Farklı üniversitelerden akademisyenler ve eleştirmenler, edebiyattan milliyete, cinsiyetten sosyal hayata birçok konuda 'kimlik' meselesini irdeledi. Etkinliğin açış konuşmasını Elif Şafak yaptı. Prof. Dr. Jale Parla ise konuşma öncesinde Elif Şafak'ın bütün romanlarının kimlik farklılıklarını sorguladığını ve o farklılıkları silmeye yöneldiğini anlattı.
Kimlikle bir türlü yüzde yüz barışık olamadığını, aynı zamanda bu kavramdan hiçbir zaman vazgeçemediğini belirten Elif Şafak, 'Edebiyat taşıdığın kimliği anlatmak değil, bir başkası olmayı anlatmaktır. Tıpkı aktörlük gibi. Her bir karakterin suretine bürünüyor sonra değiştiriyorsun. Hepimizin zihnimizde oluşturduğumuz benlerimiz var. Bunları yıkmak lazım. Ben edebiyattan bir başkası olabilmek yeteneğini anlıyorum. Bu yüzden hakikate farklı kimliklerden bakmalıyız. Romanlarımda bunu yapmaya çalışıyorum.' dedi.
Mevlânâ'dan alıntıladığı pergel benzetmesinden yola çıkan Şafak, bir ayağının çok yerel olduğunu belirterek, diğer ayağının dünyayı dolaştığını ve evrensel özü yakalamak için uğraştığını söyledi. Elif Şafak, edebiyatın tıpkı tasavvuf gibi önümüze çıkarılanları ve zihnimize koyduğumuz hudutları aşmak için muazzam bir vasıta oluşturduğunu düşünüyor. Edebiyatçının çok sabit bir kimlik tanımına hapsolmaması gerektiğini belirten yazar, olduğumuz değil, hissettiğimiz şeyi yazmamız gerektiğini söylüyor.
Konuşmasında İtalio Calvino'nun ' Okurlar, gerçek hayatıma dair bir şey beklemesin, hep hayal gücü.', Faulkner'ın ise 'Tek bir iz bile bırakmadan çekip gitmek istiyorum.' sözlerini aktaran Şafak, 'Edebiyat kendini ifşa etmek değil, başkası olmaya çalışmak ve kendini yok etmektir. Buna ben sile sile yazmak diyorum.' dedi. Elif Şafak konuşmasında Med-Cezir adlı kitabından yazıya nasıl başladığının hikâyesini de okudu. Her kitabında farklı yazı teknikleri kullandığını söyleyen Şafak, 'Sürekli kendini silen ve inşa eden bir süreç olarak görüyorum yazıyı. Bu yüzden sabit bir kimliğe bir adrese sıkıştırmak istemiyorum.' dedi.
Şafak'ın ardından Asuman Kafaoğlu Büke 'Doğu-Batı arasında sıkışmış edebiyat geleneği'ni, Prof. Dr. Himmet Umunç 'Ortaçağdan Rönesans'a Batı'da Türk kimliğinin değişimi'ni, Yrd. Doç. Dr. Y. Güniz Sertel ise 'İstanbullularda kimlik mozaiği'ni anlattı. Edebiyat, eleştiri ve çeviri konularında bildirilerin sunulduğu toplantılar, 1988 yılında vefat eden edebiyat eleştirmeni, yazar ve dil bilimci Prof. Dr. Akşit Göktürk adına on yıl önce başlatılmıştı. Toplantı bugün, akademisyenlerin kimlik üzerine konuşmaları ile sona erecek.