Elektrik, gaz ve su bedava!

Yerel seçimlere 20 gün kaldı. Büyük partilerin belediye başkan adayları çalışmalarına hız verdi. Ama seçimlere sadece bildiğimiz büyük partiler girmiyor. Yarışta farklı çizgideki partiler de var. Türkiye Komünist Partisi bunlardan biri. Hatta seçimlere CHP'den bile daha örgütlü giriyor.

Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde ve beldesinde adayları var. Adayların çoğunluğu işçi. Kadın aday oranının en fazla olduğu parti. En ilginci ise vaatleri, daha doğrusu seçim programları. Buna göre, su, elektrik, doğalgaz ve hatta ulaşım bedava olacak. Kimimize gerçekçi gelmeyebilir. Hatta başlığı okuyanların kimi 'Bunlar hayal' bile diyecektir. Ama TKP'nin oylarında son seçimlerde düzenli bir artış söz konusu. İşte bu haftaki Haftanın Sohbeti'nin konuğu Türkiye Komünist Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner. Yıllardır TKP içinde görev yapan Güner, metalurji mühendisi. Seçilme şansı olmayan diğer küçük partilerdeki adaylar gibi gerçekten kopuk olmayan Güner, 'Şimdilik seçilmem mümkün değil biliyorum' diyor.

* TKP, bütün illerde mi yoksa sadece belli yerlerde mi aday gösteriyor?

81 il ve 957 ilçede yani bütün Türkiye'de seçime giriyoruz. Kendi adımız ve adaylarımızla... Bazı il ve ilçelerde ise bağımsız adayları destekliyoruz. Kocaeli ve Samsun'da büyükşehir belediye başkan adaylarımız ise solun ortak adayları olarak TKP listesinden seçimlere giriyor. Ayrıca bazı yerlerde de ÖDP ve EMEP adaylarını destekleme kararı aldık.

* Kazanacağınızı söylüyor musunuz? Yoksa gerçekçi misiniz?

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçilmem şimdilik mümkün görünmüyor. Ama kazanmayı nasıl algıladığınıza bağlı. Kazanmak, hedefinizi yerine getirmektir. Biz elbette nihai olarak kazanacağımıza inanıyoruz. Seçilemeyecek olmam seçmenlerden oy istemediğimiz anlamına gelmemeli. Biz ülkemizin ABD ve AB'ye bağımlılığının giderek derinleşmekte olduğunu ve işbirlikçi siyasi iktidarlar tarafından sömürgeleştirilen ülkemizde emekçilerin haklarının günden güne elinden alındığını düşünenlerden oylarını istiyoruz. Piyasacılığın emek düşmanlığı üzerine kurulu olduğunu düşünenlerin ve sömürüyü bitirmek isteyenlerin oylarını istiyoruz. 'Durmayın, felakete gidişi durdurun' diyoruz.

* Seçilemeyeceğinizi kendiniz de söylüyorsunuz, seçime bu kadar kapsamlı bir şekilde girmekle neyi hedefliyorsunuz?

TKP, ülkemiz siyasetinde emekçilerin ağırlığını artırmak istiyor. İşçi ve emekçilerin sesinin daha gür çıkması için çalışıyoruz. Emekçi kimliğinde yazan aydınlanmacılık ilkesinin üzerinin bu kadar kolay çizilemeyeceğini düşünüyoruz. Toplumun gericileştirilmesine, izin vermeyeceğimizi ilan ediyoruz. Üretenlerinin yöneten olması için istiyoruz. Bu nedenle yerel seçimler çok önemli. Seçimlerde tüm partiler emekçilerden onay istiyor. Biz de onay istiyoruz.

* İstanbul'u nasıl yönetmeyi planlıyorsunuz, komünist sistemdeki gibi mi?

Biz emekçilerin iktidarı için mücadele yürüten bir partiyiz. Tek başına İstanbul'un iyi yönetilmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. İyi yönetim anlayışı, işçilerden yana politikaların hayata geçirilmesidir. Bugün Türkiye'nin sorunları İstanbul'un da sorunlarıdır. İstanbul sermaye tarafından kuşatılmış bir kent. Bu durum ise kentin sorunlarını daha da ağırlaştırıyor. Kar ve rant belirleyici hale geliyor. Bana göre, İstanbul'un en önemli sorunu işçilerin, emekçilerin kenti olmamasıdır. Her yerden sermaye ve politikaları ile kuşatılmış olan dünyanın en güzel kentlerinden birini emekçiler için dolayısıyla halkın tamamı için yaşanabilir bir kent haline getireceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Emekçilerin kent yönetiminde söz sahibi olmasını sağlayacak yönetim biçimleri uygulayacağız. Yani kent, emekçilerin ihtiyacına göre biçimlenecek.

* Komünist sistemdeki gibi su, elektrik ve doğalgaz bedava mı olacak?

Elektrik ve doğalgaz giderlerinin ücretlendirilmesinde yetki kent yönetimlerinde değil, hükümetler tarafından yapılıyor. Ama tek başına İstanbul'da bedava kullanım değil, bütün ülkede emekçilerin su, elektrik ve doğalgazı bedava kullanımını sağlayacağız.

Gerçekten bedava su, elektrik mümkün mü?

Bunun hayal olduğunu düşünenler var. Ama ülkemiz kendisine yetecek enerji üretimini sağlayabilecek durumda. Tabii enerjide dışa bağımlılığın ortadan kaldırılacağı bir yönetim sistemine geçilmediği sürece bedava kullanım mümkün olmayacaktır. Kaldı ki bunu yalnızca biz söylemiyoruz, akademisyenler ve konunun uzmanları tarafından da ifade ediliyor. Kendi enerjimizi üstelik bedava üretebilecek kaynaklara sahipken, ülkemiz her alanda olduğu gibi enerji alanında da dışa bağımlı hale getirildi. Şimdi sırada suyun özelleştirilmesi var. Dereler ve akarsular özelleştirilmeye çalışılıyor. Yağmur suyunu toplamanın bile yasaklanacağı bir döneme doğru gidiyor ülkemiz.

* İstanbul trafiğine bir çözüm projeniz var mı?

Bu sorun iyi planlama ile çözülebilecek durumdayken, kar güdüsü ve otomotiv satışlarını artırma kaygısı nedeniyle iyice içinden çıkılmaz hale gelmiş durumda. Trafik sorunun çözümü toplu taşıma olanaklarının artırılmasından geçiyor. Bugün çözüm diye sunulanlar çözüm olmaktan ziyade sorunların ağırlaşmasına neden olduğu gibi, emekçiler açısından işe gidip gelmek dahi aylık bütçelerinde önemli bir toplama ulaşıyor. Oysa merkezi bir planlama ile ulaşım bedava hale getirilebilir.

* Ya yoksulluk?

Biz projelerle hareket eden, siyaset yapan bir parti değiliz. Kapitalist dünya da yoksulluğu azaltma projeleri yapıyor. Tek bir amaçları var; tüketimin azalmaması. Bir taşla iki kuş vuruyor, hem borçlandırıyorlar hem de kapitalist düzenin devamı için ek kaynak yaratıyorlar. Bizim açımızdan toplumsal üretimden elde edilen değerin tümüyle vatandaşların gereksinimleri karşılanacağı için yoksulluk olmayacak. Herkesin bir işi olacak, herkesin çalışma hakkı olacak. Yoksulluğu yaratan tüm unsurlar ortadan kaldırılmış olacak.

ECEVİT KILIÇ- SABAH