Ersever'in kitabına göre, Bir MİT ajanının kızı olan Apo'nun eski karısı Kesire, Gaziantep'te bir milyonerin evinde kaldı ve Tümen Komutanı'nın metresine burada rapor ferdi. Kesire'yle ilgili belgeler tam açığa çıkacağı gün sırra kadem bastı
Cem Ersever'in yayınlanmamış kitabı 'Şam'daki Kemancı'nın önemli bölümlerinden biri de PKK'nın kurucularından Türk asıllı Baki Karer'in örgüte ilişkin yaptığı özeleştiriyi aynen yayınlamış olması. Uzunca bir lıntıya geçmeden evvel, Ersever yine kendi kaleminden Türkiye'ye de eleştiriler getirdiği bölümde şunları yazıyor:
'1991 yılı PKK içerisinde saflaşmalar ve özellikle Apo'ya karşı ayrışma ve bölünmelerin başladığı bir yıldır. Her ne kadar bu önemli gelişmeler Apo tarafından farklı biçimlerde lanse ediliyor, PKK içi durumlar kişiselleştiriliyor ve Türkiye'de terörle mücadele edenler bu ayrışmalardan istifade edemiyorlarsa da, özü itibariyle PKK'nın 1991 yılında yaşadığı kriz, parti içi çizgilerin politik çatışması ve bunun sonucunda giderek bölünme ve kopmaların zirveye çıkışıdır. PKK-VEJİN deklarasyonu PKK içersindeki Apo'ya karşı somut muhalefetin en canlı belgesidir. Ancak sadece bu kadar mı? Elbette değil, bu muhalefet ve 'İpini Koparmış Adam'a karşı tepkiler sadece VEJİN'den değildir. Biz Türkiye'de terörle mücadele edenlerin can alıcı bazı noktaları gözden kaçırdıklarına inanıyoruz ve bu eksikliğin amatörlükten, plansız ve programsız bir çalışmadan kaynaklandığını da çok iyi biliyoruz.'
ÖRGÜT EVLİLİĞİ ONAYLAMADI
Ersever'in 'İpini Koparmış Adama Tepkiler' adını verdiği bölümse PKK'nın kara kutularından Baki Karer'in yazdığı bir özeleştiriden oluşuyor. Karer'in, Ersever'in kitabına koyduğu anlatımlarıysa bugüne kadar PKK'nın ilk kuruluş döneminden itibaren bilinmeyen pek çok ayrıntı taşıyor, özellikle de PKK'nın iç dünyasını, kongrelerini, deyim yerindeyse 'örgütün yatak odası'nı deşifre ediyor. Ersever'in yer verdiği Baki Karer'e ait anlatımlar 1 Aralık 1985 tarihini taşıyor.
Baki Karer özellikle Öcalan'ın eski karısı ve MİT ajanı olduğu iddia edilen Kesire Yıldırımla ilgili bilgiler veriyor. Ersever'in kitabında Kesire Yıldırım ile evliliğinin PKK kurucuları arasında nasıl karşılandığı ve önemli anekdotlar ise şöyle yer alıyor:
'Bu dönemde Ankara faaliyetlerinden sorumlu Abdullah Öcalan gruba kazandırdığı Kesire ile evlilikte karar kılarak kapatma usulü evlenir. Aslında bu kapatma işlemi karşılıklıdır. Adeta bir komedi-trajedi oynanır. Kesire'nin Abdullah'tan önce birlikte kaldığı kişi Abdullah'la yaptığı tartışmalardan sonra gruptan ayrılır. Olayın Ankara'daki sempatizanlar arasında yaygınlaşması üzerine Abdullah duruma kendi lehine müdahale ettirmek için grup merkezinden yardım ister.
Baki Karer Antep'te yaptığı bir toplantıda 'Bunlar ne halt karıştırıyorlar, ilginç bir durum, ben bu duruma müdahale etmeyeceğim, başkalarının da müdahale etmesinden yana değilim' diyerek tavır koyar ve bu diğerlerince de onaylanır. Bu tavır toplantıya katılanlar tarafında görevlendirilen Kemal Pir aracılığıyla Abdullah'a iletilir.
Aradan geçen birkaç ay sonra da grup merkezi evliliğin dondurulması ve Abdullah'ın da Kürdistan'a gelmesi doğrultusunda karar alır. Abdullah bu kararı onaylamamasına karşın uygulayacağını bildirir.'
TÜMEN KOMUTANININ METRESİNE RAPOR
PKK'nın tarihinde en karanlık noktalardan biri, Abdullah Öcalan'ın eski karısı ve babası da MİT elemanı olan Kesire Yıldırım. İşte PKK'daki konumuyla da ilgili ilk kez ortaya çıkan bilgiler, Kesire Yıldırım dosyasını bir başka noktaya taşıyacak ayrıntılar taşıyor.
Karer, PKK'nın kuruluşunda Kesire Yıldırım'a gösterilen büyük dirençten de söz ediyor. özellikle Öcalan'ın Kesire'ye PKK içinde bir görev verme ısrarı ve Kesire'nin PKK içindeki tepki doğuran faaliyetleri...
Bunlardan en dikkat çekici olanı Kesire'nin Gaziantep'te evinde kaldığı bir Antepli milyoner. Baki Karer H. Neyir olarak ismini açıkladığı zengin işadamının evini kullanan Kesire'nin, bir de bu evde sık sık bir araya geldiği bir isimden daha bahsediyor. O da Antep'te tümen komutanıyla metres hayatı yaşayan esrarengiz bir kadın... işte Kesire Yıldırım'la ilgili ilk kez ortaya çıkan şok bilgileri Baki Karer şöyle dile getiriyor:
MAZLUM DOĞAN TEPKİLİYDİ
'Önümüze çıkartılan yeni bir engelle uğraştırılmak zorunda bırakılırız: Kesire Öcalan sorunu. Birimlerin inşasına geçildiği dönemde Abdullah hariç hiçbir MK üyesi Kesire Öcalan'a görev verişini kabul etmedi. Buna rağmen Abdullah Urfa bölgesinde görev yaptığı dönemde Mazlum'a yardımcı olacağı bahanesiyle Kesire'yi yazı kurulunda görevlendirir.
Örgütlenme komitesi baştan buna itiraz etmişse de sonradan Mazlum'un denetiminde çalışmasını kabul etmiştir. Bu görevlendirmeden birkaç ay sonra Mazlum Doğan, MK'ye yazdığı bir raporda Kesire'nin ortalığı karıştırdığını ve kendilerini çalışmaz hale getirdiğini bildirerek müdahale edilmesini istedi.
Kesire, soruna çözüm getirmek için Mazlum'un yanına giden Cuma'ya kendisini dinlemeyeceğini, soruna ancak Abdullah'ın müdahale etmesi gerektiğini söyler. Cuma, Kesire'yi Mazlum'un yanından ayırarak başka bir yere yerleştirip hemen soruşturma açar. Bölgede ve yazı kurulunda sorumlu kadrolar da Kesire'nin şaibeli biri olduğunu söyler.
Kesire'nin yazı kurulundan habersiz Antep milyonerlerinden birinin (H. Neyir'in) kendisine kiraladığı bir apartman dairesinde kaldığı, Antep tümen komutanıyla metres hayatı yaşayan Antep eğitim enstitüsünden bir kadın öğretmenle yine bu evde belirli aralıklarla görüştüğü tespit edilir. Bu soruşturma ve takibin sürekli kılınması için bölge sekreterliğine örgütlenme komitesi tarafından talimat verilir. 1979 Haziran'ının başından itibaren bölgeden gelecek raporlar beklenir.'
Kesire Yıldırım PKK içinde hakkında sürekli olarak soruşturma yürütülen bir isimdir. Ersever'in kitabında Baki Karer, Kesire'nin 1979 yılının Ekim ayında toplanacak Merkez Kurulu'nda 'Kesire sorunu gündeme getirilecekti' diyor. Karer'e göre, ağustosa kadar oyalama türü görevlerle idare edilen Kesire hakkında yapılan sürekli soruşturmalardan ve bölge birimlerinden gelen raporlardan elde edilen bilgiler ve mektuplar Abdullah Öcalan'a iletilir. Karer, 'Sorunun 1979'un Ekim ayında toplanacak MK'da görüşüleceğinden de haberdar edilmişti.' diyor.
Cem Ersever'in kitabında yer alan bilgilere göre, PKK Merkez Kurulu 1979 yılının Ekim ayında toplanma kararı aldığında en önemli konu Kesire ile ilgili sorunun bir karara vardırılmasıydı. Toplantı için bir organizasyon yapılır. Şanlıurfa ile Gaziantep'ten dört Merkez Karar üyesinin ve görüşülecek tüm belgelerin toplantı yerine getirilmesi işi Abbas isimli örgüt üyesinin görevidir.
Terör örgütü özellikle belgelerin önceden bir kurye ile toplantı yerine getirilmesi ve hiçbir kişinin üzerinde belgeyle yola çıkmaması talimatı verir. Abbas isimli terörist, Merkez Kurulu üyeleri Cuma, Yıldırım Merkit, Mehmet Karasungur ve Mazlum Doğan'ı beraberinde toplantıya götürecektir.
Cuma ve Mehmet Karasungur'dan kendi olanaklarıyla gitmelerini isteyen Abbas, Mazlum Doğan ve Yıldırım Merkit'e tüm belgeleri verip bir taksiyle Şanlıurfa'dan çıkmalarını söyler.
Ancak Mazlum Doğan ve Yıldırım Merkit'in. ve tüm belgelerin bulunduğu taksi şehir dışında durdurulur ve dokümanlar ortaya çıkınca tutuklanırlar. PKK'nın toplantısı gerilimli bir havada yapılır. Toplantının en önemli gündem maddesi olan Kesire Öcalan sorunu belgeler gelmediği için tartışılamaz.
Çünkü PKK'lılar Kesire Öcalan'ın karanlık bağlantıları ve attığı tüm adımlara ilişkin ve de en önemlisi ajanlığına ilişkin artık kanıt sunacaklardır. Ama belgeler devletin eline geçmiş olur. Karer'in anlatımlarında geçen bilgi şöyle:
'Aslında Kesire konusunda alınacak karar Mazlum'un vereceği bilgilere ve raporlara bağlıydı. Ama Mazlum'la birlikte raporların da ele geçirilmesi kesin bir karara varmayı engelledi.'
ABDULLAH ÖCALAN?IN EV ARKADAŞLARI HARP AKADEMİSİ'NDEN
PKK'nın kuruluşundan 1985 yılına kadar olan dönemde yaşananlar terör örgütünün bugüne kadar bilinmeyen bir döneminin de tarihi. Bugün bile gerek PKK'lı, gerekse de PKK'dan kopmuş birçok etkili isim, o döneme dair bilinmeyenleri hep karanlık sorular eşliğinde gündeme getiriyorlar.
İşte Cem Ersever o dönemi biraz olsun aydınlatacak çok önemli bir belge daha koyuyor kitabına. PKK'nın beyin takımından Baki Karer'in anlattıkları PKK'nın 'karakutusu'nu açıyor. Terör örgütünün kurulduğu tarihlerde en önemli beş isminden biri olan Baki Karer'in anlatımlarına uzun uzun yer vererek, PKK'nın iç yüzünü ortaya koymaya çalıştığı anlaşılan A. Cem Ersever'in kitabındaki bu bölümde de bilinmeyen pek çok nokta ortaya çıkıyor.
PİLOT MİT AJANI
Kitapta yer alan PKK'nın kara kutusunun anlatımlarında Pilot Necati'yle ilgili örgüt içindeki tepkiler de birebir aktarılıyor. PKK'nın ilk kuruluş aşamasında olan ve Apo ile Ankara'da tanışan Pilot Necati'nin MİT ajanı olduğu iddiası bugün bile gizemini koruyor. İşte kitapta karakutu Baki Karer'in anlatımlarıyla, Öcalan'ın Pilot Necati'nin MİT ajanlığını nasıl reddettiğinin öyküsü şöyle:
'Abdullah Ankara'da gruba kazandığı Pilot (Necati) isminde biriyle Kürdistan'a gelerek bir süre gezdikten sonra çalışma yapacağı yeri tespit edeceğini söyler. Ağrı'ya geldiğinde Pilot'u çok eskiden tanıyanlar teşhis ederler ve bu kişinin ajan olduğunu belirtirler. O zaman Pilot hakkında toplanan bilgiler tarafımdan Abdullah'a ve grubun diğer yöneticilerine iletilir. Abdullah bu kişinin ajan olduğunu kesinlikle reddeder ve Antep'e geldiğinde Urfa'da çalışacağını açıklar. Ama iki ay sonra birtakım bahaneler yaratarak tekrar Ankara'ya döner. Ankara'da Pilot'la birlikte tuttuğu bir evde kalmaya başlar. Bu gelişmelerden sonra 1977 Mayısı'nda Haki Karer vurulur. Abdullah Haki'nin vuruluşundan iki gün sonra Antep'e, grubun diğer ileri gelenlerinin bir kısmı cenazeye, bir kısmı da Ankara'ya gider.
Cenazenin kaldırılacağı yere ve Ankara'ya yığılmalar kendiliğinden olur. Abdullah bu arada Antep'te 'Kürdistan devriminin yolu' adlı bir broşürü ve ayrıca bir de programı kaleme alır ve hemen arkasından yayınlar. Bunların yazılışı ve yayınlanışından sonraki gelişmeler o kadar hızlı bir tempo seyretmiştir ki gelişmeleri sağlıklı bir kafayla değerlendirebilmenin koşulları hemen hemen ortadan kalkmıştır.
Cenazeden dönenlerin de Ankara'da birikmesiyle birlikte tam bir curcunalı dönem yaşandı. İçten yapılan ihbarlar sonucu önceleri Kemal Pir'le beraber birçok kadro yakalandı. Tüm yakalanmalarda Pilot'un rol oynadığı açığa çıkınca Abdullah (Antep'ten dönmüştü) Pilot'un ajan olduğunu kabul etti ve bu kez tüm dikkatler Pilot'un üzerine çevrildi. Ve adeta grubun tek uğraşı haline geldi. Bu ajanın daha fazla darbeler vurmaması için alınacak tedbirlere ilişkin tartışmalar yapılırken Hayri ve Mazlum'la birlikte ben de yakalandım.
Tutuklanmaların devam ettiği süreçte Abdullah güvenlik gerekçeleri ileri sürerek tanıştıklarını söylediği bir grup Harp Akademisi öğrencisiyle Türkiş bloklarında kalıyordu.'
(Habertürk)
Apo'nun eşinin ajanlık belgeleri nasıl kayboldu?
Cem Ersever, PKK'nın en önemli isimlerinden Baki Karer'in anlatımlarına dayanarak terör örgütünün iç yüzünü anlatıyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-18 14:19:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara