Dolar

34,8459

Euro

36,6446

Altın

3.023,04

Bist

10.063,80

Bahçeli: Başbakan'a bu yakışmıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerilim stratejisi izlediğini, siyasal etiğe uymayan bir üslup takındığını savundu.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-03-07 23:32:00

Bahçeli: Başbakan'a bu yakışmıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerilim stratejisi izlediğini, siyasal etiğe uymayan bir üslup takındığını savunarak, ''Omuzunda bir palto, Kasımpaşa yürüyüşüyle bir bu tarafa, bir o tarafa, millete gözdağı çekiyor. Bir Başbakan'a bu yakışmıyor'' dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin İzmir Gündoğdu Alanı'nda düzenlediği mitingde halka seslendi.

Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Bahçeli, 29 Mart seçimlerinin Türkiye'nin geleceği için önemli işaretler veren bir seçim olarak da algılanması gerektiğini, seçimin, ülkenin çok ağır bir gerilim ve bunalım yaşadığı bir dönemde yaşanacağını kaydetti.

AK Parti'nin, kendisini iktidara sürükleyen fırtınanın etkisi altında kaldığını, ülke politikasının iç ve dış unsurları belirlenirken ''teslimiyetçi'' yaklaşım içinde, ekonomide ''ver kurtulcu'' ve milli meselelerin değerlendirmesinde ise ''sat kurtulcu'' bir anlayış içinde davrandığını ileri süren Bahçeli, AK Parti'nin ''6 yıllık kötü yönetimin üstünü örtmek ve oylarını pekiştirmek için gerilim stratejisi izlediğini'' savundu.

Son günlerde bu gerilim stratejsinin daha da yoğunlaştığını, etnik bölünmenin tırmandırılmaya çalışıldığını, inanç ve mezhep temelinde ayrım yapmayı öngören bir politikanın izlendiğini anlatan Bahçeli, devletin kurumları arasında ''saygıyı ve dayanışmayı sinsice bozan bir anlayışın'' sürdüğünü öne sürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yurtiçi gezilerinde ''TOKİ'nin sanal programları'' çerçevesinde ziyaretlerde bulunduğunu, yurtdışı gezilerinde ise hangi ülkeye niçin gittiği belli olmayan biçimde hareket ettiğini savunan Bahçeli, dış gezilerde yapılan görüşmelerde Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkilinin de bulunmadığını savundu.

Bahçeli, ''Kayıtdışı ekonomideki görüntü, kayıtdışı uluslararası ilişkilerde de kendisini hissettiriyor. Bir Başbakan, bir başka ülkede yaptığı görüşmeleri Dışişleri Bakanlığı'ndan bir görevliyi yanına alarak niçin yapmaz? Hangi karanlık odalarda, hangi karanlık ilişkilerde, hangi kazan kazan oyunları oynanıyor, bir türlü anlaşılmamaktadır'' diye konuştu.

TAHTEREVALLİ SİYASETİ

Gerilim stratejisi çerçevesinde, AK Parti ile CHP arasında bir ''tahterevalli siyasetinin'' izlendiğini belirten Bahçeli, İzmirliler'in bu oyuna düşmemeleri gerektiğini söyledi.

Erdoğan'ın, Türkiye'de 36 etnik unsurun bulunduğunu söylemesinin, toplumu birbirinden ayrıştırma niteliği içerdiğini, bununla nereye varmak istediğini anlayamadıklarını, bu seçimde Erdoğan'a halkın bir ders vermesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti: ''Seçim meydanına gelmesinde yarar var. Karanlık odalarda kalması ülkemiz için zararlıdır. Ama seçim meydanına gelen Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de siyaseti kirletiyor, siyasi üslubu kaba bir Türkçe ile yapma gayreti içine giriyor. İftira, yalan ve karalamayla, dün 'al ananı git' diye çiftçiye sesleniyordu, memura ve işçiye benzer şeyler söylüyordu. Şimdi aklınca aynı oyunu oynuyor. Siyasi yarışta bulunan ve kendisine rakip olacak siyasi partiler için aşağılayıcı, hakaret edici davranışlar içine girerek, omuzunda bir palto, Kasımpaşa yürüyüşüyle, bir bu tarafa, bir o tarafa, millete gözdağı çekiyor. Bir Başbakan'a bu yakışmıyor.''

KÜRESEL KRİZ

Bahçeli, küresel krizin etkilerinin Türkiye'de de hissedilmesine başlandığını, büyük bir felaketin işaretlerinin göründüğünü öne sürerek, özel sektörün borç yükünün dövizin yükselmesiyle birlikte arttığını, bu borçların ödenemez duruma gelmesi halinde birçok fabrikanın kapanmak zorunda kalacağını, bunun da işsizliği daha da artıracağını ve bir toplumsal patlamaya neden olacağını anlattı.

Bahçeli, Erdoğan'ın, bu duruma önlem almak için bir an önce ekonomik ve toplumsal konseyi oluşturan unsurlarla biraraya gelmesi gerektiğini söyledi.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Herkese danış ve neticede bir ekonomik program ortaya koy. Kalk bunu anlat, sen ne yapacaksın, Bahçeli, Sivas'ın ötesine gider de gitmez de. Ben istediğim zaman istediğim yere gidebilirim. Felaketin altında kaldığın zaman nereye gideceğini sen düşünmeye başla. Bu gidişat hayra işaret gözükmüyor. Şimdi kalkmış hala 'eskort vereyim de gitsin' diyor. Şu üslup bozukluğuna bakın. Zaten bizi buraya eskort getiriyor. Önümüzde bir tane emniyet gücünün eskortu var. Bizim eskorta ihtiyacımız yok. Hele Recep Tayyip Erdoğan, sana hiç ihtiyacımız yok.

İkide bir konuşuyor, nerede konuşuyor? Türkiye'nin bölünmesi için kaşınacak olan kışkırtılacak olan yerlerde konuşuyor. (Bunlar Sivas'ın ötesine geçemez) diyor. Sayın başbakan, Sivas neresidir, Sivas'ın ötesi neresidir? Sivas'ın ötesinden kastettiğin 5 bin emniyet mensubu, 5 bin jandarmayla, büyük bir gürültüyle gidip bir kapalı toplantı yapıp geri döndüğün bir ili mi kastediyorsun? Bu sözler yakışık olmayan sözlerdir. Batılı küresel güçlerin Türkiye'yi bölmek için bir kıvrım yapıp, oradan itibaren sınır belirledikleri bölünme coğrafyasını ortaya koydukları haritalar da var. Yoksa bu haritalar çizilirken sen de mi oradaydın Recep Tayyip Erdoğan?''

Haber Ara