5. Dünya Su Forumu, İstanbul'da başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuk devlet ve hükümet başkanlarıyla birlikte Sütlüce Kültür ve Kongre Merkezi Haliç Salonu'na girdi...
Cumhurbaşkanı Gül, salona Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile birlikte geldi.Forumda ilk olarak, İstanbul'un tanıtım filmi gösterildi. Daha sonra da konuşmalara geçildi.
Forumun amacı
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 'Forumun temel maksadı suyun ticarileştirilmesi değil, bütün canların sağlıklı suya ulaşabilmesini temin etmektir' dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliği yaptığı foruma Japonya Veliaht Prensi Naruhito Kotaishi, Fas Başbakanı Abbas El Fassi, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, BM Genel Sekreter Yardımcısı Sha Zukang, Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş başta olmak üzere 11 ülkenin devlet başkanı, 150'den fazla ülkeden bakanlar, yerel yöneticiler, parlamenterler, bilim adamları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Tanıtım filminde dinler arası diyaloğa vurgu
Forum kapsamında hazırlanan tanıtım filmi izleyenlerden büyük alkış aldı. İstanbul'un tanıtıldığı filmde, dinler arası diyaloğa da vurgu yapıldı. 22 Mart tarihine kadar sürecek olan forumun açılış oturumunda konuşan Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, foruma 180'i aşkın ülkeden temsilcilerin katıldığını söyledi.
Fauchon, 'Suya erişim ve ulaşma yolu uzun. Dünya hızla gelişmekte. Su, bu değişikliklerden mağdur olmaktadır. Kalkınma için gerekli olan enerjiyi üretmek için her gün daha fazla suya ihtiyaç duymaktayız. Suya karşı işlenen saldırıların sorumluları, insan varlığının hayatta kalması için vazgeçilmez olan su kaynaklarının azalmalarının sorumluları hep biziz. Suyu sadece insanlar arasında dağıtmak yeterli kalmamaktadır. Suyu, doğa ve insanlar arasında paylaştırmak gerekir. Dünyanın gitgide artan susuzluğunu gidermek için biraz daha katkı sağlamak gerekecektir' dedi. Su arzını gereksizce artırmanın pahalıya mal olduğuna dikkat çeken Fauchon, 'Suya karşı davranışlarımız daha mantıksız ve tutarsız hale gelmektedir. Kolay su döneminin geçmişte kaldığını artık bilmeliyiz. Bütün ülkeler su konusunda üzerlerine düşeni yapmalı. Suyun iyileştirilmesi için gerekli olanları sağlayacak köprüyü aşalım. Su için gerekli olan enerjinin fiyat artışında erteleme düşünülebilir. Beklemeyelim, artık taahhüt altına girelim' diye konuştu. Fauchon, konuşmasını 'Yaşasın Türkiye' diyerek tamamladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, şehirlerin başta su olmak üzere doğal kaynaklarının hızla tükenmekte olduğunu belirterek, suyun adil paylaşımı ve iyi yönetiminin önemine vurgu yaptı. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise, 21. yüzyılda dünyanın su vizyonunun konuşulduğu adresin İstanbul olmasının anlamlı bir tercih olduğunu söyledi. İstanbul'un kıtaları, suyun da medeniyetleri bir araya getirdiğini belirten Eroğlu, 'Hayatın başlangıcı olan su, akıp geçtiği yerlerdeki medeniyetleri birbirine taşır. Biz suyu, istikrar ve kardeşlik için barış vesilesi olarak görüyoruz. Gelişmek ve kalkınmak susuz mümkün değildir. Su, medeniyetin hem kurucusu hem de taşıyıcısıdır' dedi. Bakan Eroğlu, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını belirterek, İstanbulluların asırlardır su sıkıntısı yaşadıklarını söyledi. İstanbul'un 1950 yıllarından itibaren büyük göç almaya başladığını ifade eden Eroğlu, 'Sonrasında su sıkıntısı had safhaya ulaşmıştır. Yapılan çalışmalarla 7 adet baraj inşa edilmiş, yüzlerce yeni tesis İstanbul halkının hizmetine sunulmuştur. İstanbul'a 1995 yılından itibaren AB ve Dünya Sağlık Teşkilatı kalite standartlarında su verilmektedir. Haliç, temizlenerek yeniden canlandırılmış ve bugünkü güzelliğine kavuşturulmuştur. GAP projesi toprağa ve insana hayat vermektedir. Forumun çölün sessiz dilinin sesi, Afrika kıtasının susuzluk derdinin çare olması için bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz. Forumun temel maksadı suyun ticarileştirilmesi değil, bütün canların sağlıklı suya ulaşabilmesini temin etmektir' şeklinde konuştu. Bakan Eroğlu'nun konuşmasının ardından Başbakanlık Su Ödülü Töreni gerçekleştirildi.
Forum programı
İstanbul, 16-23 Mart 2009 tarihlerinde bu yılın en önemli etkinliklerinden birine şahit olacak. Her geçen gün yok olma ve acil çözüm stratejilerine duyulan ihtiyaçtan yola çıkarılarak gerçekleştirilecek 'Dünya Su Formu'nda en az 23 konu, anılan tarihler arasında yapılacak 100 ayrı oturum halinde ele alınacak.
Değişik ülkede yüzlerce katılımcının iştirak edeceği Dünya Su Forumu'nun, en büyük amaçlarından birinin de, suyun politik gündemdeki önemini artırmak, somut önerileri formüle etmek ve bunların önemini dünya kamuoyunun dikkatine sunmak olduğu bildiriliyor.
Dünyanın en büyük su organizasyonu olarak tanımlanan ve Dünya Su Konseyi öncülüğünde gerçekleştirilen Dünya Su Forumuna katılımcı sayısı da giderek artıyor.
Yaklaşık 20 bin kişinin ağırlanacağı Dünya Su Forumuna, çok sayıda ülkenin Devlet Başkanları ile Su ve Çevre Bakanlarının da katılması bekleniyor.
Dünya Su Forumunda 'Su Ödülleri' verilecek. 'T.C. Başbakanlık Su Ödülü', 'Kral İkinci Hasan Büyük Dünya Su Ödülü', 'Kyoto Büyük Dünya Su Ödülü' olarak üç ayrı kategoride verilecek ödül öncesi değerlendirmelere ilişkin çalışmaların ise sürdürüldüğü bildirildi.
İstanbul su mutabakatı
Yerel idareleri su konusunda acil önlemler almaya ve belirli bazı kriterleri yerine getirmeyi taahhüt etmeye davet eden İstanbul Su Mutabakatı da 5. Dünya Su Forumunda imzaya açılacak.
Dünya Su Forumu, Dünya Su Konseyi tarafından her 3 yılda bir, ev sahibi ülkenin yetkilileri ile sıkı işbirliği yapılarak düzenleniyor.
Bu arada, Dünya Su Forumu nedeniyle, 4 bin polis görev yapacak. Bugün liderlerin geçeceği yollar, kısa süreyle trafiğe kapatılacak. Sabah ve öğle saatlerinde, bazı vapur ve deniz otobüsü seferlerinde de gecikmeler olacak.
'DÜNYA SU FORUMU'NA ELEŞTİRİLER DE VAR
İstanbul'un evsahipliğinde düzenlenen ve 'dünyanın en büyük su etkinliği' olarak nitelendirilen '5. Dünya Su Forumu', eleştiri ve tepkilere de neden oldu. The Guardian gazetesi, Forum'a katılma maliyet ile de ilgili yakınmaların oluduğunu belirtilirken, 'Türk vize kısıtlamaları ve 280 sterlin tutarındaki bir giriş ücreti, daha yoksul ülkelerin delegelerinin foruma katılması imkansız hale getirdi' denildi.
İngiliz The Guardian gazetesi, Türkiye muhabiri Robert Tait imzalı 'Aktivistler, dünya su forumda karışıklık yaratmaya ant içti' başlıklı haberinde siyasi liderler, uzmanlar ve aktivistlerin dünya su kıtlığını önlemeyi amaçlayan 'Dünya Su Forumu' toplantılarına katılacağını ancak Forum'u eleştirenlerin 'kar peşinde koşan ve özelleştirmeleri teşvik eden çok uluslu şirketler için bir cephe' olarak ilan ettiğine dikkat çekti.
Forum'un, 20 bin kadar delegenin katılımıyla dünyanın en ünlü su yollarından biri olan Boğaz manzaralı Haliç kenarında yapıldığına işaret edildiği haberde Dünya Su Konseyi Başkanı Ger Bergkamp'ın 'Dünyadaki su durumu iyi yönde gitmiyor' sözlerine de yer verdi.
Küresel ekonomik daralmanın toplantılarda görüşülecek konuların önemini daha da artırdığı belirtildiği haberde Forum'da uluslararası kredideki sıkışmanın kalkınmak olan ülkelerin su projelerine verdiği zarara vurgu yapılacağı kaydedildi.
The Guardian, Forum'u eleştirenlerin görüşlerine de yer verdiği haberinde Mavi Gezegen Projesi kurucusu Maude Barlow'un, 'Bir BM etkinliği gibi düzenlendi ancak değil. Esasen büyük su şirketlerinin organize ettiği büyük bir ticaret şovu. Sudan bir insan hakkı olarak söz edilmeyecek' sözlerini aktardı.
BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ 'ALTERNATİF FORUM'
Forum'u eleştirenlerin su sorununa kamu çözümlerinin teşvik edilmesi amacıyla Bilgi Üniversitesi'nde 'alternatif bir forum' düzenlediğine dikkat çeken gazete,' Konsey'in, Dünya Bankası'nın yardımı ile su maliyetini yükselten, gelişmekte olan dünyadaki kıtlığını daha da ağırlaştıran projelere öncülük yaptığı' eleştirilerine yer verdi. Gazete şöyle devam etti:
'Katılma maliyetlerine ilişkin yakınmalar var. Türk vize kısıtlamaları ve 280 sterlin tutarında bir giriş ücreti, daha yoksul ülkelerin delegelerinin foruma katılması imkansız hale getirdi.'
Gazete ayrıca, merkezi ABD'de bulunan Gıda ve Su İzleme Örgütü'nden Wenonah Hauter de 'Bu forum çok iyi yüzlü. Eğer düzenleyiciler ciddi olsa, delegeler, bedava girer ve ulaşılması çok zor olan bir kentte yapılmazdı' iddialarını da yansıttı.
Dev çadır kuruldu
Bugün başlayacak olan 5. Dünya Su Forumu'nun fuar bölümü için dev bir çadır kuruldu.
Almanya'nın taşınabilir yapılar konusundaki önde gelen firmalarından Röder, bugün başlayacak 5. Dünya Su Forumu kapsamında 205 metre boyunda 40 metre eninde bir çadır kurdu. Forum kapsamında düzenlenen fuara ev sahipliği yapacak çadır, 15 günde hazır hale getirildi.
Fuar alanında restoran ve yürüyüş mekanlarıyla birlikte toplam 9,000 metre karelik bir alanı kapsayan çadır, bugüne kadar Türkiye'de kurulan en büyük geçici yapı olma özelliğine sahip bulunuyor.
Röder Türkiye Pazarlama Müdürü Yaşar Polat, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, 'Türkiye'nin son yıllarda düzenlediği en önemli toplantılardan biri olan Dünya Su Forumu için rekor boyutta bir çadır üretmenin gururunu yaşıyoruz. Bu yapıyı, saatte 100 kilometre rüzgar hızına dayanacak şekilde tasarladık. Şiddetli depremlere dayanıklı ve alev almaz özelliğe sahip' dedi.
Türkiye'de bugüne kadar en büyük çadırın boyu 200 metre olmak üzere yine kendi firmalarının kurduğunu belirten Polat, 'Şimdi kendi rekorumuzu 205 metre ile geçiyoruz. Bu yapılar geçici olması nedeniyle Haliç'in ve İstanbul'un siluetine de zarar vermiyor, çevreyi kirletmiyorlar' diye konuştu.
Forum Sütlüce'de düzenleniyor
İstanbul'da 16-22 Mart 2009'da Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenleniyor. 5. Dünya Su Forumu'nun fuar bölümü için kurulan çadır, iki futbol sahası uzunluğunda ve yapının içine 54 adet F-16 savaş uçağı ya da 7 adet C-130 kargo uçağı sığabiliyor.
Taşıyıcı yapısı yaklaşık 100 ton alüminyumdan oluşan çadır için kullanılan örtü malzemesi alev almıyor, yosunlanma, mantarlanmaya karşı dayanıklı ve ultraviyole ışın geçirmiyor.
Yükseltilmiş zemin uygulaması özel olarak Almanya'dan getirilen ve metre kareye 350 kilogram yük taşıma yeteneğine sahip, 6 metre minimum yükseliğe ve yaklaşık 12 metre mahya yüksekliğine sahip çadır, ilk kez taşınabilir hava kanalları kullanılarak iklimlendirildi.
Teknik muhteşem!
Salonlarda profesyonel ses ışık görüntü ve sahne mekaniği sistemleri dünyanın sayılı markaları ile konuşlandırıldı. Salonlarda homojen ve birçok amaca hizmet edecek bir sistem kullanıldı. 36 bin w ses gücü bulunan sistemle birçok konser düzenlenebilecek. Işık sistemleri şov ışıkları ve tiyatro olarak salonlar da profesyonel amaçlara hizmet edebilir halde.
Görüntüleme ve canlı yayın sistemleri High Defination (HD) robot kameralarla, son teknoloji resim masaları ile donatılmış bir çok canlı yayına ev sahibi olabiliyor. Bütün salonlarda 6-12 dil simültane ve 1-325 delege konferans sistemleri sinema dolby, video konferans, lİve striming, digital lcd kontrol ve projeksiyon sistemleri ile donatıdı.
220 bin metre kablo
Sahne platformları hareketli olduğundan çeşitli şekillerde kullanılabilecek. Akustik konserlerde mekanik 'Era kabuk' sistemi kullanılarak ayrıca bir elektronik ses sistemine ihtiyaç duymadan konserler düzenlenebiliyor. Salonlar arası ses ve görüntü aktarımı yapılarak 6 bin kişi aynı anda aktiviteye katılabiliyor.
Sütlüce Kültür ve Kongre Merkezi'nde ses, ışık ve görüntü sistemlerine 220 bin metre kablo çekildi. Kılcal kabloların uzunluğu ise teknik elemanlar tarafından şakayla karışık; 'Hesaplamak zor ama her halde aya kadar gider' diyerek, anlatılıyor.