olmadığına akıl erdirmeye başlamışlardır. 'Yeni tür politikacı' örnekleri boy göstermeye başlamıştır. Bu ümit verici bir durumdur.
* * *
Evet, Orgeneral Özkök, darbe planlarını duydum da demiyor, duymadım da... Ahmet Necdet Sezer ile her konuda anlaşamadığını ve fakat saygılı bir ilişki kurduğunu hatırlatıyor. Demokraside yeni trendin darbeler değil sivil toplum olduğunun da farkında. Dolayısıyla boşuna 'demokrat paşa' olarak anılmıyor, hak ediyor.
Enis Berberoğlu/Hürriyet