Yalçın Küçük'ten Balbay açıklaması

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Gazeteci Mustafa Balbay'ın bilgisayarından çıktığı iddia elden günlükler tartışılmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Yalçın Küçük, bu günlüklerin satır aralarını Odatv.com için analiz etti ve çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İşte Yalçın Küçük'ten Balbay tartışmalarına farklı bir bakış açısı:

İNGİLİZCESİ DE GAK - GUK İNGİLİZCESİ

?Burada Yaşar Büyükanıt Paşa'nın bir sözü var onu hatırlatmak istiyorum. ?Abdullah Gül Erdoğan'dan daha tehlikeli. Öyle güler yüzlü durduğuna bakmayın. İngilizcesi de gak-guk İngilizcesi.? Anlaşılan Paşa'nın yanında Amerika eski dışişleri bakanı Powell'la telefonda konuşuyor. ?Ne dediği belli değil.?

HAFİFE ALINACAK BİR NOKTA DEĞİL

Bunlar çok ağır ifadeler. Benim yer yer söylediğim ve ?çok üzücü- benden başka kimsenin söylemediği bir husus. Balbay günlükleri adı verilen bu doküman, belge ve ne derseniz deyin, buna Türkiye'nin büyük gazetecileri Mustafa Balbay arkadaşımızın yaptıklarının gazetecilikte yeni olup olmadığı açısından bakıyorlar. Bu yayınların AKP'ye bir yararı olduğunu hiç zannetmiyorum. Çok büyük bir zararı olduğunu da düşünüyorum. Çünkü bu belgeler okunduğu zaman hem Tayyip Erdoğan'ın hem de AKP'nin kapatma davasında Anayasa Mahkemesi'nin kararından daha şiddetli olarak mahkûm edildiğini görüyoruz. Bu öyle hafife alınacak bir nokta değil.

BALBAY DEĞİL BÜYÜKANIT SÖYLÜYOR

Yine önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Paşa hazretleri ?Başbakanlıkta Kürtçü, şeriatçı bir yapı oluşuyor, çok endişe ediyoruz? diyor. Bunlar büyük mahkûmiyettir. Bunları söyleyen Mustafa Balbay değil. Yüksek komutanlar bunları söylüyor. Bazı Genelkurmay başkanlarının ötesinde yüksek komutanların neredeyse tamamı AKP'yi kabul etmemiş görünüyorlar. Bu çok vahim bir durumdur. Bunu niye yayınladılar bilmiyorum.

BAŞBAKAN BİR KÜRTÇÜ ŞERİATÇI YAPI OLUŞTURUYOR

Şu anda da görüyoruz ki Mustafa Balbay arkadaşımız çok çeşitli mülakatlar yapmış. Yüksek komutanlarla, tek başına veya başka gazetecilerle birlikte çok sohbetler yapmış. Öyle anlaşılıyor ki bu sohbetleri de ileride bir kitap olarak yayınlamak üzere muhafaza etmiş. Burada söyleyeceğim iki nokta var. Biri şudur; bunları okuduğumuz zaman bunlardan dolayı Mustafa Balbay arkadaşımıza herhangi bir cezai sorumluluk gelmez. Arkadaşımız yanlış yapmış da demiyorum. Hatta şu aşamada bunları okuduktan sonra, istemeyerek de olsa bunlar yayınlandığı için çok büyük bir hizmet yapmış olduğunu düşünüyorum. Bu hizmetin de AKP'ye ve Tayyip Erdoğan'a büyük bir darp olduğu kanısındayım. Gazeteciliğe uyar mı uymaz mı? Bir insan yüksek bir komutanla konuştuğu zaman, yüksek komutanlar da ?Çok endişe ediyoruz. Başbakanlıkta bir Kürtçü şeriatçı yapı oluşuyor ? diyorlarsa, ?bu medyayla nasıl müdahale ederiz?? diye acı acı yanıyorlarsa gazeteci de ?Ne yapılır?? diye sorar. Gazeteci de nihayetinde bir insandır.

BEKLE BAK ÇIKACAK

Utanıyorum bugün gazete ve fıkra yazarlarından. Bu kadar vahim, bu kadar önemli, bu kadar ciddi boyutları olan bir dokümanda, sanki memleketin tek sorunu, ?Balbay gazetecilik usulünü göz ardı etti mi etmedi mi?? sorusuymuş gibi davranıyorlar. Balbay arkadaşımızı ben de okudum. Bunları not almış. Öyle anlaşılıyor ki polisin, idarenin ve savcıların elinde bu bilgiler vardı. Bunu nerden çıkarıyorsun derseniz, Özbek'in tutuklanmasında da bu bilgilerin kullanılmış olduğunu düşünüyorum. 10?15 gün önce, Tayyip Erdoğan Deniz Baykal'a ?Bekle bak çıkacak? dedi. Şimdi anlıyoruz ki bu çözüm 15 gün öncesinde ve daha öncesinde Tayyip Bey'in elinde bu çözüm olduğu için, nereye giderse gitsin aşırı ölçüde kendisini ?koruma?lara teslim ediyordu. ?Koruma? dediğim zaman başka türlü bir korumadan bahsediyorum. Tıpkı polisiye filmlerdeki gibi farklı plakalı otomobillerle yolculuk yapıyor ve etrafında hep etten duvarlar oluyor.?